Büyük Üstat Mevlana ..

[schizophren84]

bluegirlx Nickli Üyeden Alıntı

Taş olarak ölmüştüm, bitki oldum.
Bitki olarak öldüm ve hayvan oldum.
Hayvan olarak öldüm, o zaman insan oldum.
Öyleyse ölümden korkmak niye?
Hiçbir sefer kötüye dönüştüğüm,
...Ya da alçaldığım görüldü mü?
Bir gün insan olarak ölüp,
ışıktan bir yaratık,
rüyaların meleği olacağım.
Fakat yolum devam edecek,
Allah’tan başka her şey kaybolacak.
Hiç kimsenin görüp duymadığı birşey olacağım.
Yıldızların üstünde bir yıldız olup,
Doğum ve ölüm üzerinde parlayacağım.


Mevlana Celaleddin Rumi

canlı Nickli Üyeden Alıntı

Bu şiiri reenkarnasyona inandığını hatta inanmaktanda öte bildiğini gösteriyor, ruhlarımız uzun bir yolculukta olduğuna bende inanıyorum artık.

vakti zamaninda hindistandan baska bir ülkeye fil götürmüsler. o ülkeye ilk defa fil gidiyormus, filin ülkeye geldigi aksam hakltan bir kac kisi filin nasil bir sey oldugunu görmek ve anlamak icin geceleyin gizliden filin yanina gitmisler, o karanligin icinde birisi filin hortumunu tutmus ve demiski, "demekki fil boru gibi bir sey", digeri filin kulagini tutmus demiski "demekki fil tepsi gibi yassi ve düz bir sey", digeri filin gövdesine dokunmus demiki "demekki fil sandik gibi büyük ve iri bir sey", bir baskasi filin kuyrugunu tutmus ve demiski "demekki fil ucu püsküllü bir sey". (mesneviden)

diyecegim odur ki, insan inanmak istedigi seylere, görmek istediklerine inaniyor, ama isin asli gördüklerimizden ibaret degildir. bu yüzden mevlanin mesnevisinden böyle bir hikayeyi buraya yazdim. arkadasimiz reenkarnasyona inaniyor, kendi inanci ama bir seyde yanlis var, mevlana reenkarnasyona inanmiyor, mevlana ki o bir Allah asiki, reenkarnasyon gercek olmus olsaydi bile Allahin yanindayken bir daha dünya zindanina geri gelmek istermiydi. siirde belli bir dogum ve ölüm sirasi var, ilk basta tastan (topraktan) bitmki olmus sonrasinda hayvan olarak dogmus ve sonrada insan olmus. hepimiz topraktan yaratildigimiza göre topraktan bitkiye gecen minareller topraga ait, sonra bitkiyi yiyen hayvandir, sonra hayvana gecer ve hayvani yiyende insandir, sonrada insana gecer. sen bir topraksin zaten, bitkide hayvanda ve insanda can bulurken öldünde simdi neden korkuyorsun diyor. birgün ölünce ruh bedenden ayrilacak ve baska bir aleme gidecek, amelleri mertebesinde bir nura sahip olup onunla isik sacacak ve bu sekilde sonsuza kadar kalacak, bu dünyada birakilan bedene gelince herseyin kaybolacagi gibi o da kaybolacak, ölümden sonrasi hakkinda daha önce bir yasantimiz olmadigi icin kimsenin görmedigi ve bilmedigi bir sey olunacak, ve o sekilde sonsuza kadar kalacak, sonsuz oldugu icinse artik ne ölüm nede dogum icin anlamli olacak, dolayisiyla yeni bir anlam kazanip dogum ve ölümden baska bir anlama yani sonsuzluga gecis yapacak.

aslinda mevlananin anlatmak istedigide böyle birseydir, umarim anlatabilmisimdir, aslinda isin icinde reenkarnasyon yok, sadece bir halden baska bir hale dönüsüm var ama bunun ruhla alakasi yok, sadece bedeni maddesel degisim, yani bir proteinin topraktan bitkiye, bitkiden hayvana, hayvandan da insana gecisi vardir. ruhlarimiz uzun bir yolculukta aslinda sonsuz yolculukta. sadece insanlarin mevlananinda reenkarnasyona inandigini göstermeye calismalari beni biraz rahatsiz etti. zaten bu olayida insan kendi akliyla uydurdu diye düsünüyorum, tabi bu benim kendi fikrim, ama mevlana gibi bende reenkarnasyona inanmiyorum, ve mevlananin mesnevisinde ölüp tekrar dirilme ve yine ölüp yine dirilme ila ilgili bir sey yok, sadece bu siirinde insan bu sekilde düsünüyor ama dedigim gibi insan aslinda nasil düsünmek istiyorsa öyle düsünüyor. saygilarimla

[comte]

schizophren84 Nickli Üyeden Alıntı

vakti zamaninda hindistandan baska bir ülkeye fil götürmüsler. o ülkeye ilk defa fil gidiyormus, filin ülkeye geldigi aksam hakltan bir kac kisi filin nasil bir sey oldugunu görmek ve anlamak icin geceleyin gizliden filin yanina gitmisler, o karanligin icinde birisi filin hortumunu tutmus ve demiski, "demekki fil boru gibi bir sey", digeri filin kulagini tutmus demiski "demekki fil tepsi gibi yassi ve düz bir sey", digeri filin gövdesine dokunmus demiki "demekki fil sandik gibi büyük ve iri bir sey", bir baskasi filin kuyrugunu tutmus ve demiski "demekki fil ucu püsküllü bir sey". (mesneviden)

diyecegim odur ki, insan inanmak istedigi seylere, görmek istediklerine inaniyor, ama isin asli gördüklerimizden ibaret degildir. bu yüzden mevlanin mesnevisinden böyle bir hikayeyi buraya yazdim. arkadasimiz reenkarnasyona inaniyor, kendi inanci ama bir seyde yanlis var, mevlana reenkarnasyona inanmiyor, mevlana ki o bir Allah asiki, reenkarnasyon gercek olmus olsaydi bile Allahin yanindayken bir daha dünya zindanina geri gelmek istermiydi. siirde belli bir dogum ve ölüm sirasi var, ilk basta tastan (topraktan) bitmki olmus sonrasinda hayvan olarak dogmus ve sonrada insan olmus. hepimiz topraktan yaratildigimiza göre topraktan bitkiye gecen minareller topraga ait, sonra bitkiyi yiyen hayvandir, sonra hayvana gecer ve hayvani yiyende insandir, sonrada insana gecer. sen bir topraksin zaten, bitkide hayvanda ve insanda can bulurken öldünde simdi neden korkuyorsun diyor. birgün ölünce ruh bedenden ayrilacak ve baska bir aleme gidecek, amelleri mertebesinde bir nura sahip olup onunla isik sacacak ve bu sekilde sonsuza kadar kalacak, bu dünyada birakilan bedene gelince herseyin kaybolacagi gibi o da kaybolacak, ölümden sonrasi hakkinda daha önce bir yasantimiz olmadigi icin kimsenin görmedigi ve bilmedigi bir sey olunacak, ve o sekilde sonsuza kadar kalacak, sonsuz oldugu icinse artik ne ölüm nede dogum icin anlamli olacak, dolayisiyla yeni bir anlam kazanip dogum ve ölümden baska bir anlama yani sonsuzluga gecis yapacak.

aslinda mevlananin anlatmak istedigide böyle birseydir, umarim anlatabilmisimdir, aslinda isin icinde reenkarnasyon yok, sadece bir halden baska bir hale dönüsüm var ama bunun ruhla alakasi yok, sadece bedeni maddesel degisim, yani bir proteinin topraktan bitkiye, bitkiden hayvana, hayvandan da insana gecisi vardir. ruhlarimiz uzun bir yolculukta aslinda sonsuz yolculukta. sadece insanlarin mevlananinda reenkarnasyona inandigini göstermeye calismalari beni biraz rahatsiz etti. zaten bu olayida insan kendi akliyla uydurdu diye düsünüyorum, tabi bu benim kendi fikrim, ama mevlana gibi bende reenkarnasyona inanmiyorum, ve mevlananin mesnevisinde ölüp tekrar dirilme ve yine ölüp yine dirilme ila ilgili bir sey yok, sadece bu siirinde insan bu sekilde düsünüyor ama dedigim gibi insan aslinda nasil düsünmek istiyorsa öyle düsünüyor. saygilarimla

Belki de vardır.Nerden biliyorsunuz ?

Siz de var olmadığına inanmak istiyor olabilirsiniz.Var olduğuna inanmak isteyenler varsa, olmasını istemeyenler de olabilir tabi.

Buna reenkarnasyon demeyiz belki de enkarnasyondur :)

Buna neden inanmak isteyip istemediğimiz önemli olan.

Bence sizi rahatsız eden şey reenkarnasyonun olması değil, bunun dine ters düşmesi.

Mevlananın bu sözlerinden farklı anlamlar çıkarıp istediğimiz doğrultuya getirmek yerine direkt olarak dediği şey ne ise onu anlamamız gerekmez mi ?

[schizophren84]

by M.Ç Nickli Üyeden Alıntı

Belki de vardır.Nerden biliyorsunuz ?

Siz de var olmadığına inanmak istiyor olabilirsiniz.Var olduğuna inanmak isteyenler varsa, olmasını istemeyenler de olabilir tabi.

Buna reenkarnasyon demeyiz belki de enkarnasyondur :)

Buna neden inanmak isteyip istemediğimiz önemli olan.

Bence sizi rahatsız eden şey reenkarnasyonun olması değil, bunun dine ters düşmesi.

Mevlananın bu sözlerinden farklı anlamlar çıkarıp istediğimiz doğrultuya getirmek yerine direkt olarak dediği şey ne ise onu anlamamız gerekmez mi ?

belkide vardir belkide söyledir belkide yoktur dersek isin icinden cikamayiz, belkide vardir demenin bir anlami yokki, inaniyorsaaniz inaniyorsunuzdur inanmiyorsaniz innamiyorsunuz bu kadar nokta,
ben dedimki bana göre yoktur, kendi sahsi görüsüm, arkadasim var olduguna inaniyor saygi duyuyorum dedim orada, ama mesneviyi okudum tasavvufla ilgileniyorum, ben mevlanin böyle bir sey dedigini ima ettigini görmedim dedim. "ben görmedim" demek ben görmedim demektirki, ben görmedim diye olmaz demiyorum farkindaysaniz,

benim dinim beni ilgilendirir, benim yaptigim isler beni ilgilendirir, ama olay reenkarnasyon diye, hmm demekki dini acidan düsünüyor gibi benim yerime düsünmeniz anlamsiz, zira ben inanmiyorum iste olay bu kadar bitti yani, belki dini acidan belkide dini acidan degil bu sizi ilgilendirmezki, ben arkadasim inaniyor diye hmm demekki dini acidan düsünmüyor demedimki dimi. yani onun baska düsüncelerini bu isin icine katmadim demek istiyorum.

mevlananin bu siirinden farkli anlamlar cikarip reenkarnasyona dayandiran ben degilim, sadece demek istedigim burda reenkarnasyondan bahsetmiyor bence dedim. mevlananin yazdiklarini herkes mevlananin anlatmak istedigi demek istedigi gibi anlayabilseydi zaten ortada böyle bir konusma olmazdi. yani demek istedigim herkes nasil anliyorsa öyle anliyor tipki istanbula bakip siir yazan orhan veliyle, yine ayni istanbula bakip küfür eden bir insan gibi. keske sizin dediginiz gibi yazilanlar oldugu gibi algilanabilseydi...

saygilarimla

[comte]

Öncelikle burada din inanç siyaset gibi konular konuşmuyoruz.İlgiyle takip edilen güzel bir konunun yönü bu şekilde değişiyor.

Tartışma bizi bir yere götürüp karşılıklı iyi niyetimizi pekiştirecekse ve farklı şeyleri öğrenmemize vesile olacaksa faydalıdır.

Burada öğrenme amaçlı tartışmalar yapıyoruz.Ama, "sizi ilgilendirmez beni ilgilendirir , bu budur size ne, bu kadar nokta" tarzında kaba dille yazılan çocuksu atışmaları onaylamıyoruz.

Dikkat ederseniz yansıtma yapıyorsunuz.Benim size direkt olarak hitap ederek yazdığım bir yazı yok.Biz diliyle yazdım ki hepimizi kapsayan bir düşünme tarzı olsun.Sizi rahatsız eden bölümün de dine ters düşmesi olarak yorumladım.Yorum adı üstünde.Ne bir hakaret var ne de saldırı.Bir çeşit çözümleme.Bunu saldırı gibi görmeniz sizin kendi iç dünyanızın bir ürünü.

Her neyse.Kimin neye inanıp inanmadığı bir başkasını hatta bir başka dini bile ilgilendirmez.Mesneviyi ben de okudum kendimce.Ayrıca Mevlananın hayatını felsefesini de takip ediyorum.Mevlana şehrinde de yaşıyorum.

Tasavvufun biliyorsunuz 4 aşaması denilen egoyu terbiye etme hatta ortadan kaldırmaya yönelik bir çok çalışması var.Bence siz ya tasavvufu bırakın ya da daha fazla içine girin.Sade bir yazıya bile bu kadar sinirli ve agresif davranmanız egonuzun, sizin üzerindeki hakimiyetini göstermeye yetiyor.

Sizinle inanç, din, enkarnasyon tartışması yapıp polemiğe girecek değilim.

Zaten bu tür tartışmalar birer teoriden öteye gidemez.Tıpkı din gibi inanırsınız ya da inanmazsınız olur biter.

Arkadaşlarımız Mevlananın yazısının reenkarnasyon olabileceğini söylemişler.Yazıda zaten direkt bu vurgu var.Bu yazıyı isteyen istediği yere çeker ya da sadece okuduğu neyse onu anlar.

Yapılan yorumlara ve yazılanlara saygılı ve usluplu bir tarzda yazmak nezaket ve saygı ve forum kurallarımızdandır.Her şeyi üzerinize alıp da konunun yönünü ya da içeriğini değiştirmeye yönelik yeni bir tartışma yaratacak yazı yazmayın lütfen.

Teşekkürler..

[kuzzen]

mest oldum daha söylenecek birşey yok teşekkürler

[bluegirlx]

Sevgi Suya benzer
Sevgi suya benzer. Nasıl ki su girdiği kabın şeklini alırsa, sevgi de içinde bulunduğu düşünce kalıbının biçimine girer. Susuz bir tas, işe yaramaz ;sevgiden yoksun düz mantık ve salt bilgi de,susuz tas gibidir. Elimizdeki kap, ancak sevgi suyuyla doldurursak işe yarar

[cixili]

İç sıkıntısı görünce ona bir çare bul. Çünkü dallar, hep kökten meydana gelir.
Kişinin sırrı ağacın köküne benzer. Yaprakları, o kökten feyz alırda kupkuru gövdesinden çıkar, yeşerir.

[hombusman]

by M.Ç Nickli Üyeden Alıntı

Belki de vardır.Nerden biliyorsunuz ?

Siz de var olmadığına inanmak istiyor olabilirsiniz.Var olduğuna inanmak isteyenler varsa, olmasını istemeyenler de olabilir tabi.

Buna reenkarnasyon demeyiz belki de enkarnasyondur :)

Buna neden inanmak isteyip istemediğimiz önemli olan.

Bence sizi rahatsız eden şey reenkarnasyonun olması değil, bunun dine ters düşmesi.

Mevlananın bu sözlerinden farklı anlamlar çıkarıp istediğimiz doğrultuya getirmek yerine direkt olarak dediği şey ne ise onu anlamamız gerekmez mi ?

Mevlananın bu sözlerinden farklı anlamlar çıkarıp istediğimiz doğrultuya getirmek yerine direkt olarak dediği şey ne ise onu anlamamız gerekmez mi ?

hem bunu söyleyip hemde ''belki de'' diyemezsiniz.6 cilt mesnevi boşa yazılmamaıştır.onu sadece bu şiirinden anlamaya çalışarak (ki sadece okuyarajk onun gibi bir insanı ne kadar anlarız o da ayrı bir konu) kendi anlamak istediği anlamı çıkaran asıl sizsiniz.

[comte]

hombusman Nickli Üyeden Alıntı

Mevlananın bu sözlerinden farklı anlamlar çıkarıp istediğimiz doğrultuya getirmek yerine direkt olarak dediği şey ne ise onu anlamamız gerekmez mi ?

hem bunu söyleyip hemde ''belki de'' diyemezsiniz.6 cilt mesnevi boşa yazılmamaıştır.onu sadece bu şiirinden anlamaya çalışarak (ki sadece okuyarajk onun gibi bir insanı ne kadar anlarız o da ayrı bir konu) kendi anlamak istediği anlamı çıkaran asıl sizsiniz.

Ne söylemek istiyorsunuz yani.
Neye inanmak istiyorsanız veya inanmıyorsanız o sizin meseleniz.Ama bu söz böyle.Neyi değiştireceksiniz bu yazınızla.

"Belki de" kelimesi gayet yerinde.Belki de öyledir evet.Aksini ıspatlayabilir misiniz.Ben belki de dediğim şeyleri ıspatlayamam.O yüzden belki yazılır zaten.
Ben kimseyi anlamaya da çalışmıyorum ki.Söylenmiş bir söz üzerine konuşuluyor burada.
İşinize gelmeyen bir şeyi, işinize gelmesi doğrultusunda uğraşmayın.
Ayrıca sadece bu mesajı yazmak için üye olmuşsunuz sanırım.Başka bir mesajınız yok..

[caglayanst]

Tevazu...
Bir adam kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır. Neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi bir şey yapmış olmak için bunu Hacı Bektas Veli'nin dergahına kurban olarak bağışlamak ister. > > O zamanlar dergahlar aynı zamanda aşevi işlevi görüyordu. Durumu Hacı Bektas Veli'ye anlatır ve Hacı Bektas Veli : - ' Helal değildir ' diye bu kurbanı geri çevirir. Bunun üzerine adam Mevlevi dergahına gider ve ayni durumu Mevlana'ya anlatır. Mevlana ise ; bu hediyeyi kabul eder. Adam ayni şeyi Hacı Bektas Veli'ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmemiş olduğunu söyler ve Mevlana'ya bunun sebebini sorar. Mevlana söyle der: - Biz bir karga isek Hacı Bektas Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir. Adam üşenmez kalkar Hacı Bektas dergahı'na gider ve Hacı Bektas Veli'ye, Mevlana'nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini bir de Hacı Bektas Veli'ye sorar. Hacı Bektas da söyle der: - Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlana'nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir." > > Böylesi tevazu ve incelikle, birbirlerini yermek yerine yüceltebilmeyi becerebilen insanlar olmamız dileğiyle..

sevgiler :)