Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Copernicus (Kopernik)
Dinsel bağnazlıkla özgür düşünce hemen her dönemde çatışma içinde
olmuştur. Ortaçağ düşünce geleneğini kıran ilk bilimsel atılımın astronomide
ortaya çıkması bir bakıma doğaldı. Birkez, astronomide hiç bir alanda olmayan
bir bilgi birikimi vardı. Babillilerin göksel nesnelerin devinimlerine ilişkin
gözlemlerini, kuramsal düzeyde işleyen eski Yunanlıların astronomide büyük
ilerleme kaydettikleri bilinmektedir.17. yüzyıla gelinceye dek
egemenliğini sürdüren Ptolemy (Batlamyus) sistemi bu birikimin ürünüdür. Sonra,
Rönesans'la birlikte, astronomide ivedi çözüm gerektiren pratik sorunlar ağırlık
kazanmıştı. Bu sorunlardan biri denizde boylam hesaplanmasına ilişkindi. Bu ise,
öncelikle, güneşin izler göründüğü yolun doğru belirlenmesini
gerektiriyordu.Çözümü aranan bir diğer sorun takvime ilişkindi. M. Ö.
46'da oluşturulan yürürlükteki takvim yetersizdi. Örneğin, o takvime göre, bir
yıl 365 günden oluşuyordu (Oysa, şimdi bildiğimiz gibi yılın süresi bundan 11
dakika 14 saniye daha kısadır). Ne var ki, bu türden nedenler, doğruluğu
söz götürmez sayılan Ptolemy teorisinde köklü bir değişiklik için yeterli
olamazdı. Astronomlar çoğunluk kimi düzeltmelerle yer-merkezli sistemin
korunabileceği inanandaydılar. Nitekim, klasik dönemden beri kimi bilginlerce
önerilen güneş-merkezli sistem onların gözünde saçma olmaktan ileri bir anlam
taşımıyordu.Yerleşik sistem nerdeyse bağnaz bir inanca dönüşmüştü. Öyle
ki, ortaçağ sonlarına doğru Oresme ve daha sonra Cusalı Nicolas gibi bilginlerin
yönelttikleri ciddi eleştiriler hiç bir etki uyandırmadan kalır. Yeni
arayışların başladığı Rönesans'ta bile sistemin sarsılması kolay olmaz.
Copernicus'un daha öğrencilik yıllarında Ptolemy teorisine karşı içine
düştüğü kuşku ve doyumsuzlukta kendisini önceleyen eleştiricilerin, özellikle
hocası Novara'nın etkisi büyük olmuştur. Bologna üniversitesinde astronomi
profesörü olan Novara, kilisenin o sıra içinde olduğu görecel hoşgörüden de
yararlanarak, Ptolemy sistemine sert eleştiriler yöneltmekteydi. Biraz
önce de değindiğimiz gibi, Ptolemy sisteminin göksel olguları açıklamaya yönelik
salt bir teori olmaktan ileri bir niteliği, dinsel ya da ideolojik bir
bağışıklığı vardı. Sistem ortaçağ skolastik felsefesiyle bütünleşmiş, nerdeyse
resmi bir kimlik kazanmıştı. Eleştirilerin, ne denli yerinde ve tutarlı olursa
olsun, önemli bir etki yaratması beklenemezdi.Sistemin sarsılması
Rönesans'ın getirdiği yeni anlayışı, farklı kültür ortamını bekler. Rönesans
sanatta parlak bir atılım olduğu kadar, sonunda din, bilim, politika ve
ekonomide de geleneksel katı tutumları kıran, dünyaya yeni bir bakış açısı
getiren uzun süreli bir dönüşümdür. Copernicus'un şansı, üstün zekâ ve güçlü
öğrenme tutkusunun yanı sıra, her alanda yeni arayışların başladığı öyle bir
dönemde dünyaya gelmiş olmasıdır.Copernicus kimdi ve ne yaptı? Yalnız
bilimde değil, insanlığın dünya görüşünde de büyük bir devrime yol açan
çalışmasının kapsam ve niteliği neydi? Nicolaus Copernicus Polonya'nın
Torun kentinde üst-yaşam düzeyinde bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. On
yaşında iken babasını yitirdi; bir bilgin-papaz olan amcasının koruyuculuğu
altında büyüdü; aldığı eğitim daha çok teolojiye yönelikti. Ancak, Copernicus'un
ilgi alanı belli bir konuyla sınırlanamayacak kadar genişti. Ülkesinde Cracow
üniversitesini bitirdikten sonra İtalya'ya gider; Bologna, Padua ve Ferrara gibi
dönemin seçkin üniversitelerinde astronomi, matematik, hukuk ve tıp dallarında
altı yıl süren öğretim görür.Bir süre Roma'da matematik profesörlüğü
yaptıktan sonra ülkesine döner, kilisede üst-düzey bir görev üstlenir. Ayrıca,
çeşitli devlet hizmetlerini sürdüren Copernicus bir ara ülkesini dış ilişkilerde
diplomat olarak da temsil eder. Ne ki, onun asıl ilgi alanı astronomi idi.
Aralıksız otuz yıl süren bir çalışmanın ürünü baş yapıtı Göksel Kürelerin
Dönüşleri Üzerine arkadaşlarının ısrarı üzerine yayıma girer. Kitabının ilk
nüshası Copernicus'a yaşamının son günlerinde hasta yatağında ulaşır.
Sorumuza dönelim: Copernicus devrimi nedir, niçin önemlidir?
Copernicus işe koyulduğunda ortaçağ dünya görüşüne karşı çıkma gibi bir
niyeti yoktu. Aldığı eğitim temelde o görüşe dayanıyordu. Onun yapmak istediği
çeşitli yönlerden yetersiz bulduğu Ptolemy astronomisini matematiksel olarak
daha basit, kendi içinde uyumlu ve açıklama gücü daha yüksek bir sisteme
dönüştürmekti.Ptolemy teorisine göre, gökyüzü yıldızların çakılı
olduğu dönen bir küreydi; dünya bu kürenin merkezinde sabit bir konuma sahipti;
çevresinde ay, güneş ve gezegenleri taşıyan iç içe bir dizi kristal küre vardı.
Tanrısal bir düzen diye imgelenen bu sistem, ayrıca insana evrenin merkezinde
olma onur ve gururunu sağlamaktaydı.Ne var ki, salt bilimsel açıdan
bakıldığında sistem gereksiz yere karmaşık olduktan başka tutarsızdı. Sistemde
birbirini tutmayan bir takım varsayımlar, ayaküstü gereksinmelere göre
oluşturulan açıklamalar vardı. Benzetme yerindeyse, baş, gövde, el ve ayak gibi
her parçası başka bir yerden derlenmiş bir heykelin acayip görüntüsünü
sergiliyordu. Copernicus astronomiyi basitleştirme ve tutarlı kılma
girişiminde, kökü klasik çağa uzanan bir hipoteze başvurur (M. Ö. 3. yüzyılda
Aristarcus adında bir bilgin, şimdi güneş sistemi dediğimiz sistemin
merkezinde dünyanın değil, güneşin yer aldığını ileri sürmüş, ancak bağnaz
çevrelerin tepkisiyle susturulmuştu).Doğrusu, yalnız yerleşik öğretiye
değil sağduyuya da ters düşen bu hipotezin bilim tarihindeki devrimsel sonucunu
Copernicus'un öngördüğü kolayca söylenemez. Büyük olasılıkla, Aristarcus
hipotezi onun gözünde göksel sisteme geometrik uyum sağlayan bir basitleştirme
aracıydı. Nitekim, kitabın önsözünde önerilen yeni sistemin bilimsel doğruluğu
değil, salt matematiksel geçerliği vurgulanıyordu.Gerçekten, Copernicus
teorisinin, dünyanın sistemdeki yeni konumu dışında köklü bir değişiklik
içerdiği kolayca söylenemez. Bir kez sayılarını azaltmakla birlikte göksel
kürelere ilişkin varsayımdan vazgeçilmemiştir. Sonra, gezegenlerin
devinimlerinde düzgün çembersel yörüngeler izlediği görüşü korunmuştur. Üstelik
yeni teori de gözlemsel verilerle uyum bakımından kimi güçlüklerle karşı
karşıyaydı. Belki de biraz da bu nedenle 16. yüzyılın sonlarına gelinceye dek
teori beklenen ilgiyi görmez; Ptolemy sistemi yürürlükte kalır.
Bilindiği gibi, Copernicus teorisi iki temel varsayım içermektedir: (1)
Gezegenleri taşıyan göksel küreler dünyanın değil, güneşin çevresinde
dönmektedir; (2) Dünya merkezde sabit değil, kendi ekseni çevresinde günlük,
güneşin çevresinde yıllık dönüşler içindedir. Copernicus'u bu varsayımlara en
başta gözlemsel verilerin yönelttiği kuşku götürmez. Bunun çarpıcı bir kanıtım
şu sözlerinde bulmaktayız: Kanımca, ileri sürdüğüm ilkeler soruna büyük
bir basitlik getirmektedir. Ptolemy sisteminde olduğu gibi dünyayı merkezde
sabit varsayma çok sayıda küre varsayımına yol açmış, bu da sorunu içinden
çıkılmaz karışıklığa sokmuştur. Önerdiğim sistem ise, gereksiz ya da boş
varsayımlara gitmeksizin, bir çok gözlem verisini tek nedenle açıklamaya
elveren, gerçeği her yanıyla yansıtan bir sistemdir. Bu ussal yaklaşım
Copernicus'un çok iyi bilinen cephesi. Onun çoğu kez gözden kaçan bir başka
cephesi daha var! Aşağıdaki alıntıda Copernicus'un evreni ilkel
diyebileceğimiz büyülü bir dille betimleme yoluna gittiğini görmekteyiz:
Evrenin ortasında güneş taht kurmuştur. Bu görkemli tapınakta,
çevresindeki herşeyi bir anda aydınlatan güneş dediğimiz nur kütlesi için daha
saygın bir konum düşünülebilir miydi? Güneşi evrenin Lambası, Bilge yöneticisi
diye övenler olmuştur: Hermes Trismegutus'un gözünde O ışıldayan Tanrı,
Sophocles'in Elektra'sı için herşeyi gören yüce varlıktır. Güneş gerçekten
tahtına kurulmuş Sultan gibi, çevresinde dolaşan gezegenleri çocukları gibi
yönetir. Copernicus'un bu duygusal yanıyla bir tür gizemcilik olan,
teologların da paylaştığı bir felsefenin (Yeni-Platonculuk) etkisinde olduğu
söylenebilir. Ama öylede olsa kilisenin resmi öğretiye ters düşen bir görüşü hoş
karşılaması beklenemezdi. Ne ki, Bruno ve Galileo'ya gelinceye dek Katolik
kilisesi belirgin bir tepki göstermez. Oysa protestan liderler daha baştan
Copernicus'u kınama yoluna gitmişlerdi. Bu budala diyordu Luther, astronomi
bilimini altüst etme sevdasındadır. Oysa kutsal kitap arzın değil, güneşin
döndüğünü bize bildirmiştir.... Bir yeni yetme astrologa halk kulak versin,
olacak iş mi? Copernicus mistik eğilimlerine karşın bir astrolog değil,
gerçek bir astronomdu. Tarih onu 17. yüzyıl bilimsel devrimine yol açan
araştırma tutkusu ve atılımcı kişiliğiyle bize tanıtmaktadır.
Siyaset, Bilim Ve Tarih Bilinci (Doğan Özlem )The Benefits Of TreesEnerji TasarrufuAlternatif Ucuz Enerji KaynaklarıErozyonun Tanımı Ve ÇeşitleriDünyamızın HareketleriDoğalgazDeve KuşlarıTeknolojik CellatlarımızKüresel IsınmaÇimento İşkolu Ve SorunlarıAtmosferin Başlıca Gaz KirleticileriNükleer EnerjiYapay KristallerHyrogen Fuel The Fuel Of FutureKentiçi Ulaşımı Ve Çevre SorunlarıPrcı HakkındaÇevre Kirliliği Ve SonuçlarıSivil SavunmaUluslararası Hukuk Ve Çevre Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |