[kuman1979]

mügeee Nickli Üyeden Alıntı

Bende istek listemi hazırladım kağıt üzerinde değil gerçi ama her sabah ve akşam düşünerek sır'ı harekete geçirmeye çalışıyorum.Ayrıca ben de yakın zamanda bir hayal panosu yapıcam,şuan tasarım aşamasındayım dusun

müge ben siteye yeni üye oldum ve sır çok ilgimi çekti bununla ilgili her şeyi okurken senin mesajını da okudum da çok merak ettim.bu mesaj sanırım şubatta yazılmış.bu zaman zarfında uyguladıysan sonuç alabildin mi acaba diye soracaktım.

[hypnotic]

Öncelikle hoşbulduk.Uzun zamandır "kişisel gelişim" konusunda güncel samimi bir forum arıyordum,sanırım buldum Sinema konusundan başlamamın sebebi ise en sevdiğim kategorilerden biridir diyebilirim.
Konuya gelecek olursak kitabı okuduktan sonra tesadüfen bu kitaba ait bir belgesel olduğunu öğrendim.Sonrada bulup izledim.Ve inanın abartmadan söylüyorum 4 günde zor bitirdim.Zor bitirdim diyorum çünkü bitirmek istemedim Böylesine keyifli bir belgeseli bir daha bulabilmek çok zor.Bu cümleleri yazarken içimden şunu düşünüyorum:"sadece belgesel hakkındamı yazıyım yoksa belgesel+kitap+ana konu hakkındamı yazıyım".Derken şimdi kararımı verdim,herşeyi tadında bırakıp sadece belgesel hakkında şimdilik birkaç şey söyliyim.Bana kalsa bu konu(lar) hakkında günlerce-haftalarca konuşurum.Belgeselde en çok etkilendiğim sahne Yazar Mike DOOLEY nin meşhur "3 basit kelimesi".İzlemeyenler içinde pek içerik vermek istemiyorum açıkçası.Yazarın 3 basit kelimeyi söylerken sahnede yazarın vurguları,vücut dili ve arkadaki fon müziği mükemmel bir uyum ve kurgu oluşturmuştu.Zaten o basit 3 kelimede herşayi açıklayor bir nevi ayrıca okuyanlar bilir "100% düşünce gücü" adlı kitabın temelindede bu var.O kitapta gerçekten çok sağlam bir kitaptır.
Yazı uzamadan ben kısa kesmeye çalışıyım.
Belgeselde en sevdiğim içten bulduğum karekterler şunlar:Bazılarının isimlerini tam olarak hatırlamadığım için şöyle açıklıyım."Tavuk suyuna çorba" serisinin yazarı;süper efendi sıcak bir insan izlenimi yarattı bende.Mike DOOLEY çılgının teki,bununla tanışmayı çok isterim :) .Uzun saçlı finans uzmanı,ağır başlı karizmatik.Bide kel bir metafizikçi vardı DR. JOHN HAGELIN (Bu adamın meslekleri tuhafıma gitti biraz.Hem metafizikçi,hem de kamu politikası uzmanı).Son olarak JOHN ASSARAF ıda unutmamak gerek.
Bunları neden yazdım bilmiyorum ama yazmak istedim.Belki henüz kitabı okuyupta belgeseli izlemeyenler için ilginç ayrıntılar olabilir..
Kendi hayatımda uzun zamandır deyim ve atasözlerini çok sık kullanırım ama bu belgeselden sonra (kitapta da vardı sanırım)son zamanlarda en sık kullandığım ve kullanacağım şu söz benimde şimdilik son sözüm olsun:

"Yapabileceğini de düşünsen, yapamayacağını ,
da düşünsen; her iki durumda da sen haklısın."
Henry Ford (1863-1947)

[skas]

tanrının dogum gününü okuyanınız varmı bence okuyun öneririm

Önemli... Dona'nın "Secret" Bildirgesi

http://www.burakozdemir.com/dogumgunu/default.aspx

Ben The Secret kitabını henüz okumadım,Secret filmini seyrettim,secretteki bütün felsefeyi birerbir kabul etmesemde kabul ettiğim ve farkındalık sağladığım yanları var,şöyleki;
Hayatta birçok olayı düşüncelerimizle çekiyoruz bu doğru,burada ben bu çekim olayını Dua manasında alıyorum,inandığım yüce Kudrete dua ediyorum ve aklımın ermediği konularda neyi kendime çekip çekmeyeceğim konusunda beni Yaradandan yardım diliyorum
Tabiki Dua demek sadece dille yapılan dua değildir,kendini geliştirmek için gayret göstermek ve bize verilen aklı verimli kullanmaya çalışmakta Dua bilinciyle ve içtenliğiyle Yüce Kudrete inanarak yapılırsa sonuçlarda farklı olur

[kzmk]

lalezar Nickli Üyeden Alıntı

Bir inanışa göre Yunus Emre ‘nin üç bin manzumesi vardır. Bunlar bir deftere yazılmıştır. Yunus ölünce bu defter, Molla Kasım denilen bir kişinin eline geçmiştir

Molla Kasım, bir dere kenarına oturup Yunus’un şiirlerini okumaya başlamış. Şiirler içinde medrese inancına uygun olmayanları yırtıp yakmış.Bin tanesini yaktıktan sonra usanan Molla Kasım, diğer bin şiiri okuyup , beğenmeyip sayfa sayfa koparıp kenarında oturduğu dereye atmış.


İkibin birinci şiire gözü takılmış. Cennet- Cehennem hakkında medrese inanışları, cahil hocalar ve sahte dervişleri anlatan bir şiirle karşılaşmış


Ben dervişim diyene bin ün edesim gelür

Seğirdüben sesine varup yetesim gelür

Sırat kıldan incedür kılıçdan keskincedür

Varub anun üstüne evler yapasım gelü


Altında gayya vardur içi nar ile pürdür

Varuban ol gölgede biraz yatasım gelür

Od’a gölge dedüğme ta’netmenüz hocalar

Hatırunuz hoş olsun yanub tütesim gelü


Ben günahumca yanam rahmet suyuyla yunam

İki kanad takınam biraz uçasım gelür

Andan Cennet’e varam Cennet’de Hakk’ı görem

Huri ile Gılman’ı bir bir kaçasım gelür


Derviş Yunus bu sözi eğri büğrü söyleme

Seni sigaya çeker bir Molla Kasım gelür

Molla Kasım, bu şiiri okuyunca “Ben ne yaptım ?” diye dövünmeye başlamış.Derler ki; yakılan bin şiiri gökte melekler ,denize atılan bin şiiri balıklar , Molla Kasım’ın elinde kalan bin şiiri ise, insanlar okumaktaymış
alıntıdır arkadaşlar.

lerzaaaaaaan nerdesin sensiz anlamı yok hiçbişeyin ses veeerr .bak zayıflamanın sırrını söylüycem...

Gerçekten düşündürücü bir şiir hele yunus emre ninse gerçekten düşünmekte lazım

[Işıldayan Safir]

The Secret kabaca çekim yasası hakkında hiç bilgisi olmayan kişiler için temel niteliğinde, oldukça basit ve anlaşılır içeriği olan bir kitap. Ama kitabını okurken de belgeselini izlerken de aşırı sıkılmıştım. Tüm secret uzantılarından da uzak duruyorum artık.