phantommun günlüğüHikayelerimizi Anlatalım ve Üyelerin Değişim Günlükleri phantommun günlüğü Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Bugün dışarı çıktım.Yine günlerdir evdeydim malum.Sonunda ertelemedim ama çarşıya inme planımı bozdum dağa kaçtım.
Bizim ev dağlara yakın güzel bir yerde doğa açısından.Uzun zamandır çıkmamıştım.Şimdi bahar da geldi yemyeşil oldu heryer.Ben de gittim yüksekçe biryere oturup toprakla bütünleştim.
Öfkemi toprakladım.
... ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Üyelerin Değişim Günlükleri telkin cd indir izle İstanbul Üyelerin Değişim Günlükleri nerededir kimdir Üyelerin Değişim Günlükleri çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Üyelerin Değişim Günlükleri hipnoz Üyelerin Değişim Günlükleri olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Üyelerin Değişim Günlükleri hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Üyelerin Değişim Günlükleri kuantum düşünce kitap haberi | |
|
24-03-2010, 11:57 PM
|
#301 (permalink)
| Çevirmen
Üyelik tarihi: Oct 2008
Mesajlar: 0
Tesekkür: 2,233
548 Mesajinıza toplam 2,918 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: phantommun günlüğü Bugün dışarı çıktım.Yine günlerdir evdeydim malum.Sonunda ertelemedim ama çarşıya inme planımı bozdum dağa kaçtım.
Bizim ev dağlara yakın güzel bir yerde doğa açısından.Uzun zamandır çıkmamıştım.Şimdi bahar da geldi yemyeşil oldu heryer.Ben de gittim yüksekçe biryere oturup toprakla bütünleştim.
Öfkemi toprakladım.
Yalnız tüm bu çalışmalara rağmen,boğazıma reiki vermeme rağmen boğazımda gerçekten beni rahatsız eden bir düğüm var.Sanki ağlamak istiyorum ama ağlayamıyorum gibi hissediyorum.Bazen bu his göğsüme iniyor nadir de olsa.
Şu an beni gerçekten rahatsız eden dalgalanmama neden olan şey bu.Yani ortaya çıkmak için uğraşıyor sorun.
Bu düğümü yaklaşık 3 ay önce farkettim.Düzenli meditasyonvari çalışmamı yapmaya başlamamdan sonra oldu.Sanırım kendimi bilinçli anlamda artık daha iyi hissettiğim için oldu bu.Yani o orda hep vardı ama bir ağrı olarak hissedemiyordum.İlk başlarda soğuk algınlığı gibi gibi geldi yine.Ama birkaç günde geçmişti.Arada bir hep olur bu bana.Özellikle son birkaç gündürse iyiden iyiye farkettiriyor kendini sürekli tekrarlayan boğucu bir ağrı olarak.
Üstelik farkettim ki boğaz çakrasının rengi olan maviyi hiç ama hiç sevmezdim son günlere kadar.Son günlerde birazcık kullanır oldum.
Enerji çalışması filan yapıyorum ama sonrasında yine tıkıyorum sanırım.Çünkü yazarken değil ama konuşurken hala problem çekiyorum.
Bu çakra ses telleriyle vs. alakalı.Yani bizim dış dünyayla bağlantımız.O yüzden kendi başımayken bu kadar güvenli,huzurlu,dengeli olabiliyorken, "dış dünyada" hissettiğim anlarda bu kadar sıkıntı çekiyorum.
Sonra bir de farkettim ki.En büyük sorunum güvensizlik.Diğer birikmiş negatiflerin yanındaki en büyük olumsuzluk bu.Ama kendini o kadar güzel kamufle etmişti ki şimdiye kadar bugün ancak görebildim.
O yüzden aidiyet hissim yok..
İnsanı en çok ezen de bu olsa gerek.
Evet çalışmalar bu yöne kayıyor o zaman ilk başta.
Çünkü kendini hiç bir şehre,hiçbir eve,hiçbir insana,hiçbir olay ya da işe ait hissetmediğinde konuşmanın,kendini ifade etmenin,kimi zaman diyalog kurmanın,koşuşturmanın bir anlamı olmuyor.
Şöyle düşün.Bu evrende yapayalnız olsaydın..Ne anlamı olurdu ki ne giyindiğinin,gözlerinin ne renk olduğunun..bir işte çalışmak zorunda hissetmezdin mesela.Bunun gibi hissettiren birşey.Tamam başkaları için yaşamıyorum ama yine de bireye anlam katan şey bütün.
O yüzden bana çoğu zaman konuşmak bile zor geliyor galiba.Bir şeyler için uzun süre çabalamak..
Herşey yolunda gidiyorken yararlı olan şeyleri bile sorgulamak..Anlamsızlık..Nereye sırtını yaslayacağını bilememek..Herşey güzelken birden andan tamamiyle kopmak ve kendini bir boşlukta,anlamsızlık denizinde bulmak..
Böyle gidiyor..
Kendime güveniyorum olumlamalarını yaparken,dünyaya olan güvensizliği es geçmişim.Bütüne güvenmiyorken,derin bir güvensizlik içindeyken kendine ne kadar güvenirsen güven ne önemi var ki?Güvenmediğin dünyada güvendiğin kendin.Ne için?
Kendimden başlamam gerek aslında onu da biliyorum.Öyle de yaptım zaten.Belki de kendimden yola çıkıp gelmem gereken noktaya geldim.Şİmdi dış dünyayı mı anlamlandırabilmem gerekiyor?
Neyse herşeyin cevabı yavaş yavaş geliyor zaten.
Artık yutkunurken bile zorlanıyorum.Bunun vakti geldi.
Şimdiii...Nerden kaynaklanıyor bu derin güvensizlik??? Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.
__________________ Ben bir başarı hikayesiyim. | Offline
| |
25-03-2010, 01:14 AM
|
#302 (permalink)
| Üsteğmen
Üyelik tarihi: May 2007 Bulunduğu yer: İzmir
Mesajlar: 232
Tesekkür: 2,092
344 Mesajinıza toplam 1,691 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: phantommun günlüğü
İyi geceler.
Son üç gündür o kadar çok şey yazdın,
O kadar uzun uzun yaptığın çıkarımları yazdın ki.
Ben cevap yazmak istemiyordum açıkçası (karşı cins olarak -erkek olarak yani).
Biraz önce yazdıklarını okuyunca sürecin neresine geldiğinden çok
iki gün öncesinden daha ileride olduğunu gördüm.
Bu güvensizlik değil,eski bağlantılar yok oluyor,bağımsızlaşıyorsun ve yeni
bağlantılar oluşturacaksın.
Anlatabiliyormuyum.
Bu özgürleşmeyi sen şu an güvensizlik olarak algılıyorsun.
Önceki düşünce alışkanlıkları kayboluyor.
Ben kimim,kime nereye yakınım yada bana yakın olanlar kimler?
Gemileri düşün.
Kuru havuza alındıklarında,hiç kıpırdamazlar.Karada kızağa alınmışlardır çünkü.
Ama denize indiğinde,hele o mavi sulara açıldığında,yalpalaya yalpalaya
ama dalgaları yararak rotalarında giderler,özgürleşerek.
Birde güvenli limanlara uzun süre demir atanlar.
Güvenli limanlarda uzun süre bekleyen gemilerin altı yosun tutar.
Ve isteselerde o haliyle çıkamazlar açık denize.
Fakat sen maşallah,super aerodinamik tasarım yelkenli yatlar gibisin.
Gitmediğin köşe bucak kalmadı üç günde:)
Şu bir-iki gün içinde sen yazmıştın zaten. ''Zaman şimdi!Hissediyorum.'' diye.
Birde niye öyle yazdın,renkli.
Yaşamın renkleri,yada senin renkli kişiliğin dışavurumu.
Sonuçta senin adına olumlu yorumlanacak bir görünüm.
Renkli kişiliğin,cıvılcıvıl yazılar yazıyorsun günlüğünde.
Bu.
Hayat dolu.
Bu kadar mesajı kendine güvenen bir insan yazar sadece.
Biz tam tersi,
grupta seni göremeyincede mesela benim güvenim,neşem kayboluyo,
kısa kalcaz valla.Üzme bizi:)
Sende olunca kendimizi daha güçlü hissediyoruz.
__________________ İNANCIN KANITLARA İHTİYACI YOKTUR,ONLARI YARATIR! İnanç,harici kanıtlara dayanmayan,aksine bunları yaratan içsel bir bilgidir. Bilgi,realiteleri tesbit eder. İnanç,realiteleri yaratır! Kurt Tepperwein-Mantal Çalışma Uygulamaları pinnko / Değişim ve Başarı Denemeleri Günlüğü http://www.hayatimdegisti.com/forum/...tml#post591707 | Offline
| |
25-03-2010, 01:18 AM
|
#303 (permalink)
| Üsteğmen
Üyelik tarihi: May 2007 Bulunduğu yer: İzmir
Mesajlar: 232
Tesekkür: 2,092
344 Mesajinıza toplam 1,691 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: phantommun günlüğü Ha bu arada piknik sezonunu açmışın,temsilide olsa:)
Nede güzel yapmışsın,pek de güzel yapmışsın.
__________________ İNANCIN KANITLARA İHTİYACI YOKTUR,ONLARI YARATIR! İnanç,harici kanıtlara dayanmayan,aksine bunları yaratan içsel bir bilgidir. Bilgi,realiteleri tesbit eder. İnanç,realiteleri yaratır! Kurt Tepperwein-Mantal Çalışma Uygulamaları pinnko / Değişim ve Başarı Denemeleri Günlüğü http://www.hayatimdegisti.com/forum/...tml#post591707 | Offline
| |
25-03-2010, 01:50 AM
|
#304 (permalink)
| Çevirmen
Üyelik tarihi: Oct 2008
Mesajlar: 0
Tesekkür: 2,233
548 Mesajinıza toplam 2,918 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: phantommun günlüğü Çok sağol pinnko..
Yüzümü güldürdün gece gece yahu..İyi ki varsın:)
Doğru yolda olduğumu biliyorum.Geçmişteki halin son aşamasındayım sanki tam ifade edemiyorum ama böyle bir his.
Yazmak sürekli ve sistematik olarak yazmak insanı kendine yakınlaştırıyor..Bu yüzden çıkan her fikri,her duyguyu,düşünceyi kaybetmeden kaydetmeye çalışıyorum gerek buraya gerek kişisel günlüklerime.Bu arada onlara yazarken de renkli renkli kalemler kullanıyorum:)İçime bahar geldi sanırım siyahtan baya kurtuldum:) Alıntı:
super aerodinamik tasarım yelkenli yat
| Bu söz pek hoşuma gitti.Olumlama cümlelerimin içersine katayım bari.Kendime güvenimi yitirirsem hani olur ya:p hemen moralim düzelir:)
Doğru, yeni duygulara,düşüncelere maruz kalınca bilinçaltı bir afallıyor tabi.
Ama biraz da görmediğim,farketmediğim bastırdığım herşey "Hadi sıra ben de beni de çöz" der gibi aklıma üşüşüyor.Çözülmek için geldiklerinin farkındayım ama bazen insan yine eskiden hissettiği gibi çaresiz hissedebiliyor.Ya da o duyguları yeniden hatırlamak bilmiyorum tuhaf hissettiriyor insanı çünkü direk geçmişe gidiyorsun bir anda.Ve o andan beri hala aynı hissi hep aynı yoğunlukta yaşamışsın gibi hissediyorsun.Yani ben böyle hissediyorum.:)
Bakalım..Hergün biraz daha özgürleşiyorum..Herşeye rağmen bunu biliyorum.Çok şükür.
Çok güzel şeyler yazmışsın çok teşekkür ederim.Sen de hızır gibisin dalgalanma anlarımda yüzümü güldürüyorsun hep.Çok sağol.
Sen olmayınca biz de aynı şeyleri hissediyoruz pinnko.Gerçekten yani kendi adıma konuşayım benim için öyle en azından.
Ben de biraz orayı ihmal ettim şu son günlerde ama aynı anda farklı şeylere odaklanamayan bir yapım var.Ders çalışıyorsam başka hiçbirşey yapamam,kitaplara daldıysam o ara kitap okumaktan başka birşey yapamam,kendi üzerime çalışıyorsam hep ilgim alakam onun üzerindedir.Bu beni zorlayan bir durum enerjimi sadece bir yere kanalize edebiliyorum hep ya da belki bir alışkanlık diyelim yeteneksizlikten öte.Hakkımı yemim şimdi:)Bu da gidecek birşey zamanla inşallah.
Öyle işte.
Bi daha giderken sütümü,ekmeğimi de alayım bari:)Bayadır piknik yapmamıştım iyi hatırlattın:)
Yine bisürü yazdım.
__________________ Ben bir başarı hikayesiyim. | Offline
| |
25-03-2010, 02:31 AM
|
#305 (permalink)
| Üsteğmen
Üyelik tarihi: May 2007 Bulunduğu yer: İzmir
Mesajlar: 232
Tesekkür: 2,092
344 Mesajinıza toplam 1,691 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: phantommun günlüğü Alıntı:
super aerodinamik tasarım yelkenli yat
| Şimdi ayrı okuyunca ilk anda laga luga bi laf gibi geliyor sanki ama değil.
Aslında altında birde yelkenli resmi olmalıymış.
''Super aerodinamik tasarım''...Vay be.Baya havalı geldi şimdi.
Beğendiysen senin olsun ne diyeyim.
Böyle bir şey varmı onuda bilmiyorum.
Sadece gözümün önüne yelkenli yarışları geldi,Amerika ile Avustralya kıtası arasında yapılan.
Seyrettiysen hatırlarsın.
Bazen tv.de gösteriyor.
Önceki yıl gazetede hafta sonu yayınlanan bir yazı vardı.
İşte usta bir yelkenci,3 günde yelkenli kullanmasını öğretiyor diye.
Bu haberi kestim,bir dosyanın içinde duruyordur şimdi.
Bellimi olur,kim diyebilir bir gün yelkenli ile denize açılmayacağını:)
I'm sailing-Rod Stewart şimdi aklıma geldi. Dailymotion - Rod Stewart - Sailing - une vidéo
Lİnk eklerken bende açtım.
Hüzünlü biraz,eski bir klip, Rod Stewart'ın boğaz yapısı çok farklı.
Gırtlağı yani.
Sende boğazım diyodun.
Hem bak belki iyi gelir:) Kendine haksızlık etme.
Sen beceriklisin ve başarıyorsun.
Piknikle ilgili şu aklıma geldi.
Hani filmlerde olurya,İngilizlerin böyle resmi halleri filan.
Birde o hep tek tip bir piknik sepetleri vardır.
Öyle piknik sahneleri olur filmlerde.
Nedense hep komik gelmiiştir bana.
Şİmdilik bu kadar:)
Dünyaya dön artık:)
__________________ İNANCIN KANITLARA İHTİYACI YOKTUR,ONLARI YARATIR! İnanç,harici kanıtlara dayanmayan,aksine bunları yaratan içsel bir bilgidir. Bilgi,realiteleri tesbit eder. İnanç,realiteleri yaratır! Kurt Tepperwein-Mantal Çalışma Uygulamaları pinnko / Değişim ve Başarı Denemeleri Günlüğü http://www.hayatimdegisti.com/forum/...tml#post591707 | Offline
| |
25-03-2010, 02:38 AM
|
#306 (permalink)
| Üsteğmen
Üyelik tarihi: May 2007 Bulunduğu yer: İzmir
Mesajlar: 232
Tesekkür: 2,092
344 Mesajinıza toplam 1,691 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: phantommun günlüğü .......Bak gırtlağı bu durumda olan insanlarda var yani.
.......Ve bu adam şarkı söylüyo:)
........Birde sattığı milyonlarca plak/cd işte.
.......Bilginize:)
.......Eklemek istedim.akat bu bağırtılı biraz: Dailymotion - Rod Stewart Sailing Glastonbury2002 - un vídeo de Música
.......Canlı konseride varmış,f
__________________ İNANCIN KANITLARA İHTİYACI YOKTUR,ONLARI YARATIR! İnanç,harici kanıtlara dayanmayan,aksine bunları yaratan içsel bir bilgidir. Bilgi,realiteleri tesbit eder. İnanç,realiteleri yaratır! Kurt Tepperwein-Mantal Çalışma Uygulamaları pinnko / Değişim ve Başarı Denemeleri Günlüğü http://www.hayatimdegisti.com/forum/...tml#post591707 | Offline
| |
26-03-2010, 12:17 AM
|
#307 (permalink)
| Çevirmen
Üyelik tarihi: Oct 2008
Mesajlar: 0
Tesekkür: 2,233
548 Mesajinıza toplam 2,918 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: phantommun günlüğü Phantomun kafası karıştııı.
Üff.
Son birkaç gündür öğretmenlik düşüncesini bir kenara bırakmıştım.Ben bunu istemiyorum ki.Ya da bu konuda gerçekten ne istediğimi bilmiyorum.
Hayatta en önemli iki karardan biri.Bunda bu kadar zorlanıyorum eş seçiminde napacağım acaba?
Neyse umutsuz düşünmek yok tabi.Ben doğru yoldayım ve sorularımın,karmaşalarımın olması çok çok doğal.Su bulanık olabilir ama durulur elbet.
Anneme "yeniden" öğretmenlikten vazgeçtiğimi açıkladım dün.Önce biraz sorguladı sonra "Bana göre hava hoş sen ne istersen ama babana ne diyceksin?" dedi.Ben tabi güvendiğim şeyler olduğu için boşverdim şimdilik söylemeyecektim.İş bulunca "ça çavv" deyip kaçacaktım güya hem de zaten bu iş babamı da "güvende olduğumu" hissettirecek bir iş olacaktı.Tabi hala olabilir.
Sonra hemen bir iki yere cv yollama.Sonra bir içgörü.Ve phantom bugün soluğu işkurda aldı.
Tabi yine "Aaa kızım İngilizce Öğretmenliği..Aa tüüü..Bi de burdasın aa.." tarzında bir adam.E normal.Yansıtacak ya beni bana.
"Amca sen onu boşver burdan iş bulma ihtimalim yüzde ile?" dedim.
"1, yüzde 1."
"E olsun ben o yüzde birlik kısmın içinde olurum sen merak etme." dedim.Kayıt yaptırdım.
Ama adamın içine yine sinmedi.Sağolsun bana birşey önerdi.İşkura kpss notu ile tercüman alıyorlarmış.Ab projeleri işleri için.Ama tam olarak hangi puan türü bilmiyorum.Belki kpds notu da istiyorlardır.Ama ben artık sınav kelimesi duymak istemediğim için girmedim ona.Geçen kayıtların son gününde hatırladım ama üşendim gidip kaydolmaya ve ERTELEDİM.Tabi bu sorun değil yılda iki defa yapılıyor nasılsa.Extra bir çalışmaya da gerek yok.Ama yine kpss var.İlk önce hoşuma gitti.Ama nette bu konuyla alakalı birşey bulamadım.(Bilen varsa aydınlatılayım amacı ile de yazıyorum.)Yani kafamda muallakta kaldı.
Geçen sene de yine böyle bir dönem geçirmiştim.!Hatta o zaman iş bulup kpssyi iyice boşlamıştım.Sınavda da bitse de gitsek modunda bağdaş kurup oturdum.Sınava giderken de baktım hava çok güzel "Yaa bu ne sınavı şimdi piknik yapmak vardı." bile dedim.
Eve dönerken "Artık bu sene ciddi çalışırım."
Aylar geçtikçe yine tetiklenen acabalar.Ve yine ne olsam modu.
Şimdi yine aynı mod.
Annem artık sürekli "Eee son beş dakka içinde noldu,şimdi ne olmaya karar verdin?" diyor.
Birkaç ay önceki kararsızlık durumu gibi.Hergün değişik bi işle uyanıyordum.
"Anne ben karar verdim Amerika'ya gidiyorum."
"Anneee ithalat-ihracat kursuna gideceğim bana daha yakın gözüküyo."
"Dış işleri ofisine eleman arıyolar buna başvurayım."
"Öğretmen olup İngilte2ye gitmeye karar verdim.Geçiş hakkı varmış.."
"Neyse ya ordaki öğretmenlik olmuyo mu sanki."
"Kuzenimle tasarım yapalım biz yaa."
"Eğitim danışmanlığı da olur aslında bak."
.
.
.
.
.
.
Sonra öğretmenliğe başlayıp kendimi o süreçte istediğim yönde geliştirip istediğim mesleğe geçerim düşüncesi ile ikna etmiş ve bir süre annemi rahat ettirmiştim.Ama sonra beynimi kurdalamaya başlayınca,yani bu son dönemlerde, yine tereddütler çıktı meydane.
Dün gece oturup forumlarda dolaştım.Ne çok işsiz var.Ne çok yakınan.İlk başta bir moralim bozuldu.
Biliyorum ki doğru şekilde düşünürsem doğru işi bulurum.Umutsuzca aramak yerine fırsatları görmeyi bilince insan istediklerine kavuşur.
Ama ben hala bir karar vermiş değilim.
Bunda sanırım babamın rolü var.Ablam okulu uzattı ve iş konusunda babamı çok zorladı.Çok yordu.Hala da öyle.Maddi ve manevi bakımdan yoruldu adam.O yüzden çekiniyorum ben de.Onun isteğinin dışına çıkıp onu üzmekten daha fazla yormaktan çekiniyorum.
Gerçi korkularımı silersem ne yöne gidersem gideyim o da benimle mutlu olacak bu da var ama..
Akşam eve dönerken çocukluk arkadaşıma rastladım.Meslek lisesine başlamış yarım bırakmıştı.
Önce beni tanıyamadı.(O kadar mı değişmişim yahu?)
Yalnız kızla evlerimiz dipdibe diyebileceğim bir mesafede ama yıllardır görmedik birbirimizi:)
Herneyse.
Bir kursa başlamıştı annesinden duymuştum.Kurs sonrası staj başlamış özel bir okulda.Yorucuymuş ama sevinçli çünkü öğretmen gibi birşey oldum diyor.İşim oldu.
Hımm phantomm.Bak arkadaşım liseyi bile bitirmedi ama fırsatları değerlendirmiş.Şimdi mutlu.Allah artırsın.Gelelim kendimize.
"Kurslar iyi fikir aslındaaa."
Sonra üniversiteden bir arkadaşım aradı.Uzun zamandır görüşmemiştik.
İstanbul'da öğretmenlik yapıyormuş."Phantom buraya gel İstanbul çok güzel ben hep geziyorum.Kazanırsın sen yaa.Hem bak burası büyük yer.Başka şeylere yönelirsin istersen sonradan.Fırsat çok."(Hımm eski fikrime yeniden mi dnüyorum?)
"Evet aslında doğru hem oranın puanları da düşük.Olabilir.Hem orda kendimi daha çok geliştiririm zaten önceden bunu düşünmüştüm ama sonra vazgeçmiştim."
Gece.
"Ab gönüllülük projeleri araştırmalarına dönüş.Mesleğe başlamadan önce bir yurtdışı yapayım.Aaa İrlanda bile var bak oraya gitmek istiyodum zaten bu bi işaret!"
Sonuç:???
__________________ Ben bir başarı hikayesiyim. | Offline
| |
26-03-2010, 01:06 AM
|
#308 (permalink)
| Üsteğmen
Üyelik tarihi: May 2007 Bulunduğu yer: İzmir
Mesajlar: 232
Tesekkür: 2,092
344 Mesajinıza toplam 1,691 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: phantommun günlüğü Alıntı: "E olsun ben o yüzde birlik kısmın içinde olurum sen merak etme." dedim.Kayıt yaptırdım. | Duymak istediğim buydu.
Kendinle ilgili bu görüşünü koru,ruh halin hep bu kıvamda en üst düzeyde olsun.
Bu bakış açısı,istediğini sana çekecek olan duygularıda en üst düzeyde hissetmeni sağlayacaktır.
En azından sadece bu konuda kendinden emin ol.
Bu bence tek başına bile yeterli olacaktır ve diğer mevzuları birer birer
bertaraf etmeni sağlayacaktır.
Senin için en iyi olan gerçekleşecek,temenim budur.
Sevgiler.
__________________ İNANCIN KANITLARA İHTİYACI YOKTUR,ONLARI YARATIR! İnanç,harici kanıtlara dayanmayan,aksine bunları yaratan içsel bir bilgidir. Bilgi,realiteleri tesbit eder. İnanç,realiteleri yaratır! Kurt Tepperwein-Mantal Çalışma Uygulamaları pinnko / Değişim ve Başarı Denemeleri Günlüğü http://www.hayatimdegisti.com/forum/...tml#post591707 | Offline
| |
26-03-2010, 02:30 AM
|
#309 (permalink)
| Çevirmen
Üyelik tarihi: Oct 2008
Mesajlar: 0
Tesekkür: 2,233
548 Mesajinıza toplam 2,918 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: phantommun günlüğü Çok sağol pinnko.
Bu destekleyici tavrın kendime daha da güvenmemi sağlıyor.
Burda bana destek olan herkes bu duygumu biraz daha artırıyor.İyi ki tanıdım sizleri.
Şimdi hani bana dedin ya.Yeni duygulara geçişteki problemler bunlar..Sarsıyor bu düşünceler beni.Çok fazla devrimsel olan düşüncelerimi hep içimde yaşamaya gayret ettim yıllarca.Şİmdi bunlarla adım atmaya çalışırken yürümeyi yeniden öğreniyor gibi hissediyorum.Üstelik bu kez kendi öğrettiği şekilde yürümeyi denemdiğim için babamdan destek bekleyemiyorum bile.
Yazmıştım sanırım.Yıllarca "Öğretmen olmak istemiyorum." diye gezdim.Ama bilinçaltım sağolsun yine lafı tersinden anladı.Onun dilinin çözünceye kadar da iş bu raddeye geldi:)
Şİmdi çevremdeki herkes korku filminin en kabus sahnesi gibi "Kpss,kpss,giriceksin değil mi,öğretmenlik yapacaksın değil mi,aa kazan garanti meslek ayoll,hııı çalışmıyor musunnn?" şelinde yaklaşıyorlar.Bilinçaltım da "E sen istemiyormuydun?" diye soruyor.Silkelendiğim dönemlerde hep karmaşaya düşüyorum bu yüzden.
Kafam çok karışıyor.
Tek bildiğim sürekli sınavlara yönelik bir sistemden ölesiye sıkıldığım.
Sınav kelimesine bile tahammülümün kalmamış olması.Okul bitmeden başlayıp yaz boyunca çalıştığım işler yine bu paralelde idi.İnsanlara sürekli kuralları öğret.Sınav geçmeleri için kural ezberleyen işin mantığını anlattığında sen bana formülü söyle diyen insanlara yardım etmek beni hiç mutlu etmedi.
Sürekli sınavlara girmek zorunda olan çocuklara bir dili matematik gibi,üç beş saatte 30 kişilik sınıfta öğretmeye çalışmak beni mutlu etmedi.Hep derdim ben bunu bir dil gibi,yaraşan şekilde öğreteceğim diye.Ama o kadar kalabalık sınıfta çocuklara teker teker zaman ayırmak çok fazla emek,sabır isteyen birşey.Ben de birşeyi ya tam yapmayı ya hiç yapmamayı tercih ederim.
Ha o çalıştığım sürede bunu başaramadım mı?Bence başardım.Öğrencilerim benim farklı bir "İngilizce Öğretmeni" olduğumu biliyor ve buna göre davranıyorlardı.Herbiri ile ayrı ilgilenmeye çalıştım.Kafamdakileri hayata geçirmeye çalıştım.Zaten ilk senem zamanla daha da gelişir biliyorum.Ama o dönem çok yoruldum o kısacık zamanda.Belki en iyiyi hedeflediğimden çok uğraştığım için..İlk senemde bile en iyimi yapabilmek için uğraştığım için.
Fakat şöyle birşey var.Yurtdışında bir okulda gerçekleştirilen İngiliz DİLİ derslerini izleme şansım oldu.Maksimum 15 kişilik sınıflar.Bunun bir DİL olduğunun bilincinde öğrenciler.İlgilerine göre az ya da çok katılımda bulunuyorlar ama konuşuyor çoğu.Öğretmenler gayet rahat,maaşlarını bilmiyorum ama bizim ülkedekinden eminim yüksektir.Ordaki en tecrübeli dil öğretmeni bana dedi ki "Bu iş sınıfta maksimum 15 kişi ile olur.O da belli seviyesi olanlar.Biraz daha düşükse seviye maksimum 12 kişi olmalı."
Türkiye şartlarında bu mümkün değil.
Hatta kimi okulda 30 kişilik sınıfa ideal bakılıyordur Allah bilir.Ve bugün yine nette okuma fırsatım oldu en çok çalışan öğretmenler Türkiye'de imiş aynı şekilde en az maaş alanlar da.
Bilmem kaç saat çalışıp ayda ancak bir buzdolabı alabilecek bir maaş kazanan en değerli mesleklerden birine mensup öğretmenler!
Peki ben onca emeği verdikten sonra aileme güzel şeyler sunabilecek kadar parayı haketmiyor muyum?Bu mesleğe onca senesini vermiş insanlar benden bile önce, üç kuruş maaşla geçinmeye neden mahkum oluyor?Dersleri ezberleyip,bana soru sormayın ben anlatır giderim tarzındaki hocaları kastetmiyorum.Biliyorum ve şahitte oldum bu mesleğe gönül vermiş insanlara.
Ata'nın genci olarak,bu topraklara canlarını feda etmiş canların torunları olarak bu memleket için bunu yapmak benim için bir onur diyorum.Güzel gençlik,güzel gelecek için.
O ülkede insanların öğretmen olması için öğretmenlik okuyanlara fazladan para veriyorlar.
Bırak bunu,pek çok ülkede öğrencilere kuponlar veriliyor çeşitli yerlerde harcamaları,yemeklerini daha ucuza yemeleri için.
Kaldığım yurt otel gibiydi ve burdaki özel yurtların yarı fiyatınaydı nerdeyse.Kısacası okurken soyuldum,bir de bana verilen okuma desteğini de bidahaki seneye ödeyeceğim şimdi.Okumam için onca para döktü ailem bi de şimdi bu sistemin bir ferdi olup maaşa geçebilmem için bekliyor.
Atatürk zamanında öğretmenlere verilen maaş bugünün 3 milyarına denk geliyormuş.Üstelik O tüm nesil sizin eseriniz olacaktır diyebilecek kadar önem vermiş bu mesleğe.Büyük bir itibar.
Şimdi hak ettikleri maaşı değil,o maaşın kat be kat altını bile ödememek için çeşitli uygulamalara maruz kalan,yarı fiyatına çalıştırılan oralara girmek için bile aylarca bekleyen öğretmenler."Şans" vurursa..
Hadi öğretmen oldun diyelim.Ne yapıyorsun?
Çin'deydi sanırım yanlış hatırlamıyorsam ya da Japonya.Bir matematik problemi tüm sınıfça anlaşılana kadar çözüm yolları üzerinde çalışılırmış,her birey anladıktan sonra diğerine geçilirmiş.
Burda koyun olmazsan,eline verilen kitabı,onda yazılan kelimeleri öğretmezsen öğrencilerin sınavı geçemiyor!Ve "BAŞARISIZ" oluyorlar.Dolayısıyla sen de başarısız damgası yiyorsun.
Öğretmenlik çok güzel ama bu öğretmenlik değil ki.Güya yeni sistem yaklaşımları benimseniyor,öğrencinin sosyalleşmesi, Avrupa Birliği uyum sürecinde öğrencinin bilgiyi depolayan değil de bilgiye ulaşmayı öğrenen birey olmasını sağlamak,öğrenmeyi öğretmek filan amaçlanıyor.İhtiyaç analizi yapılıyor güya ama öğrencilerin ana dillerini öğrenme ihtiyacında oldukları es geçiliyor galiba ki bir aynı branştan bir arkadaşım İngilizce yerine Türkçe öğretiyor.
Bunları düşünüp duruyorum.Vicdan meselesi yapıyorum pek çok yönden.
Ama son günlerde "okul" adı verilen yerlerdense piknikte yapılan informal(kitaplarda böyle geçiyor) eğitimi tercih edeceğimin farkına iyice vardım.
Bazen abartıyorsun phantom diyorum o kadar öğretmen var bak herkes gidiyor geliyor filan işte alışırsın.Kendi sistemini kurarsın.Birşeyler olur elbet.
Ama o hale gelebilmek için bir sınav daha geçmek zorunda olma düşüncesi beni sinir ediyor.
Bunu aileme anlatamıyorum.Onlar için standartlar,belirli bir güvence içinde ne veriliyorsa yeterli.Bazen benim de buna uyasım geliyor tembellik edip.
Bu düşüncelerimi ilk defa yazıyorum.Çokta uzattım.Belki bir sonuca vardırır bunlar beni.
Belki de gerçekten dili dil gibi öğreten bir yer açarım ilerde..
Ama farklı ideallerim de var.
Bunları yazarak düşünmeye çalıştığım için yazıyorum.Bir başladım gerisi geldi ben de tutmadım kendimi:)
__________________ Ben bir başarı hikayesiyim. | Offline
| |
26-03-2010, 04:18 AM
|
#310 (permalink)
| Üsteğmen
Üyelik tarihi: May 2007 Bulunduğu yer: İzmir
Mesajlar: 232
Tesekkür: 2,092
344 Mesajinıza toplam 1,691 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: phantommun günlüğü Alıntı: phantomm Nickli Üyeden Alıntı
Çok sağol pinnko. Bu destekleyici tavrın kendime daha da güvenmemi sağlıyor. Burda bana destek olan herkes bu duygumu biraz daha artırıyor.İyi ki tanıdım sizleri. Şimdi hani bana dedin ya.Yeni duygulara geçişteki problemler bunlar..Sarsıyor bu düşünceler beni.Çok fazla devrimsel olan düşüncelerimi hep içimde yaşamaya gayret ettim yıllarca.Şİmdi bunlarla adım atmaya çalışırken yürümeyi yeniden öğreniyor gibi hissediyorum.Üstelik bu kez kendi öğrettiği şekilde yürümeyi denemdiğim için babamdan destek bekleyemiyorum bile. Yazmıştım sanırım.Yıllarca "Öğretmen olmak istemiyorum." diye gezdim.Ama bilinçaltım sağolsun yine lafı tersinden anladı.Onun dilinin çözünceye kadar da iş bu raddeye geldi:) Şİmdi çevremdeki herkes korku filminin en kabus sahnesi gibi "Kpss,kpss,giriceksin değil mi,öğretmenlik yapacaksın değil mi,aa kazan garanti meslek ayoll,hııı çalışmıyor musunnn?" şelinde yaklaşıyorlar.Bilinçaltım da "E sen istemiyormuydun?" diye soruyor.Silkelendiğim dönemlerde hep karmaşaya düşüyorum bu yüzden. Kafam çok karışıyor. Tek bildiğim sürekli sınavlara yönelik bir sistemden ölesiye sıkıldığım. Sınav kelimesine bile tahammülümün kalmamış olması.Okul bitmeden başlayıp yaz boyunca çalıştığım işler yine bu paralelde idi.İnsanlara sürekli kuralları öğret.Sınav geçmeleri için kural ezberleyen işin mantığını anlattığında sen bana formülü söyle diyen insanlara yardım etmek beni hiç mutlu etmedi. Sürekli sınavlara girmek zorunda olan çocuklara bir dili matematik gibi,üç beş saatte 30 kişilik sınıfta öğretmeye çalışmak beni mutlu etmedi.Hep derdim ben bunu bir dil gibi,yaraşan şekilde öğreteceğim diye.Ama o kadar kalabalık sınıfta çocuklara teker teker zaman ayırmak çok fazla emek,sabır isteyen birşey.Ben de birşeyi ya tam yapmayı ya hiç yapmamayı tercih ederim. Ha o çalıştığım sürede bunu başaramadım mı?Bence başardım.Öğrencilerim benim farklı bir "İngilizce Öğretmeni" olduğumu biliyor ve buna göre davranıyorlardı.Herbiri ile ayrı ilgilenmeye çalıştım.Kafamdakileri hayata geçirmeye çalıştım.Zaten ilk senem zamanla daha da gelişir biliyorum.Ama o dönem çok yoruldum o kısacık zamanda.Belki en iyiyi hedeflediğimden çok uğraştığım için..İlk senemde bile en iyimi yapabilmek için uğraştığım için. Fakat şöyle birşey var.Yurtdışında bir okulda gerçekleştirilen İngiliz DİLİ derslerini izleme şansım oldu.Maksimum 15 kişilik sınıflar.Bunun bir DİL olduğunun bilincinde öğrenciler.İlgilerine göre az ya da çok katılımda bulunuyorlar ama konuşuyor çoğu.Öğretmenler gayet rahat,maaşlarını bilmiyorum ama bizim ülkedekinden eminim yüksektir.Ordaki en tecrübeli dil öğretmeni bana dedi ki "Bu iş sınıfta maksimum 15 kişi ile olur.O da belli seviyesi olanlar.Biraz daha düşükse seviye maksimum 12 kişi olmalı." Türkiye şartlarında bu mümkün değil. Hatta kimi okulda 30 kişilik sınıfa ideal bakılıyordur Allah bilir.Ve bugün yine nette okuma fırsatım oldu en çok çalışan öğretmenler Türkiye'de imiş aynı şekilde en az maaş alanlar da. Bilmem kaç saat çalışıp ayda ancak bir buzdolabı alabilecek bir maaş kazanan en değerli mesleklerden birine mensup öğretmenler! Peki ben onca emeği verdikten sonra aileme güzel şeyler sunabilecek kadar parayı haketmiyor muyum?Bu mesleğe onca senesini vermiş insanlar benden bile önce, üç kuruş maaşla geçinmeye neden mahkum oluyor?Dersleri ezberleyip,bana soru sormayın ben anlatır giderim tarzındaki hocaları kastetmiyorum.Biliyorum ve şahitte oldum bu mesleğe gönül vermiş insanlara. Ata'nın genci olarak,bu topraklara canlarını feda etmiş canların torunları olarak bu memleket için bunu yapmak benim için bir onur diyorum.Güzel gençlik,güzel gelecek için. O ülkede insanların öğretmen olması için öğretmenlik okuyanlara fazladan para veriyorlar. Bırak bunu,pek çok ülkede öğrencilere kuponlar veriliyor çeşitli yerlerde harcamaları,yemeklerini daha ucuza yemeleri için. Kaldığım yurt otel gibiydi ve burdaki özel yurtların yarı fiyatınaydı nerdeyse.Kısacası okurken soyuldum,bir de bana verilen okuma desteğini de bidahaki seneye ödeyeceğim şimdi.Okumam için onca para döktü ailem bi de şimdi bu sistemin bir ferdi olup maaşa geçebilmem için bekliyor. Atatürk zamanında öğretmenlere verilen maaş bugünün 3 milyarına denk geliyormuş.Üstelik O tüm nesil sizin eseriniz olacaktır diyebilecek kadar önem vermiş bu mesleğe.Büyük bir itibar. Şimdi hak ettikleri maaşı değil,o maaşın kat be kat altını bile ödememek için çeşitli uygulamalara maruz kalan,yarı fiyatına çalıştırılan oralara girmek için bile aylarca bekleyen öğretmenler."Şans" vurursa.. Hadi öğretmen oldun diyelim.Ne yapıyorsun? Çin'deydi sanırım yanlış hatırlamıyorsam ya da Japonya.Bir matematik problemi tüm sınıfça anlaşılana kadar çözüm yolları üzerinde çalışılırmış,her birey anladıktan sonra diğerine geçilirmiş. Burda koyun olmazsan,eline verilen kitabı,onda yazılan kelimeleri öğretmezsen öğrencilerin sınavı geçemiyor!Ve "BAŞARISIZ" oluyorlar.Dolayısıyla sen de başarısız damgası yiyorsun. Öğretmenlik çok güzel ama bu öğretmenlik değil ki.Güya yeni sistem yaklaşımları benimseniyor,öğrencinin sosyalleşmesi, Avrupa Birliği uyum sürecinde öğrencinin bilgiyi depolayan değil de bilgiye ulaşmayı öğrenen birey olmasını sağlamak,öğrenmeyi öğretmek filan amaçlanıyor.İhtiyaç analizi yapılıyor güya ama öğrencilerin ana dillerini öğrenme ihtiyacında oldukları es geçiliyor galiba ki bir aynı branştan bir arkadaşım İngilizce yerine Türkçe öğretiyor. Bunları düşünüp duruyorum.Vicdan meselesi yapıyorum pek çok yönden. Ama son günlerde "okul" adı verilen yerlerdense piknikte yapılan informal(kitaplarda böyle geçiyor) eğitimi tercih edeceğimin farkına iyice vardım. Bazen abartıyorsun phantom diyorum o kadar öğretmen var bak herkes gidiyor geliyor filan işte alışırsın.Kendi sistemini kurarsın.Birşeyler olur elbet. Ama o hale gelebilmek için bir sınav daha geçmek zorunda olma düşüncesi beni sinir ediyor. Bunu aileme anlatamıyorum.Onlar için standartlar,belirli bir güvence içinde ne veriliyorsa yeterli.Bazen benim de buna uyasım geliyor tembellik edip. Bu düşüncelerimi ilk defa yazıyorum.Çokta uzattım.Belki bir sonuca vardırır bunlar beni. Belki de gerçekten dili dil gibi öğreten bir yer açarım ilerde.. Ama farklı ideallerim de var. Bunları yazarak düşünmeye çalıştığım için yazıyorum.Bir başladım gerisi geldi ben de tutmadım kendimi:) | Sende mesleğini seven her üğretmen gibi varolan sitemle ilgili kaygılarını ve eleştirilerini dile getiriyorsun. Yazdıklarının tümüde çok samimi içten duyguların. ''Onlar için standartlar,belirli bir güvence içinde ne veriliyorsa yeterli.Bazen benim de buna uyasım geliyor tembellik edip.'' Bu tembellik değil ki. Sen tembellik etmiş olmayacaksın ki. Standartlar dediğin şey işte nedir bu ülkede devlet memuru olarak görev yapan öğretmenler. Devlet okullarındaki tüm öğretmenler. 'Belki de gerçekten dili dil gibi öğreten bir yer açarım ilerde..' Maddi olarak bağmsızlığnı kazandıktan sonra,eğer hala o düşüncelerini koruyor olursan adım adım bir yerlere gider. Ama tekrar yazıyorum özel yer açmış olman senin daha başarılı olduğun anlamına gelmeyeceği gibi devlet memuru olmanda tembel olduğun anlamına gelmeyecek. Şu da var devlet memuru olarak öğretmenlik yaparken sadece öğretmenlik yapacaksın. Ama kendi adına işletme açtığında he öğretmenlik hemde onun dışında girişimci olarak hem işletmeci hem yönetici vs.vs. çok daha fazla ve farklı sorumlulukların olacak vesen bunları 24 saatini aşan ve eğimticilikle hiç ilgisi olmayan sorunlar olarak yaşayacaksın. Belki derslerede giremeyeceksin,işletmenin sorunları senin tüm vaktini alacak. Bunlar benim benim düşüncelerim tabii ki. Ben meslekten biri değilim. Bu mesajında aslında mesleki karakter taşıyor. Sen artık gerçekten mesleğinin insanı olmuşsun phantomm:) Anlattıklarının çoğu eğitim sistemi ile ilgili ve bunlarada cevap verebilcek nitelikte insanlar ancak senin daha iyi bildiğin mesleki forumlarda. Ayrıca o forumlarda da bu tür sorunların tartışıldığı muhakkak. Sen kendinden bakıyorsun ve her mesleğe yeni adım atacak genç bir öğretmenin duyduğu sıkıntıları yaşıyorsun. Hem sistem adına hemde kendi adına. Çok normal,doğal,sorgulayan,düşünen bir insansın. Eğitim sistemiyle ilgili taşıdığın endişelerin senin birinci öncelikli sorunun olmamalı. Yani sınıfların 15 kişi yerine 30 kişi olması,ilk etapta senin birincil öncelikli sorunun değil,Milli Eğitim Bakanının öncelikli görevi. Senin önceliğin varolan seçenekleri değerlendirerek maddi bağımsızlığını sağlamak. Aşama aşamada sana mesleki doyum sağlayan yada kişisel tercihlerine göre hayat şartlarını daha yukarı taşımak. Sanırım herkes böyle düşünüyordur. Şimdilik burada kesiyorum,bir birinden farklı paragraflara ayrı ayrı cevap yazmam gerekecek şimdi:) Saat sabahın 04.00'ü. Harflerin yerini zorlukla buluyorum şu an. Sevgiyle kal.
__________________ İNANCIN KANITLARA İHTİYACI YOKTUR,ONLARI YARATIR! İnanç,harici kanıtlara dayanmayan,aksine bunları yaratan içsel bir bilgidir. Bilgi,realiteleri tesbit eder. İnanç,realiteleri yaratır! Kurt Tepperwein-Mantal Çalışma Uygulamaları pinnko / Değişim ve Başarı Denemeleri Günlüğü http://www.hayatimdegisti.com/forum/...tml#post591707 | Offline
| | | |
Yetkileriniz
| Konu Acma Yetkiniz Yok Cevap Yazma Yetkiniz Yok Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok HTML-Kodu Kapalı | | | phantommun günlüğüHikayelerimizi Anlatalım ve Üyelerin Değişim Günlükleri phantommun günlüğü Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Bugün dışarı çıktım.Yine günlerdir evdeydim malum.Sonunda ertelemedim ama çarşıya inme planımı bozdum dağa kaçtım.
Bizim ev dağlara yakın güzel bir yerde doğa açısından.Uzun zamandır çıkmamıştım.Şimdi bahar da geldi yemyeşil oldu heryer.Ben de gittim yüksekçe biryere oturup toprakla bütünleştim.
Öfkemi toprakladım.
... ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Üyelerin Değişim Günlükleri telkin cd indir izle İstanbul Üyelerin Değişim Günlükleri nerededir kimdir Üyelerin Değişim Günlükleri çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Üyelerin Değişim Günlükleri hipnoz Üyelerin Değişim Günlükleri olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Üyelerin Değişim Günlükleri hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Üyelerin Değişim Günlükleri kuantum düşünce kitap haberi WEZ Format +3. Şuan Saat: 02:21 AM.
|