Yeni bir güne daha hoşgeldik günlükcüğüm
Bugüne kadar insanlarla ilgili genel görüşümde acayip çelişkiler yaşıyordum..onları seviyormuyum sevmiyormuyum...insanlar hakkındaki düşüncem nedir bilemiyordum..çünkü aklım beni zaman zaman yanıltıyordu..
gerçi şu anda da hala net bir görüşüm yok ancak bu çelişkinin kaynağını buldum şimdilik..
insanlardan hep olumsuz ve kötü davranışlar görmüşüm..sonra bunlar birikmiş...ve ben de bu kadar eksinin dengelenmesi için bu sefer insanlardan sevgi bekleyerek hayatımı geçirmişim
bi yerde bozdukları beni sevgiyle dengeleyerek beni tamir etmelerini istemişim...yani yaptıklarının faturalarını çıkarmışım onlara...
ve ödemelerini düşündüğüm bedeli..yani bana sevgi göstermeyi yapmadıklarında da onlara daha fazla kin duymuşum...kıskanmışım..nefret etmişim vesaire..
ve bu faturalandırmada bazen belli kişileri seçmişim onlardan beklemişim...bazen de falanca kişinin bana verdikleri zararı o kişiyle hiç ilgisi olmayan başka bir zamanda ve başka yerde
karşıma çıkan herhangi bir insana ödetmeye çalışmışım...(sırf karşıma çıkan insan olmaları bile bunun için yeterliydi bana göre) aslında sanırım şu an insanlara karşı nötr duygular içerisindeyim bilemiyorum...
ama artık bildiğim birşey var ki insanlar bana sırf sevgi ve ilgi göstermediler diye onların bana borçlu olması gerektiğini veya bir şekilde cezalandırılmaları gerektiğini düşünmem yanlıştı...çünkü benimle arkadaş olmayı yakınlaşmayı istemeyen kişileri bazen yokluğumla cezalandırmak istesem de asla peşimden koşmadılar...ve asla bana hayatlarının herhangi bir alanlarında çok yoğun şekilde ihtiyaç duymadılar (ki cezadan kastım ve olmasını hep beklediğim buydu)..senelerce bu benim olması gerektiğini düşündüğüm adalet sistemin asla yerine gelmedi ve işlemedi..çünkü evrenin sistemiyle örtüşmüyordu..
ben de anladım ki artık bundan sonra bana yakınlık duymayan bana ilgi ve sevgi göstermeyen insanlar zaten bana bunu yapmak zorunda değildiler..ve onların seçimlerine saygı duymalıydım...belki ben de farkında olmadan benden ilgi ve sevgi bekleyen insanlara istedikleri şekilde davranmamışımdır veya reddetmişimdir zamanında...ve asla bunun için cezalandırılmak ve bedellendirilmek istemezdim..çünkü kendime göre haklı nedenlerim vardı, seçim hakkımı kullanıyordum ve belki böyle yaptığımın farkında bile değildim....olaya böyle bakarsak bu şey diğer insanlar için de geçerli...
ve bir de kıskançlık huyum vardı...kendi hemcinslerimi kıskanmaya çok meyilliydim...hep herkesin benden daha güzel olduğunu daha çok beğenildiğini daha çok sevildiğini düşünürdüm...hatta kendimden daha çirkin gördüğüm kişilerin bile etrafta daha çok sevildiğini gördükçe deliye dönerdim..çünkü bana göre, daha güzel olan daha çok sevilmeliydi ve ben ondan daha güzeldim ama benim görmeyi hayal bile edemeyeceğim kadar sevgiyi o kişi görüyordu..hem de hiçbir çaba sarfetmeden...saçına başına makyajına giyimine benim kadar detaylı dikkat etmediği halde...
mesela sokaktaki bir kızı yanında sevgilisiyle göreyim, hemen o kız hakkında kötü düşüncelere kapılırdım...oysaki tanımam etmem adını bile bilmem..
sonra bunları bir başkasının da aynı gerekçeyle bana da yapabileceklerini düşündüm ve bu huyumdan vazgeçtim...
ayrıca kıskandığım kişileri de neden kıskandığımı çok iyi çözümledim..
çünkü onlar her halleriyle rahat ve doğaldılar...ve kendilerine yaptıkları herşeyi "başkalarının beğenmesi" için değil...kendilerine saygı duydukları için yapıyorlardı...ve sonucunu da çevreden görüyorlardı..
çevrede kıskandığım kişileri eskiden beğenmediğimi onaylamadığımı zanneder ve onlar ne yapıyorlarsa ben aksini yapardım...böylece farklı bir kişi olarak aradan sıyrılıp dikkat çekecek ve kendimi ıspat edecektim...mesela çalıştığım işyerinde herkesin genelinin saç rengi sarı ve tonları iken benim saç rengim hepsinin inadına kömür siyahı idi...onlar daha feminen giyinirken ben daha salaş ve daha spor giyiniyordum...ve ben böyle yapmayı önceleri kendim sevdiğim istediğim için yapıyor sanırken asıl sebebin daha başka olduğunu gördüm...ama herşeye rağmen kendimden memnun olamıyor ve onları kıskanmaya devam ediyordum...ne kadar farklı olmaya çalışsam da içten içe onlardan birisi gibi..yani normal ve doğal bir insan gibi..herkesden biri gibi olmayı istiyordum ve bundan dolayı onları kıskanıyordum...nitekim bir gün imajımı değiştirmiş ve onlardan biri gibi olmuştum ki işte o zaman onlar bana yaklaşmaya başlamışlardı...böylece işin sırrını da öğrenmiş oldum...marijinal olmaktansa kendin olmak sıradan olmak çok daha etkiliydi hem ben daha rahattım hem de onlar bana karşı daha ilgiliydi..
insanlara sırf bana sevgi ilgi göstersinler diye yaklaşmışım ve bu konuda onlara yatırım yapamya çalışmışım...onlara iltifat etmişim ki onlar da bana etsin diye...karşılığını alamayınca da onlara kızmış ve kin tutmuşum...kendimi geri çekerek onlara yokluğumu hissettirip cezalandırmak ve peşimden koşturmak istemişim..ne kadar insanları sevmiyorum gibi düşünsem kötü hisler beslesem de onların sevgilerini görmek için içim gidiyordu...işte çelişki buradaydı....özgüvensizlik...kısaca özgüvensizlik ve başkalarından özgüven sağlama çabası....biryerde ben o insanları kullanmak istemişim..ama onlar kendini kullandırmamış buna izin vermemişler...
YAPMAM GEREKENLERİN LİSTESİ
* ailemi ve dışarıdaki insanları affetmek
* kendime güven ve egomu geliştirmek güçlendirmek...kendimi daha çok sevmek..
* karar verme becerim hakkında egzersizler yapmak ve böylece kendimi tanımaya çalışmak...zevklerimi kriterlerimi oturtmak..