centin degişim aşamaları

[cent]

sevgiyle kaldık gülmenin tadına vardık

[cent]

Yorucu çalışmalardan kurtulmak demek


Romanlara daha çok zaman harcamak demek








Dostlara vakit ayırmak demek








Annemizin temizlik günlerinden kaçamamak demek











Kuzenlerle güzel bi film keyfi yapmak demek








Yağmurda ıslanmaya vakit bulmak demek











Yolculuğa çıkmak demek







Akşamları dostlarla sıcak çikolatanın dibine vurmaktır









Bahçelerden çiçek toplamaktır(çalmaktır)






Yaz için yapılan diyetlerin sonunu getirip aylarca süren açlığa bir son vermektir







Birazcık ipi koparmaktır







Komşunun çocuğuna ve yeğenlere dadılık yapmaktır








Dilediğin kadar uyumaktır







uyumaktır





Ama en önemlisi aileyle geçirilen ve sonsuzmuş gibi gelen dünyanın en güzel anlarıdır



sevgiyle kaldık

[cent]

sevgiyle kaldık

[cent]

[cent]

[cent]

[cent]

Zihinsel Konuşmalar…

Zihinsel konuşmalar, genellikle farkında olmamamıza rağmen, sürekli devam eden zihinsel konuşmalardır! Zihinsel konuşma ya bilinçli ya da bilinçsiz bir içsel diyalogdur! Eski konuşmayı yeni olumlu zihinsel konuşma ile değiştirmeye başladığında uygulanması en kolay ve en doğal tekniklerden biridir! Şimdi bile, birinci ve ikinci tür zihinsel konuşma arasındaki farkı kavradıktan sonra, kendimizle konuşurken üçüncü ve dördüncü türde olumlu zihinsel konuşmayı kendilinden kullanmaya başlarız! Bu değişikliği yapmak kolaydır! Çabadan çok farkındalık gerektirir ve kısa zamanda doğal otomatik bir zihinsel konuşma alışkanlığı oluşur!

Zihinsel konuşma, kendimiz ve çevremizle ilgili düşündüğümüz her şeyi içerir! her şeye bir daha olumsuz bakmamaktan, her şeye daha olumlu, yapıcı bir şekilde bakmaya doğru yaklaşımımızda yaptığımız ince bir değişikliktir!

Sabahleyin uyanıp, kendimize yataktan kalkmak zorunda olmamayı dilediğimizi söylemek yerine, yeni zihinsel konuşmalarımız yaşanacak harika bir gün olduğunu söylemelidir! Güne başlamanın tam zamanı demelidir! Madem ki sorun olarak adlandırdığımız şeylerin çoğu gerçekte yalnızca sorun olarak algılanır, her birine ne şekilde baktığımız onların gerçekten sorun olup olmamasını belirler! Bunun için kendimize onları daha iyi bir şekilde görmeyi söylememiz yeterlidir! Bu kulağa çok kolay gelebilir, bir kez deneyelim ve görelim!

İçsel konuşmanın ifadelerini değiştirmeye başladığımızda, eski programımız bizi bundan vazgeçirmeye çalışacaktır! Bu nedenle, işe koyulduğumuzda, ilk önce bize sonuç vermeyeceğini anlatmaya çalışan daha önceki olumsuz programı dinlememeye karar verelim! Eski zihinsel konuşmamız bir alışkanlıktır, kendimizin oluşturduğu bir alışkanlık! Olumsuz olsa bile bize doğal ve rahat gelir!

Ne beklediğimizi bilirsek, eski zihinsel konuşmaya kapılmadan karşılamaya, geçersiz kılmaya ve yeni bir alışkanlık edinmeye hazır oluruz! Bir ya da iki gün içerisinde, kendimize söylediğimiz, bize karşı çalışabilecek her şeye dikkat etmeye başlarız! Zihinsel evimizden eski eşyalarımızı atma kararımızı verdiğimizde, onları ne zaman geri getirmeye çalıştığımızı biliriz! Ayağımız yere sağlam bassın! Dayanalım ve onları dışarıda tutalım! (9 adımda 12’den vurmak adlı yazımızdaki 7. adım kararlı ve ısrarcı olmak kullanabiliriz!)

Başlarken gün boyunca kendimizle konuşurken söylediğimiz her şeyi dinleyelim! Kendi kendimize düşündüğümüz ya da söylediğimiz, kulağımıza yanlış bir zihinsel konuşma gibi gelen her şeyi zihnimizde not alalım ve derhal tersine çevirip, pozitif olarak yeniden ifade edelim! Örneğin, “Bugün bir türlü organize olamıyormuşum gibi geliyor!” sözü, hemen şöyle olur: “Ben organizeyim ve kontrolü elimde tutuyorum, özellikle bugün!” “….. ile sorunum var” sözünü tersine çevirelim “Bununla başa çıkabilirim! Ben yetenekli bir insanım ve sorunların üstesinden kolaylıkla gelirim!” diyelim!

Kendimize yorgun olduğumuzu söylemek yerine, bol bol enerjimiz ve şevkimiz olduğunu söyleyelim! Eğer bu bizi aniden bir aşağı bir yukarı sıçratmazsa normaldir; kendimizle konuşmak için büsbütün yeni bir tarz üzerinde çalışıyor ve bilinçaltımıza yeni emirler vermeye başlıyoruz! Ele geçirdiğimiz her fırsatta bunu yapmaya devam edelim, bilinçaltımız bizim için çalışmaya başlayacaktır! Bizim duygularımızın hepsi zihinsel ve kimyasaldır!

Kolumuzu bile oynatamayacak bir halde koltuğumuzda oturuyoruz (isteyen yayıldığını, uzandığını düşünebilir!) Uzun bir gün oldu, çok çalıştık, bir de akşam trafiği vardı, hiç sormayın (İstanbul’da çalışanlar çok iyi bilir!) O an telefonumuz çalıyor ve bu tam doğru zamanda gelen doğru bir telefon, iyi bir haber veren birisi ya da bizim için çok önemli birisi! Enerjimize birden bire ne olur? Bir adrenalin dalgası sistemimize çarpar ve birden bire bizi hayata döndürür! Gerçekten değişen bir şey var mı? Yalnızca beynimize yolladığımız sinyaller ve sonuçta, birkaç saniye önce kolumuzu bile kaldıramaz, koltuktan kalkamazken, sistemimizin her kısmına harika mesajlar yollayan, beynimizin açtığı anahtarlar!

Zihinsel konuşma yoluyla kendimize yüklediğimiz mesajların çoğu o kadar açık olmayabilir! Beyin yanıt ve sonuç üretmede çabuk olduğu kadar –ister dikkat edilsin, ister edilmesin- güçlüdür de! Unutmayalım ki, düşündüğümüz şeyler, beyne, zihinsel kontrol merkezimizdeki önemli anahtarları açmasını ya da kapamasını emreden elektriksel dürtülerdir! Daha önceki olumsuz ya da tarafsız zihinsel konuşmamızı yeni emirlerle değiştiriyoruz! Bize karşı olmak yerine kendilinden bizim için çalışacak sağlıklı ve yapıcı kontrol merkezlerimizi harekete geçiriyoruz!

Hepimiz sabah ki yaptığımız bir tartışmanın günümüzü mahvedebildiği günler yaşadık! Programlamayı değiştirelim! Kendimize olan sessiz düşüncelerimizi başka bir şekilde ifade edelim! Bir günü depresyon ve can sıkıntısıyla kaybetmek yerine, önemli başarılarla dolu, değerli bir gün daha kazanmış olacağız! Kendimizi duygusal olarak daha iyi hissedecek, zihinsel ve fiziksel olarak daha sağlıklı olacak, başkalarıyla daha iyi geçineceğiz! O günü bir kayıp olarak işaretlemek yerine, kendimize yeni bir zafer kazandırmış olacağız!



Adem Altay
A!!!A
İçinizdeki "Süper Ben"i Açığa Çıkarın!!!

[cent]

İşte sizlere muhteşem bir motivasyon mesajı!!!



Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım!
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım!
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım!






Bunun için gerekli kudret Ulu Önder Atatürk'ün belirttiği gibi;


Muhtaç Olduğum Kudret
Damarlarımdaki Asil Kanda Mevcuttur!!!


Adem Altay
A!!!A
İçinizdeki "Süper Ben"i Açığa Çıkarın!!!




sevgiyle kaldık

[cent]

Kişisel Sorumluluk

Sorumluluk kelimesini genellikle, ya bir şeyleri yanlış yapan ya da yapması gereken şeyi yapmayan birisiyle bağlantılı olarak duymuşuzdur! “Bunun sorumlusu kim?” sorusu, bir şey kırıldığı zaman çocuğa sorulan, bilinen bir yetişkin sorusudur!

Bir genç yanlış bir şey yaptığı ya da beklentilere karşılık veremediği zaman tipik azarlama tarzı şöyledir:” Neden sorumluluk duygun yok?” Motivasyonun şüphe götürür kelimeleri sık sık şöyle tamamlanır: “Kendin için sorumluluk alamaz mısın?” Bir şekilde sorumlu kelimesi iyi şeylerle bağdaştırılmaz! Daima bir şeyler ters gittiğinde kullanılır!

Gerçek manada sorumluluk ise bunu çok ötesinde bir şeydir!Kişisel sorumluluk, yaşamımızda düşündüğümüz, yaptığımız, kavradığımız, başarısız olduğumuz ya da başardığımız her şeyin kökündedir! Kişisel sorumluluk tüm bireysel eylemlerimizin temelidir! Sorumluluk “görev” ya da “yük” demek değildir! Yükümlülüğümüzün ya da mesul tutulmamızın bir ölçüsü değil, o yaşamı kabullenme ve kendimizi onun içinde gerçekleştirmedeki bireysel kararlılığımızın temelindedir!

Doğduğumuz gün etrafta bizi dünyaya tanıştıran birkaç insan vardır! Annemiz, muhtemelen bir doktor ve hemşireler!Biz mücadele ederek bu dünyaya geldiğimizde sırtımıza kim hafifçe vurursa vursun, ilk nefesimizi yalnız başımıza alırız! İlk nefesimizi kendi başımıza aldık! Ve bir sonraki nefesi ve bir sonraki nefesi biz aldık! Bunu biz yaptık!Yol boyunca bazı yardımlar almış olabiliriz fakat aldığımız nefesler kendimizindi! Hiç kimse onları bizim yerimize almadı!

Bir gün hepimiz öleceğiz! Bu dünyadan göçmekte olan birisinin yatağının yanında durduysanız bilirsiniz ki, sevdiğiniz insanın elini ne kadar sıkı tutmuş olursanız olun, son nefesi yalnız vermiştir! Biz dünya da son nefesimizi de yalnız başımıza alacağız!

Herhangi birinin yapabileceği her şeye rağmen, doktorlara rağmen, geride kalanların ihtiyaçlarına ve gözyaşlarına rağmen, gittiğimiz zaman yalnız başımıza gideriz! Bize yol gösteren çok sayıda ruh olabilir! Ama dünyada arkamızda bıraktıklarımızdan bir teki bile bu yolculuğu bizimle paylaşamaz! İlk nefesimizi kendi başımıza alır, son nefesimizi yalnız veririz!

O zaman nasıl, yaşam dediğimiz bu zaman dilimde başka birilerinin bizim adımıza nefes almasını bekleyebiliriz?

Hiç kimse bizim için nefes almayacaktır! Hiç kimse bizim olan bir tek düşünce bile üretmeyecektir! Hiç kimse bizim bedenimizde durmayacak, bizim yaşadıklarımızı yaşayamayacak, korkularımızı hissedemeyecek, hayallerimizi kurmayacak ya da göz yaşlarımızı dökmeyecektir! Bizler bütünüyle kendi başımıza doğar, yaşar ve bu hayatı terk ederiz! Bu öz ve onu yönlendiren ruhumuz sahip olduklarımızdır! başka hiç kimse hayatımızın bir anını bile bizim için yaşayamaz! Bunu kendimiz için yapmalıyız! Bunun adı sorumluluktur!

Kişisel sorumluluk özümüzün gerçeğidir! Ben kendi adıma bundan vazgeçmemeyi tercih ederim! Neden başka birisinin bizim adımıza düşünmesini isteyecekmişiz! Kişisel sorumluluğun olmadığı yerde bahaneler ve suçlamalar vardır!

Bilgisayarımız yavaş çalışıyorsa sorumlusu kim? Bilgisayarımız kime zimmetli? Bu bilgisayar bize ne amaçla verildi? Virüsleri ben bulaştırmadım demek çözüm mü? Bu programları ben yüklemedim demek çözüm mü? Bir gün bilgisayarı bize veren sormayacak mı? Ben sana bu bilgisayarı verdim, bu bilgisayarla ne yaptın diye!




Adem Altay
A!!!A
İçinizdeki "Süper Ben"i Açığa Çıkarın!!!

[cent]

İçsel Konuşmalar Hangi Zamanda İfade Edilmeli?

Bütün olumlu içsel konuşmalar genellikle şimdiki zamanda yazılır, okunur, düşünülür ve konuşulur! Geçmiş bitmiş, gelecek ise henüz gelmemiştir; hükmedebileceğimiz ve programı yükleyebileceğimiz zaman parçası şu andır (şimdiki zaman)! Daima istenen değişiklik henüz oluşmuş gibi ifade edilir! Bunu yaparak bilinçaltımıza, başarılmış görevin tamamlanmış resmini yükleriz! Denetleme merkezimize “Bu, benim için oluşturmanı istediğim benim” diyen emri sunarız! Resim ne kadar tamam ya da bitmiş ise, bilinçaltımıza verdiğimiz emirler o kadar ayrıntılı ve açık seçik olacaktır!

Bilinçaltımıza yeni bir direktif vereceğimiz zaman, “Ben sigarayı bırakacağım” demiyoruz! Çünkü, “ …yapacağım” dediğimiz zaman, gerçekte kontrol merkezimize ne anlatıyoruz biliyor musunuz? “Yarın, daha sonra, başka bir zaman, gelecekte sigarayı bırakacağım (“…cağım”), ama şu anda beni rahat bırak; beni olduğum gibi muhafaza et! Ve yarın, daha sonra, başka bir zaman asla gelmez nedense!

Eğer kendimize “…cağım, …maya ihtiyacım var, …malıyım, …mak iyi olacaktı, …mak isterim ya da keşke … bilseydim” dersek, bilinçaltımızın bize inanacağından şüphe etmem: Ne yapacak biliyor musunuz? Bununla ilgili hiçbir şey yapmayacaktır! Biz niye yapmadın diye sorduğumuzda “Sen bana (şimdi) yap demedin ki!” diyecektir!

Hedefimizi veya başarmak istediğimiz sonucu şimdiki zamanda ifade ediyoruz! Bilinçaltımız neyin gerçek olup neyin olmadığını bilmediği için, zamanla ona anlattığımız şeyi kabul edip ona göre hareket edecektir! Fakat unutmayalım ki, ona verdiğimiz emirlerin kesin üslubunu izlemeye gayret edecektir!

Yapmaya ihtiyaç duyduğum her şeyi, yapmaya ihtiyaç duyduğum zaman yaparım!
Asla münakaşa etmem veya duygularımın bana zarar vermesine izin vermem!
Sigara kullanmam!
İyi bir hafızam var! Benim için önemli olan her ismi, her şeyi kolaylıkla ve otomatik olarak hatırlarım!
Yalnızca yemem gerekeni yerim
İyi bir dinleyiciyim, söylenen her şeyi işitirim! Dikkatliyim, ilgiliyim ve çevremde olup biten her şeyin farkındayım!
Görüşlerimi ifade etme gücüm var! Kendim için, söylediğim ve yaptığım her şey için sorumluluk alırım!
Asla kazandığımdan çok harcamam! Hem şu an, hem gelecek için parasal sorumluluk duygum var!
Hedefler belirler ve onları izlerim! Gözlemlerimi yapar, uygun eylemde bulunur ve hedeflerime ulaşırım!
Aileme ve sevdiklerime zaman ayırırım! onların yaşamını kendiminkiyle, kendi yaşamımı onlarınkiyle paylaşmaktan hoşlanırım!




Adem Altay
A!!!A
İçinizdeki "Süper Ben"i Açığa Çıkarın!!!