centin degişim aşamalarıHikayelerimizi Anlatalım ve Üyelerin Değişim Günlükleri centin degişim aşamaları Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Asiller
Deniz kenarında irili ufaklı çakıl taşları vardır.Uzaktan bakınca pek belli olmaz. Yakından baktığınız zaman onların değişik renkleri,ayrı biçimleri olduğunu fark edersiniz.Bir de üzeri kumla örtülmüş olanları, yada kumun altında ucundan biraz görünenleri vardır.Ancak bunları üzerindeki kumları elinizin tersiyle sildiğinizde ... ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Üyelerin Değişim Günlükleri telkin cd indir izle İstanbul Üyelerin Değişim Günlükleri nerededir kimdir Üyelerin Değişim Günlükleri çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Üyelerin Değişim Günlükleri hipnoz Üyelerin Değişim Günlükleri olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Üyelerin Değişim Günlükleri hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Üyelerin Değişim Günlükleri kuantum düşünce kitap haberi | |
|
01-03-2008, 02:09 AM
|
#11 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: centin degişim aşamaları Asiller
Deniz kenarında irili ufaklı çakıl taşları vardır.Uzaktan bakınca pek belli olmaz. Yakından baktığınız zaman onların değişik renkleri,ayrı biçimleri olduğunu fark edersiniz.Bir de üzeri kumla örtülmüş olanları, yada kumun altında ucundan biraz görünenleri vardır.Ancak bunları üzerindeki kumları elinizin tersiyle sildiğinizde şaşırtıcı güzellikte renkli taşlar çıkar karşınıza.
Afrika’nın Güneyinde Maymun avcıları maymunları avlamak için odundan kafesler yapmışlardır.Kafesin bir köşesinde bir maymun elinin girebileceği büyüklükte bir delik ve maymunların en çok sevdiği muz.Fakat bu kafesin şöyle bir kusuru vardır.Eğer ki maymun kafesin deliğinden elini yavaşça çektiği halde canını kurtarabilecek.Fakat işi aceleye getirip muz uğruna canından da olabilir.Yapılan araştırmalara göre maymunların %90 gibi büyük bir kısmı canı uğruna da olsa muzu kafesten çıkarmaya çalışmışlardır ancak bunda başarılı olamayıp avcıların eline düşmüşlerdir.Diğer küçük bir kısım ise canını daha değerli görüp muza tenezzül bile etmemişlerdir.Yaşamak için o çok sevdiği yiyecekten vazgeçen maymunlar…
Hayatın akışı,insanlar arasındaki gerilimler,kavgalar yorar insanı.
Ama her zaman birinci kural kendin olabilmektir.Şartlar ne olursa olsun kendi kişiliğini göstermeyi bilmektir.Ben buyum beni böyle kabul görün der kimileri.Haklıdır da aslında neden farklı olsun ki öyle değil mi?
Hatta bu yüzden eleştirilirler.Karşıdaki ondan daha farklı biri olmasını ister.Ama o ‘hayır ben böyleyim’ der.
Acaba hala var mıdır böyle insanlar kendi olmayı başarabilenler.
Acaba var mıdır?Bir maymundan ne farkım deyip bunu başarabilenler.
Sevgiler…
alıntıdır arkadaşlar sevgiyle kalın Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.
__________________ yokluk ,varlıgın aynasıdır. Dünyayı isterken de sus, Bir dileğe kavuşmak isterken de. Öylece seyre dal gitsin… mevlana | Offline
| |
01-03-2008, 02:13 AM
|
#12 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: centin degişim aşamaları Reklama harcayacak paran yoksa
Büyük Fikir teması altında gerçekleştirilen pazarlama ve reklam dünyasının en önemli etkinliği MediaCat Forum`da, artık daha çok para harcayan değil, daha yaratıcı fikirler geliştirenlerin zirveye oynadığı ortaya kondu. Forumda, büyük fikrin yaratıcı ama basit olması gerektiğine işaret edildi.
Pazarlama dünyasını sarsan, fark yaratan ve kazandıran büyük fikirlerin sahipleri, bu yıl 5`incisi düzenlenen MediaCat Forum`da biraraya geldi. "Çok paranız yoksa, o zaman gerçekten büyük fikirlere ihtiyacınız var demektir" sloganıyla Büyük Fikir (The Big Idea) teması altında gerçekleştirilen forumda, yaratıcı tek bir fikirle iş dünyasında nasıl zirveye oynanabileceği ortaya kondu.
İstanbul`da yapılan forumun açılışını yapan Hürriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Vuslat Doğan Sabancı, sıradan gibi görünen internete ve yurtdışına açılma fikirleriyle Hürriyet`in nasıl Avrupa`daki en büyük oyunculardan biri haline geldiğini anlattı. Parlak olmayan, sıradan fikirlerin de başarılı sonuçlar verebileceğine işaret eden Sabancı, "İnsanlar parlak fikirlerin arkasından koşarken, iyi sonuç getirebilecek sıradan fikirleri gözden kaçırabiliyor. Doğru bulduğunuz basit fikirlerle başarıyı yakalayabileceğinize inanın. Doğru bildiğiniz fikre cesaretle sarılın” dedi.
Büyük fikir, basit fikirdir
Büyük şirket olmanın yarattığı duygunun, kurumları küçük işlerle uğraşmaktan alıkoyduğuna işaret eden Sabancı, "Büyük firmaların da dezavantajları var. Hata yapma korkusuyla daha tutuk davranıyorsunuz. Büyüklüğün yarattığı duygu sizi küçük olmayan işlerle uğraşmaktan alıkoyuyor. Küçük taşlar altında ekmek aramak büyük şirketler için zor. Önemli olan cesur davranabilmek" diye konuştu.
Büyük fikirlerin karmaşık değil, aksine basit fikirler olması gerektiğine işaret eden MARKA Ajans Yürütme ve Yaratıcı Grup Başkanı Hulusi Derici ise yaptığı sunumda, "Basit fikir ucuz, sıradan, kolay fikir demek değildir. Önemsizleri elemektir. Birçok yönetici karmaşıklık hayranı. Basit olan şeylere güvenmiyorlar. Basit kolaya kaçmak demek değil. Kimse aşikar olana inanmıyor. Daha fazla bilgi istenerek bir uzmanlık hastalığı yaratılıyor. Oysa basit olmayan karışıklıkdemektir" diye konuştu. Dikkat edilmesi gereken bir diğer unsurun, markaların özdeşleştikleri alanlara odaklanmaları olduğunu söyleyen Derici, örneğin sütle anılan bir markanın başka alanda kullanılmaması gerektiği, firmaların çıkarttıkları her ürün için farklı marka kullanması gerektiğini vurguladı.
DDB&Co Kreatif Direktörü Karpat Polat: Yaratıcı bir reklam on reklamlık iş demek
Reklama harcayacak çok parası bulunmayanların gerçekten büyük fikre ihtiyaçları olduğunu söyleyen DDB&Co Kreatif Direktörü Karpat Polat, “Büyük fikirler, bir liranızın on lira etki yapmasın sağlar" dedi. Polat, yaratıcılığın kullanıldığı bir reklamın on reklamlık iş yapabileceğini söyledi.
KVK ve Turkcell’in Kurucu Ortağı Murat Vargı: Yüzde 5`lik hissem 1 milyar $ getiriyor
Turkcell fikrinin hayata geçirilmesiyle dünyanın 736’ncı zengini haline geldiğini anlatan KVK ve Turkcell’in Kurucu Ortağı Murat Vargı, "Turkcell`de bugün yüzde 5 hissem var. Bu bana 1 milyar dolarlık varlık veriyor” diye konuştu. İş dünyasında para kazanmak kadar, parayı muhafaza edebilmenin de çok önemli olduğunu söyledi.
`Çalıştır Saksıyı` sisteminin kurucusu Joel Saltzman: Küçük değişiklikler büyük satış getirebilir
"Çalıştır Saksıyı" sisteminin kurucusu dünyaca ünlü Joel Saltzman ise yaptığı sunumda üründe yapılan küçük değişikliklerlerin nasıl büyük satışlar getirebileceğini anlattı. Salzman, insanların hayata biraz daha farklı bakıp “saksı"larını çalıştırmaları ve yeni ve kullanışlı çözümler yaratmalarını tavsiye etti.
alıntıdır arkadaşlar
ya bi kurtulsak düzlüge çıksak saksı çalıştırmada ne var dimiya
__________________ yokluk ,varlıgın aynasıdır. Dünyayı isterken de sus, Bir dileğe kavuşmak isterken de. Öylece seyre dal gitsin… mevlana | Offline
| |
01-03-2008, 02:17 AM
|
#13 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: centin degişim aşamaları KİN TUTMA,SEVGİYİ UNUTMA
KİN TUTMA, ve ASLA SEVGİYİ UNUTMA
Şimdi sen "su" olduğunu düşün. Su kadar özel, su kadar faydalı ve su kadar çok, tükenmez. İnanıyorum ki gerçekten de öylesin. Ama ister çeşmelerden dökül, ister göklerden yağ, ister nehirler dolusu ak; dibi olmayan bir kovayı dolduramazsın. Seni dinlemeyenlere de sesini duyuramazsın.
Unutma; Bağırdığında daha çok dinlenmezsin. Gürültünün parçası olursun sadece! Dikkat et; Suyun yanında olanlar suyu en az içenlerdir. "Su nasılsa burada, lüzum yok ki suyu kana kana içmeye" diye düşünürler.
Aynen, sesini sürekli duyanların seni dinlemedikleri gibi! Ormandaki hiç bir hayvan, ırmağın gürültüler koparan yerinden su içmeye çalışmadılar. Hepsi, hep sabahın en sakin anını bekledi; suyun durgun yerlerini bulabilmek için gittiler ve ihtiyaçlarını öyle giderdiler. Onlar için en uygun olan ve kendi istedikleri zamanda.
Sen, hep bir su olduğunu gene düşün. Su gibi güzel, su gibi yararlı, su gibi vazgeçilmez. Ve su gibi hayat kaynağı olduğunu düşün. Su gibi yaşatıcı ol; Yıkıcı, kırıcı, sürükleyici, öldürücü değil! Sen bir su ol. Rahmet ol; Tarlalarını basma insanların, yıkma yuvalarını, söndürme ocaklarını, söndürme ki sana "felaket" denmesin!
Su isen bir bardağa sığabil ki; Damarlara giresin! Su; Yüce Tanrı`nın insanlar için yarattığı en büyük nimetlerden biri. Suya benzediğini unutma! Su gibi faydalı, su gibi lüzumlu, su gibi özel, su gibi güzel, bitmez-tükenmez olduğunu da unutma! Ayrıca su gibi sakin olabileceğin gibi, su gibi de "kıyametler" koparabileceğini de hatırla. Unutma; Senin işin rahmet olmak, afet değil! Vadiler, ovalar varken, bunca akabildiğin; küçük ırmaklara ayırabiliyorsan kendini, bardaklara bölebiliyorsan, hayat verirsin çevrene.
Ve yaşarsın dünya yaşadığı müddetçe. Yoksa hep duyulmayan, dinlenmeyen; korkulan ve kaçılan olursun, tıpkı seller, afetler gibi. Tercih "senin" ellerinde artık. Ya tutmayı öğreneceksin dilini veya hiç durmadan konuştuğun için, sadece bomboş ve anlamsız sesler çıkartan birisi olduğunu zannettireceksin çevrene! Ama yapman gereken şu değil mi? Düşüneceksin ne zaman ne söyleyeceğini.
Düşüneceksin kimin dinleyip dinlemediğini, kimin anlayıp anlamadığını. Düşüneceksin anlatmak istediklerinin ne kadarını anlatabildiğini. Hatta anlayanların anladıklarının da senin anlattıklarının ne kadarı olduğunu. Ve konuşmak için en uygun zamanı bekleyecek, en az ama en uygun kelimeleri seçmeye çalışacaksın.
Ahmak olmayan yolcuların, önceden aldıkları biletleri ceplerinde olduğu halde, saatlerini kontrol ederek, vakit yaklaştığında, vapurun kalkacağı iskelede hazır olmaları gibi, sen de fikrini bildireceğin kişinin "kıyıya yanaşmasını" bekleyeceksin! Demeyeceksin; "Ben canım isteyince giderim iskeleye, vapur da gelmek zorunda!.."
Demeyeceksin; "Ben aklıma geleni aklıma geldiği biçimde söylerim. Karşımdaki de değil duymak, değil dinlemek, anlattığımdan bile fazlasını anlamak zorunda!.." Keşke öyle olsaydı. Keşke haklı olsaydın, ama maalesef değil. Ağzını açıp "Şelaleden dökülen suyu" içmeye çalışan bir tavşan gördün mü hiç? Veya önüne çıkan ağaçları dahi sürükleyen bir selden susuzluk gidermeye uğraşan bir ceylan? Kaplanlar bile içebilmek için suyun durulmasını bekler Beyni olan her yaratık gibi ! Hadi...
Sen şimdi tekrar "su olduğunu" düşün ve kendini "su gibi" hisset. Su gibi özel, su gibi güzel, su gibi berrak, su gibi yararlı. Su gibi hayat kaynağı ve su gibi bitmez-tükenmez olduğunu hatırla. Ama yine su gibi "küçük bir bardağın içine" sığdır ki kendini; Girebilmeyi öğren insanların damarlarına. Hayat ver. Vazgeçilmez ol !Sakın unutma; İki şey asıldır varoluşta, "KİN TUTMA, ve ASLA SEVGİYİ UNUTMA"!..
Yrd. Doç. Dr. Ahmet YATKIN
severken neyi sevdini bir bilse insan düşmanını bile severdi siz nedersiniz
__________________ yokluk ,varlıgın aynasıdır. Dünyayı isterken de sus, Bir dileğe kavuşmak isterken de. Öylece seyre dal gitsin… mevlana | Offline
| |
01-03-2008, 02:23 AM
|
#14 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: centin degişim aşamaları Motivasyon başarılı bir yaşamın anahtarıdır. Yaşamda başarılı olmak için,öncelikle ne yapacağımızı bilmemizi sağlayacak bilgeliğe nasıl yapacağımızın bilgisine ve bunu gerçekleştirmek için de iç motivasyona ihtiyacımız vardır. İçten motive olan kişi düşünceyi eyleme dönüştürür, hedeflerini belirler ve onlara ulaşmak için harekete geçer.
Kişinin motive olabilmesi için öncelikle kendine güvenmesi şarttır. Kendimize biz inanırsak başkaları da inanır ve güvenir. Kendine inanmak; özgüvenin dingin ve huzurlu bir aklın anahtarıdır.
İçimizde birçok gizli yetenekler vardır ve bu gizli yetenekler kullanıldığında mucizeler yaratabilirler. Motive olarak bu gizli yeteneklerimizi açığa çıkarmak mümkündür. Amaçlarımıza ulaşmanın temel koşulu olumlu düşünmedir. Bu olumlu düşünme eyleme geçmek için ateşlenmelidir. Bunun için gerekli olan kıvılcım coşkudur. Motivasyonun düzeyi coşkumuzla orantılıdır. Eylemi kendini motive etmenin motoru olarak düşündüğümüzde, coşku bu motorun yağıdır.
İyi bir bellek, yaratıcılık, bilinç ve bilinçaltında istersek geliştirip açığa çıkarabileceğimiz diğer gizli güçlerimizdir. Bilinç akıldır. Düşünmemizi sağlar, gördüklerimizi kaydeder ve kararlar verir. Bilinçaltı ise bilincimizin aldığı tüm bilgilerin deposudur. İstek ve heves ne kadar büyükse bilinçaltının harekete geçmesi için giden sinyal de o kadar güçlü olur.
Yaşamda sürekli olan tek şey değişimdir. Kendini motive eden kişi; gelişmeye açıktır. Gelişmenin değişme olduğunu ve değişmenin de bilinenden bilinmeyene atlayarak riskler içerdiğini kabul ederiz. Değişmeyen hiçbir şey gelişemez. Değişime uyum sağlayanlar, kazananlardır. Değişime uymayanlar gelişemezler ve düşünsel ve fiziksel olarak ölürler.
kaynak: Motivasyon Mucizesi
umarım okuyan arkadaşlarımıza yarar saglar sevgiyle kalın
__________________ yokluk ,varlıgın aynasıdır. Dünyayı isterken de sus, Bir dileğe kavuşmak isterken de. Öylece seyre dal gitsin… mevlana | Offline
| |
01-03-2008, 02:27 AM
|
#15 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: centin degişim aşamaları HADİ ARKADAŞLAR İSTEYEN TESTİ BİR DENESİN
düşüncelerinizi de bekliyorun
Nasıl bir kişiliğe sahipsiniz? Kişiliğinizin farkında değil misiniz? Kişiliğinizi öğrenmek mi istiyorsunuz? Bu test tam size göre:
Bu test bir çok kurum ve kuruluş tarafından insanların ve çalışanların iç dünyalarını, çevreleriyle olan ilişkilerini değerlendirmek amacıyla kullanılmaktadır.Testi sonuçlara bakmadan çözmeye başlayınız. Cevapları geçmişinize göre değil, şimdiki durumunuza göre veriniz.
1. Kendinizi ne zaman en iyi hissedersiniz?
(a) Sabahları
(b) Öğlenden sonra ve akşama doğru
(c) Gecenin ilerleyen saatlerinde
2. Nasıl yürürsünüz?
(a) Hızlı ve uzun adımlarla
(b) Hızlı ve kısa adımlarla
(c) Normalden yavaş ve etrafa bakınarak
(d) Yavaş ve başı eğik
(e) Çok yavaş
3. İnsanlarla konuşurken
(a) Kollarımı göğsümde katlamış olarak dururum
(b) Ellerimi sıkarım
(c) Bir veya iki elimi belime koyarım
(d) Konuştuğum insanlara dokunur veya ittiririm
(e) Kulağımla oynar, çeneme dokunur veya saçımı
düzeltirim
4. Dinlenirken nasıl oturursunuz?
(a) Dizler katlanmış ve bacaklar birbirine bitişik olarak
(b) Bacaklar çaprazlanmış olarak
(c) Bacaklarımı uzatarak
(d) Bir bacağımı altıma katlayarak
5. Çok hoşunuza giden bir şey olduğunda ne yaparsınız?
(a) Büyük bir kahkaha atarım
(b) Gülerim ama fazla sesli değil
(c) Bir kerelik gülerim
(d) Sessizce gülümserim
6. Bir partiye veya sosyal etkinliğe katıldığınızda
(a) Herkes sizi fark edecek şekilde gürültülü bir giriş mi yaparsınız?
(b) Sessiz bir giriş yapıp etrafınızda tanıdığınız birilerine mi bakınırsınız?
(c) Çok sessizce girip kimsenin sizi fark etmemesine mi gayret edersiniz?
7. Çok zor bir işe dikkatinizi vermişken rahatsız ediliyorsunuz.Ne yaparsınız?
(a) Bölünmeyi memnuniyetle karşılarım
(b) Aşırı derecede rahatsız olurum
(c) Belli olmaz.Bu iki uç arasında değişken davranışlar gösteririm
8. En çok hangi rengi seversiniz?
(a) Kırmızı veya portakal rengi
(b) Siyah
(c) Sarı veya mavi
(d) Yeşil
(e) Koyu mavi veya mor
(f) Beyaz
(g) Kahverengi veya gri
9. Yatakta uyumadan önceki birkaç dakikada
(a) Sırt üstü yatıp uzanırsınız
(b) Karnınızın üstüne yatıp uzanırsınız
(c) Hafif kıvrılmış olarak yan tarafınıza yatarsınız
(d) Başınızı bir kolunuzun üzerine koyarsınız
(e) Başınızı yorganın altına kapatırsınız
10. Rüyanızda genellikle
(a) Düşersiniz
(b) Kavga eder veya tartışırsınız
(c) Birilerini veya bir şeyler ararsınız
(d) Uçar veya yüzersiniz
(e) Genelde rüya görmezsiniz
(f) Rüyalarınız daima hoştur
Puan Hesabı
1.
(a) 2
(b) 4
(c) 6
2.
(a) 6
(b) 4
(c) 7
(d) 2
(e) 1
3.
(a) 4
(b) 2
(c) 5
(d) 7
(e) 6
4.
(a) 4
(b) 6
(c) 2
(d) 1
5.
(a) 6
(b) 4
(c) 3
(d) 5
(e) 2
6.
(a) 6
(b) 4
(c) 2
7.
(a) 6
(b) 2
(c) 4
8.
(a) 6
(b) 7
(c) 5
(d) 4
(e) 3
(f) 2
(g) 1
9.
(a) 7
(b) 6
(c) 4
(d) 2
(e) 1
10.
(a) 4
(b) 2
(c) 3
(d) 5
(e) 6
(f) 1
Şimdi puanlarınızı toplayınız.
60 PUAN VE ÜZERİ:
İnsanlar sana kırılgan bir eşya muamelesi yapıyorlar. Kibirli, bencil ve aşırı baskın birisi olarak görülüyorsun. İnsanlar size hayranlık duyup sizin gibi olmak isteyebilirler ama size her zaman güvenmezler ve sizinle çok yakın ilişkide olmaktan kaçınırlar.
51 - 60 PUAN:
insanlar sizi heyecan verici, havai, düşüncesiz yapıda, doğal liderlik
özellikleri olan, her zaman doğru olmasa da hızlı karar veren birisi olarak tanırlar. Seni cesur, maceraperest birisi olarak tanırlar; her şeyi bir kez denemek isteyen, macera yaşamak için fırsatları kaçırmayan birisi.. Yaydığınız heyecandan dolayı insanlar sizinle ayni iş yerinde yasamaktan zevk alırlar.
41 - 50 PUAN:
İnsanlar sizi taze, canlı, çekici, eğlendirici, pratik ve daima ilginç
birisi olarak görürler; her zaman ilgi odağı olan ama çok aşırıya kaçmayacak kadar da dengeli birisi.. İnsanlar sizi ayrıca iyiliksever,
düşünceli, anlayışlı ve kendilerini neşelendiren ve rahatlatan birisi
olarak tanırlar.
31 - 40 PUAN:
İnsanlar sizi mantıklı, ihtiyatlı, dikkatli ve pratik birisi olarak görürler. Sizi zeki, yetenekli ve hünerli ama alçak gönüllü olarak tanırlar. Çok hızlı arkadaşlık kurmayan, ama arkadaşlarına karşı çok sadık olan ve onlardan da aynı şeyi bekleyen birisiniz.
Etiketler: kişilik, test
__________________ yokluk ,varlıgın aynasıdır. Dünyayı isterken de sus, Bir dileğe kavuşmak isterken de. Öylece seyre dal gitsin… mevlana | Offline
| |
01-03-2008, 02:31 AM
|
#16 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: centin degişim aşamaları işte size biraz daha bilgiler gönderiyorum
YÜZ OKUMA
Yüz Okuma2.5.2008 | BurunKategori: Yüz Okuma
Burun deliklerinin duvarları kalın olan insanlar iyi kalplidirler. Bu öküz tipine uygun gelmektedir. Burun deliklerinin duvarları ince olan insanlar hırçın bir yapıya ve karaktere sahiptiler; bu köpek tipine uygun gelmektedir. Burun delikleri dairevi olan insanlar alçak gönüllüdürler. Bu durum aslanlarla benzerlik oluşturmaktadır.
devamı…
1.13.2008 | Yüz YapısıKategori: Yüz Okuma
Yüzü enli ve etli olan insanlar iyi kalplidirler; bu öküz tipine uygun gelmektedir.Kemikli yüze sahip olan insanlar tedbirli, etli olan insanlar ise korkaktırlar.Bunlar sırasıyla eşek ve geyik tiplerine uygun gelmektedir.Küçük yüzlü insanlar cesaretsiz ve iradesizdirler; bu kedi ve maymun tipineuygun gelmektedir. Büyük yüzlü insanlar tembeldirler; bu eşek ve öküz tipine uygun gelmektedir. Dolayısıyla, yüz ne büyük, ne de küçük olmalıdır. En iyisi orta büyüklükte olmasıdır. Yüzü aşırı küçük olan insanlar aşağı ve bayağıdırlar. Asık suratlı insanlar somurtkan karakterlidirler. Allıkla boyanmış gibi yüze sahip olan insanlar utangaçtırlar. Bilindiği gibi bu durum insan bir şeyden utandığı zaman ortaya çıkmaktadır. Yanakları allanan insanlar alkoliktirler. Bilindiği gibi insan alkol aldığı zaman yanakları allanıyor.
12.30.2007 | DudaklarKategori: Yüz Okuma
Dudakları ince ve ağız kenarları, dudaklar ileri uzandığında üst dudağın
alttakinin üzerine çıkacak şekilde gevşek olan insanlar alçakgönüllüdürler. Bu
aslan tipine uygun gelmektedir. Aynı şeyi büyük ve küçük köpeklerde de
görebiliriz. Dudakları ince, sert ve köpek dişleri hizasında yukarıya doğru
çekilmiş olan insanlar aşağı ve bayağıdırlar. Bu domuz tipine uygun gelmektedir.
Dudakları kalın ve üst dudak alttakinin üzerine çıkan insanlar aptaldırlar. Bu
eşek ve maymun tipine uygun gelmektedir. Üst dudağı ve üst damağı öne doğru
çıkan insanlar huysuz ve kavgacıdırlar. Bu, köpek tipine uygundur.
12.30.2007 | Aristo’nun Fizyognomiye İlişkin GörüşleriKategori: Yüz Okuma
Fizyognomi ile ilgili bilgilere Hipokrat, Aristo ve Pluto
gibi eski Yunan düşünürlerinin eserlerinde
rastlanmıştır. Aristo, fizyognomiyi kişilerin ruh halini
öğrenmek için kullanırken, Hipokrat bu usulle hastalara
teşhis koymuştur. Onun ölmüş insanın yüz şeklini tasvir
edişi bugün de doktorlar tarafından “Hipokrat maskesi”
olarak kullanılmaktadır.
Aristo’nun “De Natura Animalium” (1. Kitap) isimli
çalışmasında beden ve yüz yapısı ile insanın karakter
özellikleri arasında bağlantı kurulmaktadır.
Aristo’ya göre, insanın beden ve yüz yapısının belli bir
hayvana benzemesi, onun karakter özelliklerini ortaya koymaktadır. Aristo
insanın yüz yapısı, gözleri, alnı, kafa yapısı, derisinin rengi, saçının rengi,
gözünün rengi, bedenin tüy örtüsü, sesinin tonu, yürüyüşü, beden hareketleri,
bakışları, boyu ile ilgili karakter özelliklerini hayvanlardaki benzer özelliklerle
kıyaslamaktadır.
devamı…
12.26.2007 | Fizyognomi Kavramı ve GelişimiKategori: Yüz Okuma
Fizyognomi Kavramı
“Fizyognomi” terimi, Yunanca physis -doğa ve gnomon- yorum kelimelerinin
birleşimidir. Giovanni Battista Della Por-ta (1535-1615)’ya göre gnomon, aynı
zamanda yasa, kural anlamına gelmektedir; yani, fizyognomi “doğa yasası”
demektir. Della Porta’ya göre, doğanın belli kurallarına uyarak “belli vücut
biçimlerine göre belli ruh hallerini” öğrenebiliriz.
Çok eski dönemlerden başlayarak, bilginler insanın yüz yapısı ile karakteri
arasında bir ilişki kurmağa çalışmışlardı. Bu yöntemin temelinde insanın beden
yapısı ve psikolojisi arasında doğal bir bağlantının olduğu inancı yatmaktaydı.
Bilimsel temelden yoksun olmasına rağmen fizyognomi, karakter özelliklerinin
tipolojisi için önayak olmuştur.
Fizyognomi Kavramı
“Fizyognomi” terimi, Yunanca physis -doğa ve gnomon- yorum kelimelerinin
birleşimidir. Giovanni Battista Della Por-ta (1535-1615)’ya göre gnomon, aynı
zamanda yasa, kural anlamına gelmektedir; yani, fizyognomi “doğa yasası”
demektir. Della Porta’ya göre, doğanın belli kurallarına uyarak “belli vücut
biçimlerine göre belli ruh hallerini” öğrenebiliriz.
Çok eski dönemlerden başlayarak, bilginler insanın yüz yapısı ile karakteri
arasında bir ilişki kurmağa çalışmışlardı. Bu yöntemin temelinde insanın beden
yapısı ve psikolojisi arasında doğal bir bağlantının olduğu inancı yatmaktaydı.
Bilimsel temelden yoksun olmasına rağmen fizyognomi, karakter özelliklerinin
tipolojisi için önayak olmuştur.
Gelişimi
Fizyognomi, sistemli bir şekilde ilk kez Çin’de gelişmiştir. Çinliler, insanların
yüz biçimlerine göre insanların karakter özelliklerini okuma yöntemini
kullanmış, ayrıca başarı düzeylerini belirleme yöntemini kullanmışlardı. Sonraki
dönemlerde değişik uygarlık merkezlerinde fizyognomiye ilişkin bilgiler
sistemleştirilip geliştirilirken, belli özelliklere sahip değişik ekoller ve sistemler
ortaya çıkmıştır.
Eski Çin yüz okuma uzmanlarına göre, yüzü oluşturan unsurlardan beşi çok
önemlidir. Bunlar kaşlar, gözler, ağız, burun ve kulaklardır. Eski metinlerde
onlar beş önemli organ olarak geçmektedir. Bu organlardan birisinin bile dengeli
bir biçimde olması en az 10 yıl mutlu yaşam demektir. Tüm organların aynı
şekilde dengeli biçimde olması bu mutluluğu orantılı şekilde arttırıyor. Bu
organların incelenmesinden sonra sırada alın, elmacık kemikleri, şakaklar, çene
ve kırışıklar gelmekte, en sonunda ise derinin rengi, ayrıca, gözlerin parlaklığı,
biçimi, göz küresi ve göz kapaklan inceleniyor.
Çin fizyognomi uzmanlarına göre, onların sistemi insanların uzun ömürlü
olmaları konusundaki gerçekleri bulacaktır. Çin sistemine göre, insan yüzünde
belli konumlar ve çizgiler mevcuttur. Bunların her biri belli bir yaşı belirlemektedir.
Onlar, bir dizi “uzun ömürlülük belirtileri”ni de tespit etmişler.
Çinlilerin fizyognomi sistemi bugün de incelenmekte ve geliştirilmektedir.
SEVGİYLE KALIN
__________________ yokluk ,varlıgın aynasıdır. Dünyayı isterken de sus, Bir dileğe kavuşmak isterken de. Öylece seyre dal gitsin… mevlana | Offline
| |
01-03-2008, 02:39 AM
|
#17 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: centin degişim aşamaları ŞAŞIRMAYA NE DERSİNİZ
Şaşırtıcı sonuçlara hazır olun. İlginç bir işlem:
Ayakkabı numaranızı 5 ile çarpın.
Cıkan sonuca 50 ekleyin.
Cıkan sonucu 20 ile çarpın.
Cıkan sonuca 1007 ekleyin.
Ve son olarak dogum yılınızı cıkarın.
İlk iki rakam ayakkabı numaranız, son iki rakam yaşınız.
__________________ yokluk ,varlıgın aynasıdır. Dünyayı isterken de sus, Bir dileğe kavuşmak isterken de. Öylece seyre dal gitsin… mevlana | Offline
| |
01-03-2008, 02:40 AM
|
#18 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: centin degişim aşamaları Unutkanlık sorunu, yaşlanan insanın en önemli korkularındandır. Özellikle 50′li yaşlar sonrasında ufak tefek unutkanlıklar ile ciddi bellek sorunları birbirine karıştırılır.
Orta yaşlıların nerdeyse yarısı kendilerinde bir bellek kaybı sorununun başladığını zanneder. Hemen belirtelim! Bunların çoğu küçük ve hoş unutkanlıklardır. Hayatı tatlandıran ve keyif katanlar biraz da bu nükteli olaylardır!
Belleği güçlü tutmanın pek çok püf noktası, uyulması gereken çok sayıda kuralı var. Harvard Tıp Okulu öğretim üyesi Dr. Aoron P. Nelson zinde bir beyne sahip olmanın temel kurallarını şöyle sıralıyor:
- Hipertansiyonu ve kolesterol yüksekliği sorununu önleyin ya da kontrol altına alın. Kalbiniz için kötü olanın beyniniz için de kötü olduğunu unutmayın.
- Alkolü azaltın. Erkeklerin iki, kadınların bir ölçüden (bir ölçü içkiyi ‘bir bardak şarap’ olarak kabul edebilirsiniz) daha fazla alkol kullanması beyin hücrelerini tahrip etmektedir.
- İyi ve kaliteli uyku uyuyun. İyi bir uyku için ortalama 8 saat gerekir. Kaliteli uyku beynin yeni öğrenilenleri pekiştirmesini sağlar. Öğrenilmiş bilgilerin pekiştirilmesinin uzun süreli belleğin en önemli desteği olduğu biliniyor.
- Stresinizi iyi yönetin. Ölçülü ve kontrollü stres dikkati yoğunlaştırmakta, odaklanmayı arttırmaktadır. Kontrolsüz, uzun süreli ve aşırı stres ise dikkati sürdürme kapasitesini yok etmekte, unutkanlığı tetiklemekte, kortizol hormonunu yükselterek beynin bellek için önemli bölümlerinde hasar geliştirmektedir.
- Yeni şeyler öğrenmeye devam edin. Her yeni bilgi ve beceri birer bellek egzersizidir. Yeni sporlar, hobiler, araştırma alanları, heyecanlı ve zevkli problemler, ezberlenen yeni şiirler ve yeni diller beyniniz için en güçlü vitaminlerdir.
- Tembelliği bırakın. Zihinsel faaliyetlerinizi sınırlamayın. Özellikle televizyon seyretmek gibi pasif faaliyetleri azaltın. Televizyon karşısında geçirdiğiniz saatler sadece bedensel değil, ruhsal sağlığınızı da kötü yönde etkiler.
- Her gün egzersiz yapın. Günde 30-45 dakika, haftada en az 4 gün yürümeye, iş saatlerinde daha çok aktif olmaya, kısa mesafelerde taşıt kullanmamaya çalışın. Özellikle yürümenin beyin sağlığı ve yeniden yapılanma sürecini olumlu yönde etkilediğini gösteren çok sayıda kanıt var. Beynin yeni yetenekler kazanabilmesi beyin hücreleri arasında güçlü ve yoğun yeni bağlantılar oluşturabilmesinin başlıca desteklerinden biri de düzenli ve ılımlı egzersizlerdir. Bizim önerimiz fırsat buldukça yürümenizdir.
- Kullandığınız ilaçları yeniden gözden geçirin. Özellikle beyni etkileyen ilaçları doktor önerisi olmadan kullanmayın. Depresyon giderici, uyku verici, ruhsal gevşetici ilaçlara komşu, eş dost tavsiyeleri ile başlamayın.
- Reçetesiz satılan ilaçları rastgele yutmayın. Doğal ya da zararsız diye kullanabileceğiniz bitkisel ürünlerin (valerianlar), besin desteklerinin (melatonin) ve diğerlerinin (hüperzin, Sam’e) beyin hücrelerinizi üzebileceğini, zihinsel fonksiyonları bozabileceğini unutmayın. Antihistamik- antialerjik ilaçları özellikle alüminyum içeren antiasitleri ve uyku kolaylaştırıcıları doktorunuzla konuşmadan uzun süre kullanmayın.
- Vitaminlerden yararlanın. E ve C vitamini gibi antioksidan vitaminlerin, selenyum gibi serbest radikal avcısı minerallerin hücreleri oksitlenmekten koruyan güçlerinden faydalanabilirsiniz. Yeteri kadar B vitamini, özellikle B12 vitamini aldığınızdan emin olun. Dengeli bir beslenmenin de yaşlılıkta vitamin eksikliğine yol açabileceğini hatırlayın.
- Hayata bağlı kalın. Hayatınıza önem katan bağları iyice sıkılaştırın. Huzurunuzu koruma ve güçlendirmeye bakın. Aileniz, dostlarınız, işiniz, hemşerilik ve vatandaşlık bağlarınıza, inançlarınıza daha sıkı sarılın. İnsanlarla daha sık birlikte olmaya, aileniz ve arkadaşlarınızla olumlu ilişkiler kurmaya ve sosyal aktivitenizi çoğaltmaya çalışın.
İyi sosyal ilişkileri olan yaşlılarda bellek fonksiyonları bozulmuyor. Sosyal ilişkiler bir taraftan zihinsel egzersizleri yoğunlaştırıyor, diğer taraftan çeşitli olayların ruhsal travmalarını hafifletmeye yardımcı oluyor.
Etiketler: akıl, beyin
sevgiyle kalın
__________________ yokluk ,varlıgın aynasıdır. Dünyayı isterken de sus, Bir dileğe kavuşmak isterken de. Öylece seyre dal gitsin… mevlana | Offline
| |
01-03-2008, 02:41 AM
|
#19 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: centin degişim aşamaları Tüm gün boyu zihinsel potansiyelinizi aynı seviyede koruyabilmek, inişli ve çıkışlı bir beyin performansına sahip olmamak için öncelikle günlük yiyeceklerinizi dörde, hatta mümkünse altı eşit parçaya bölerek mini öğünlerle beslenmelisiniz. Yiyeceklerin az yağlı olmasına dikkat etmelisiniz. Yağlı, çok ve ağır yiyecekler kanın beyinden çekilerek sindirim sistemine yönelmesine sebep olmaktadır. Bunun sonucu ise yorgunluk, uyuklama ve zihinsel potansiyelin düşmesi demektir.
Yiyeceklerinizin demir içeren besinleri ihtiva ettğinden emin olunuz. Bunun için koyu yeşil renkli sebzeler, yağsız kırmızı et, domates, pekmez, kuru fasulye, bezelye ve kayısı kurusu gibi yiyecekler yemelisiniz.
Yeteri kadar B vitaminleri aldığınızdan emin olmak için diyetinizde yağsız süt, yoğurt, muz, deniz ürünleri ve kuru baklagilleri mutlaka bulundurmalısınız.
Antioksidan özellikleri olan C ve E vitaminleri açısından zengin havuç, ıspanak, çilek, domates ve diğer koyu yeşil yapraklı sebze karışımlarını da günlük yemek listenize ilave etmelisiniz.
hafıza ve beyin gücü için gerekli olan besinleri bu şekilde özetledikten sonra sıra hızlı, kolay ve kalıcı öğrenme teknikleri ile beslenme arasındaki ilişkiye geldi.
Ben “beslenme”, “beyin” ve “hafıza teknikleri” üçlüsünü sırayla “benzin”, “son model bir araba” ve “sürücü” üçlüsüne benzetiyorum. Her birinin önemini anlamak için aşağıda size farklı senaryolar sunacağım. Kararı ise size bırakacağım. Her birinin benzetmesini de parantez içinde yanına yazmaya çalışacağım.
1-) Birinci Senaryo: Önce şöyle bir senaryo oluşturalım. “Son model bir araba (beyin)” sahibi olduğunuzu düşünün ve bu arabanın deposunu da “en kalitelei benzin (beslenme)” ile doldurduğunuzu varsayalım. Ama bunun yanında “araba kullanmayı (hafıza teknikleri)” bilmediğinizi kabul edelim. Siz bu arabayla istediğiniz yere gidebilir miydiniz? Arabayı ancak belki iterek bir yere götürebilirsiniz. Ama bu durumda arabanın gücünden hiçbir zaman faydalanamazsınız.
2-) İkinci Senaryo: İkinci senaryoda “son model bir araba (beyin)” sahibi olduğunuzu düşünün ve bu arabanın deposunu da “kalitesiz benzin (beslenme)” ile doldurduğunuzu varsayalım. Ama bunun yanında “araba kullanmayı (hafıza teknikleri)” çok iyi bildiğinizi kabul edelim. Siz bu arabayla istediğiniz yere gidebilir miydiniz? Kesinlikle istediğiniz yere gidebilirsiniz ama arabanın motoru kötü benzinden dolayı zorlandığı için istediğiniz hıza ulaşamazsınız. Hatta sürekli kötü benzin kullanırsanız, uzun vadede “arabada (beyin)” da arızalar oluşmaya başlayabilir.
3-) Üçüncü Senaryo: Bu senaryo ideal olanıdır. Bu senaryoda son model arabanızı en kaliteli benzinle doldurmanın yanında ileri sürüş tekniklerini de bilen bir sürücü olduğunuzu hayal edin. Şüphesiz sizden daha emniyetli ve sizden daha hızlı bir sürücü olması mümkün değildir. Size sadece gaza basıp, yoldaki kötü benzinli ve kötü sürücülü arabaları geride bırakmak kalıyor. Hem de onlardan daha az yorularak ve gidilecek yolu daha kısa sürede katedip diğerlerinin zaman bulamadığı başka işlere de zaman bularak.
Özet olarak, “son model bir araba (beyin)” sahibi olan herkes önce onu “kullanmayı (hafıza teknikleri)” öğrenmelidir. İkinci etapta ise arabanın deposu devamlı olarak “kaliteli benzin (beslenme)” ile doldurulmalıdır.
Unutmayın çoğumuz satın aldığımız her pahalı cihazı kullanmadan önce onun kullanma kılavuzunu dikkatle inceliyoruz. Ama bunun yanında kendi beynimizi daha verimli kullanmak için ne yapmamız gerektiği üzerinde çok fazla düşünmüyoruz.
Hayatınızı kolaylaştırmak ve rakiplerinizi geride bırakmak için beyninizi etkin şekilde kullanmayı öğretecek bir kılavuz arıyorsanız, Mega hafıza’nın “Fotografik hafıza Teknikleri” setine bir göz atmanızı tavsiye ediyorum.
Bu arada beyin gücünüzden maksimum faydayı almak için yukarıda verdiğim yiyeceklerle ilgili bilgileri de kesinlikle göz ardı etmeyiniz.
Melih Duyar
sevgiyle kalın
__________________ yokluk ,varlıgın aynasıdır. Dünyayı isterken de sus, Bir dileğe kavuşmak isterken de. Öylece seyre dal gitsin… mevlana | Offline
| |
01-03-2008, 02:43 AM
|
#20 (permalink)
| Üsteğmen
Üyelik tarihi: Sep 2007
Mesajlar: 473
Tesekkür: 3
139 Mesajinıza toplam 267 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: centin degişim aşamaları Merhaba bilgiler super ama vaktim olmadi canim okumaya. ama okuyacagim soz begendigimi soylemek icin yaziyorum.
__________________ Erkek penguen 4 ay boyunca kuluckaya yatar 4ay ac durur ama asla yumurtayi birakip avlanmaya gitmez, 4 ay sonra buzlar cozlunce disi penguen gelir ve esini cocgunu zorlukcekmeden bulur.Penguenler yavrularını soğuktan korumak için onları ayaklarının üzerine oturtup haftalarca ısıtırlar. Bir yandan da yavruya yemek taşırlar. Bahar geldiğinde buzul erimeye başlamış ve buz tabakası üzerinde denizin ortaya çıktığı delikler belirmiştir. Artık anne ve baba bu deliklerden balık avlayarak beslenecek, yavrularını da aynı yiyecekle besleyeceklerdir. <br /><br />Yavruya bakmak oldukça zahmetli bir iştir; onun beslenmesi için ebeveynler bazen uzun süre hiçbir şey yemezler. Ayrıca her yerin buzlarla kaplı olduğu ortamda yuva yapma olanağı da yoktur. Anne ile babanın, yavruyu buzun soğuğundan korumak için yapabilecekleri tek şey, yavruyu ayaklarının üstüne koyup, karınlarıyla ısıtmaktır. | Offline
| | | |
Yetkileriniz
| Konu Acma Yetkiniz Yok Cevap Yazma Yetkiniz Yok Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok HTML-Kodu Kapalı | | | centin degişim aşamalarıHikayelerimizi Anlatalım ve Üyelerin Değişim Günlükleri centin degişim aşamaları Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Asiller
Deniz kenarında irili ufaklı çakıl taşları vardır.Uzaktan bakınca pek belli olmaz. Yakından baktığınız zaman onların değişik renkleri,ayrı biçimleri olduğunu fark edersiniz.Bir de üzeri kumla örtülmüş olanları, yada kumun altında ucundan biraz görünenleri vardır.Ancak bunları üzerindeki kumları elinizin tersiyle sildiğinizde ... ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Üyelerin Değişim Günlükleri telkin cd indir izle İstanbul Üyelerin Değişim Günlükleri nerededir kimdir Üyelerin Değişim Günlükleri çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Üyelerin Değişim Günlükleri hipnoz Üyelerin Değişim Günlükleri olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Üyelerin Değişim Günlükleri hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Üyelerin Değişim Günlükleri kuantum düşünce kitap haberi WEZ Format +3. Şuan Saat: 11:53 PM.
|