centin degişim aşamalarıHikayelerimizi Anlatalım ve Üyelerin Değişim Günlükleri centin degişim aşamaları Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Olumlu Düşünme ve Zihinsel Evimiz!
Olumlu Düşünme
Olumlu düşünme koşullara, mizaca veya zekaya bağlı olmaksızın herkes tarafından öğrenilebilir! Başarılı insanı belirleyen ilk özellik, TUTUMUDUR! Kişi olumlu tutum ve düşüncelere sahipse, zorluklarla uğraşmay ı seviyor ve onların üstesinden gelmekten haz duyuyorsa, ... ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Üyelerin Değişim Günlükleri telkin cd indir izle İstanbul Üyelerin Değişim Günlükleri nerededir kimdir Üyelerin Değişim Günlükleri çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Üyelerin Değişim Günlükleri hipnoz Üyelerin Değişim Günlükleri olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Üyelerin Değişim Günlükleri hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Üyelerin Değişim Günlükleri kuantum düşünce kitap haberi | |
|
24-05-2008, 03:34 AM
|
#291 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: centin degişim aşamaları
Olumlu Düşünme ve Zihinsel Evimiz!
Olumlu Düşünme
Olumlu düşünme koşullara, mizaca veya zekaya bağlı olmaksızın herkes tarafından öğrenilebilir! Başarılı insanı belirleyen ilk özellik, TUTUMUDUR! Kişi olumlu tutum ve düşüncelere sahipse, zorluklarla uğraşmay ı seviyor ve onların üstesinden gelmekten haz duyuyorsa, başarılarının yarısını gerçekleştirmiş sayılır! İnsanlar arasındaki fark, ufaktır! Ancak bu fark , büyük farklılığa neden olur! Ufak fark, TUTUMLARDADIR! Büyük farklılıksa, bu tutumun OLUMLU veya OLUMSUZ olduğudur! Olumlu düşünmenin büyük adımlar attıran kabul edilmiş biçimi, insanlara düşüncelerini yeniden düzenleme ve hayatlarını daha iyi yapma konusunda mükemmel bir kavramdır! Yaşamlarımızda büyük çaplı bir değişikliği başarmada bize yardımcı olan cevaplardan biridir! Hemen hemen yolun çoğunu onunla gideriz ama hepsini değil! Bir derenin iki tarafı arasındaki mesafenin yüzde doksanını atlamaya benzer! Karşı tarafa neredeyse ulaşırız!
Fakat, yalnızca bir daha asla olumsuz düşünmeme ve yaşamımızın geri kalanında olumlu düşünme kararını vermek, bir süre iyi sonuç getirebilir ama bu sonsuza kadar sürmez! Neden? Çünkü bilinçaltımızda düzenlenmiş olan zihinsel program eski türde bir programlamadır! Bu eski türde program, halihazırda bilinçaltımızda saklanan bilgiyle uyuşmayan yeni bilgiye inanmamak üzere önceden programlanmış türde bir programdır! Bazı arkadaşlar da bu tür bir tepkiye rastlıyorum! Eleştirmek, yapmaktan 100 defa kolaydır! Mailimi direk görür görmez, ya da okur okumaz, ?Hayır olmaz böyle bir şey, siz kendinizi kandırıyorsunuz, bir anda değişiklik mümkün değil? diye tepki gösteriyorlar! Hatta bazıları ?Adem Altay sizi kandırıyor, inanmayın böyle safsatalara!? diyerek kendilerini netin akıllısı zannediyorlar! Bu tür kişilerde olumsuz programlama kökleşmiş ve her tür değişim ve gelişime karşı inkar mekanizması geliştirmiştir! Her şeyi kendilerinin bildiklerini sanırlar! En büyük aldanış her şeyi bildiğini zannetmektir! Bil gi çağındayız! Bilgiler her gün yenilenmekte ve değişebilmektedir! Bu sebeple öncelikle bilgili olabilmek için değişime ve gelişime açık bir zihin yapısına sahip olunması gerekir! Yeniliklere açık olunması ve sürekli gelişim bilincine sahip olunması gerekir! Mevcudu yeterli bulmamak ve daha iyisini geliştirmeye yönelik araştırma yapmak, baltayı sürekli bilemek gerekir! Aydın bir insan sürekli okumalı,yeni şeyler öğrenmeye karşı büyük bir arzu duymalı, öğrendiklerini hayata uyarlayabilmeli ve insanlığın yararına sunabilmelidir! Karşı çıkışlara, engellemelere aldırmaksızın! Zihinsel tutumu doğru seçmiş bir insanı, hedefine ulaşmaktan hiçbir şey alıkoyamaz; yanlış zihinsel tutumla yola çıkan bir insana dünyada hiçbir şey yardım edemez! Evrensel değerler doğrultusunda amaç belirlemiş, ne istediğini bilen ve bu yolda gerekli kararlılık ve azme sahip adanmış bir idealist asla durdurulamaz! Hiçbi r şey, zamanı gelmiş bir düşünce kadar güçlü olamaz!Adem Altay da, öğrencileriyle beraber başlatmış olduğu kişisel mükemmellik hareketi de durdurulamayacaktır! Değişim öz?de başlar!Bireyin gelişimi zihinde, toplumun gelişimi bireyde başlar! Zihin ne kadar gelişmişse birey o kadar gelişmiş, birey ne kadar gelişmişse toplumda o oranda gelişmiş demektir!
Yapılan en büyük ve bedeli en ağır yanlışlardan biri, başarının bir peri, bir tısım veya bizim sahibi olmadığımız bir şeyler sayesinde elde edildiğini düşünmektir! Eğer, bugünden itibaren kendimize bir daha olumsuz düşünmeyeceğimizi söyler, ama kendimize, söylenecek doğru şeylerin kesin, yeni, kelime kelime ifadelerini vermezsek, eski olumsuz düşünme alışkanlığına çabucak geri kayarız! Bu yüzden olumlu düşünen bir kişi ol ma kararı, çok kez kısa ömürlüdür! O anda büyük bir fikir gibi görünür, fakat çoğunlukla iyi sonuç vermeyi sürdürmez! Vazgeçmek, geçici bir sorun için kalıcı bir çözüm olur! Olumlu olan her şeye inanma konusunda büsbütün hayal kırıklığına uğramış insanlar vardır, çünkü onlar sadece inanmak istemişlerdir! Olumlu düşünmeyi bir süre için denemişler ve sonra durdurmuşlardır! Onların eski programı, olumlu düşünmenin iyi işlemesini engellemiştir!Sonuç alamayınca, hayal kırıklıkları onları, olumlu düşünmenin hayalcilere göre olduğu kanısına götürmüştür! Oysa olumlu düşünme iyi sonuçlar verebilir, eğer kaçınmamız gereken düşünceleri hemen karşıtıyla değiştirirsek!
Zihinsel Evimiz
Bir an için zihinsel bir ev, düşüncelerimizle yaşadığımız yeri hayal edelim! Bu zihinsel ev kendimiz ve çevremizle ilgili düşündüğümüz her şeyle döşenmiş olsun! Bu zihinsel evimizdeki eşyaların çoğu kullanılmış eşyalardır! Bu eşyalar bize ana babalarımız, arkadaşlarımız, öğretmenlerimiz ve bilinçaltımızı programlamaya yardımcı olmuş olan herkesten geçen eski olumsuz düşünme tarzımızdır!Sakladığımız ve zihinsel evimizde kullandığımız eşyaları bu insanlardan almışızdır!
Eşyaların (olumsuz düşüncelerimizin) çoğunun, elden düşme ve eski olduklarını hayal edelim! Eski yıpranmış kanepe sarkıyor! Sandalyeler kı rılmış, sallanıyor, sertçe oturulduğu takdirde parçalanmaya hazır! Duvarlar da sararmış, solmuş, eğiri bir şekilde asılmış resimler! Mutfak masası eğri duruyor, tabakların uçları kırılmış ve çatlak, hiçbir fincanın kulpu yok, uzun süre önce kopmuş! Yatak yaylarının spiralleri aradan görünüyor, paslı ve eğrilmiş! Yerdeki kilimde, kilimden daha çok yama ve delikler var!
Şimdi bu eski eşyalardan kurtulmaya karar veriyoruz! Ve bunun için bütün eski eşyalarımızı dışarı taşıyıp garaja depoluyoruz! Her parçayı, her tabağı, her kilimi, masayı, yatağı, kanepeyi ve sandalyeyi kaldırıyoruz! İçimizdeki olumsuz eski ve olumsuz inancı dışarı çıkarıyor, gözden uzak bir yerde güzelce saklıyoruz!
Akşam olmadan işimizi bitirdik! Derin bir ?Oh? çektik! Ne büyük iş yaptık! Zihinsel evimizin ortasında duruyoruz! Evimiz bomboş ve tertemiz! Görünürde ne bir olumsuz düşünce, ne bir kanepe, bir resim, bir kitap ya da bir sandalye var! Etrafımıza bakıp düşünüyoruz! ?Bu mükemmel! Bütün eski olumsuz düşüncelerden kurtuldum! Şimdi olumlu düşünen birisi olabilirim!? diye düşündük!
Evimizin ortasında geziniyor, içinde yürüyor ve biraz daha ayakta duruyoruz! Tabi gün boyunca eşyaları taşıdık! İyi iş başardık ama ve yorulduk! O akşam biraz daha geç vakitte, kendimiz ve boş bir ev dışında hiçbir şey olmayan bir yerde bir iki saat harcadıktan sonra (çok da yorgunuz) sizce ne yaparız? Dışarıya, eski eşyalarımızı depoladığımız garaja gidip bir tane sandalye alacak, bir masa ve belki de bir iki tabak ( eee ne de olsa acıktık, iyi iş başardık ve bir şeyler yemeyi hak ettik!) getireceğiz!
Bizler en çok, en fazla birlikte yaşadığımız düşüncelerle rahat ederiz! Bu düşüncelerin bizim için en iyileri olup olmaması hiç fark etmez! Bizim bildiğimiz onlardır, kendimizi en çok yanında güvende hissettiğimiz onlardır!Fazla geç olmadan eski sadık televizyonumuzu da getiririz! Birer birer, eski sadık zamanın yıprattığı olumsuz düşüncelerimizi zihinsel evimize getirmeye başlarız! Neden? Çünkü eski eşyaları taşırken yerine yeni eşya almadık! Eski olumsuz düşüncelerin yerine yeni olumlu düşünceler koymadık! Meydan boş kaldı!
Olumsuz düşünmeyi durdurmaya karar verdiğimiz ve eskinin yerine koyacağımız hazır, yeni olumlu sözcüklerimiz olmadığı zaman, daima geçmişin eski rahat, olumsuz içsel konuşmasına döneriz!Eski eşyalarımızdan kurtulup onları depoya sakladıysak ve yerine koyacak hiç yeni eşyamız yoksa, çok yakında bütün eski eşyalarımızı yavaş yavaş tekrar evimize taşırız! Onları yeniden düzenleyip farklı görünmelerini sağlarız, ama aynı eski eşyalar, ilk başta sahip olduğumuz aynı eski programlamadır! Yalnızca yeri ve düzeni değişmiştir!
Adem Altay http://groups.yahoo.com/group/kisiselmukemmellik/
Zihinsel Evimiz (Devam)
Bir önceki yazımızda zihinsel evimizi önce boşaltmış daha sonra eşyalarımızı tekrar yavaş yavaş içeriye taşımıştık! Niye taşmıştık, çünkü ev bomboştu ve eşyalara ihtiyacımız vardı! Peki eşyalarımızı dışarıya çıkardıktan sonra, şu ana kadar hayal ettiğimiz en güzel eşyalarla dolu pırıl pırıl bir kamyon duruyor ve bütün bu güzel eşyaları, yeni olumlu içsel programımızı, evimize birer birer taşıyoruz! Bu kez eski olumsuz eşyaları depoda saklamıyoruz! Onları dev bir küme halinde yığıp bir kibrit çakıyoruz! Onlardan tamamen kurtuluyoruz! Ama kesinlikle eski eşyalarımızı başkalarına vermiyoruz! Olumsuz içsel konuşmalarımızı başkasına geçirmeyelim!Sonuçta, ilk olarak bize de başkaları vermişti!
Bu kez yine evimizin ortasında duruyor, bir tur atıp etrafımıza bakıyoruz! Gözlerimizin gördüğü inanılmaz bir manzaradır! Bir zamanlar parçalanmış umutlar ve kırılmış hayallerin yeri, şimdi heyecan verici ışıl ışıl başlangıçlarla dolu! Yeni zihinsel eşyalar kendine güvenin sağlam ayakları üzerinde durur! Sinir bozukluğu ve sessiz teslimiyeti, başarı umudu ve inancın şevkiyle değiştirdik!
Bu olumlu düşünmenin işleme şeklidir! Olumlu düşünmeye sadece inanmak ile onu gerçekten hayatımızda yaratma arasındaki fark budur! Eskiyi dışarı atmak gereklidir! Ama eskinin yerine yenisini koymak da gereklidir! Kelime kelime, düşünce düşünce!
Geçmişte yapılan hata şuydu; hiç kimse bize kelimeleri vermedi! Hiç kimse şimdiye kadar iyi öğrendiğimiz olumsuz programlamanın yerine koymak için ihtiyaç duyduğumuz sözcük bilgisini vermedi! Olumlu düşünmenin işlemesini sağlayacak anahtar, doğru türde bir içsel konuşmadır! Onsuz, çoğumuz için, olumlu düşünme “arzu dolu düşünme” olur! Ve arzu dolu düşünme kendi kendimize “Keşke yapabilsem… ama yapamam!” demekten başka bir şey değildir! Yapamam demek de birinci tür konuşmadır! Yani bizim zararımıza çalışan içsel konuşmadır!
Olumlu düşünme kavramı, daha iyi düşünme, daha iyi yaşama, daha iyi hissetmenin heyecan veren ve faydalı bir yolu olarak kalır! Kendi başına, bir süre için sonuç verecektir! Doğru kelimelerle, içsel konuşmanın özel, harekete geçiren, teşvik eden, yöneten kelimeleriyle birleşince bir hayat boyu iyi sonuç verebilir! Zihnimizin hedeflerimize ulaşmamızda bize yardımcı olması için bir yöntem bulmak istesek, sadece kulağa hoş gelmekle kalmayan bu metodu bulmak zorundayız! O iyi sonuç vermeli ve iyi sonuç vermeye devam etmelidir! Eğer etmezse, hedefimize ulaşamayız ve neden işlerimizin doğru gitmediğini merak eder dururuz!
Olumlu düşünen biri olmayı istemek yeterli değildir! Olumlu bir yaklaşıma karar vermek yeterli değildir! Beynimiz derki: “Bana daha çok yükle! Bana sözcükleri yükle! Bana yönergeleri, emirleri, resmi, planı ve istediğin sonuçları yükle! O zaman senin için bunu yapacağım! Bana doğru sözcükleri yükle!”
Bir süredir sizlerle paylaştığım bilgiler daha çok olumlu düşünme ve bilinçli içsel programlama üzerinde yoğunlaştı! “Olumlu düşünce gücü ile kişisel ve kitlesel mükemmelliğe”, “Olumlamalar ve onaylamaların müthiş gücü”, “Müthiş gücün kaynağı”, “Düşüncelerimiz, inançlarımız … ve biz!”, “Aklımızdan geçen düşünceler”, “Zihinsel bahçemize ekilen tohumlar” “Zihinsel cennet bahçemizi oluşturalım mı?”, “Bahçe sahiplerinden bahçenin özelliklerine”, “İyimserlik andı”, Tüm zamanların en büyük motivasyon mesajı, Ben Adem Altay (kendi adınızı yazın) diye başlayan olumlu içsel konuşma örnekleri…ve son olarak “Olumsuzdan olumluya içsel programlama” ve “Olumlu düşünme ve Zihinsel Evimiz!” adlı yazılarım birleştirildiğinde kişisel mükemmellik yolunda uygun zihinsel ortamı oluşturmaya ve anlaşılır bir dille sizlere yazmaya çalıştım!Bunlar kişisel mükemmellik yolunda basit, küçücük ama etkili adımlardır! Bence en etkili yöntem basit ve herkesçe uygulanabilir yöntemlerdir! Ama basitliği bizi aldatır! Örneğin, her gün düzenli olarak doğru bir şekilde nefes almak çok faydalıdır; içimizi temizler, zihnimizi açar…daha şu anda sayamayacağım faydaları da var!Sadece doğru nefes alma ve olumlu içsel programlama ile kişisel gelişiminizde bir devrim yapabilirsiniz! İnanılmaz görünüyor ama gerçek!Biz zannederiz ki kişisel mükemmelliğe ulaşmak için çok fazla zaman, çok fazla para harcamak, eğitimler almak (yurtdışından almış olmak daha popüler) gerektiğine inanır, ama bizim bunlar için harcayacak zamanımız ve paramız olmadığını düşünürüz! Tabi ki geçmiş referanslarımızda, bu eğitimlerin başlangıçta çok cazip göründüğünü, eğitimin kısa süreli doping yaptığını (ya da bunu bile başaramadığını), kısa bir süre sonra aynı yerimize döndüğümüzü, eğitimin hiçbir faydasının olmadığını, kandırıldığımızı, o kadar paranın boşa gittiğini (genellikle pahalı olanın düşük ücretli olana, yurtdışından bilmem kim’in vereceği eğitimin Türk eğitimciden daha iyi olduğu, adı ve eğitim dili “İngilizce” olan eğitimin Türkçe olana kıyasla daha iyi olduğunu – biz insanlar anlamadığımız şeylere daha fazla saygı duyar ve onları daha fazla kabulleniriz, ne de olsa dünya dili ingilizce ile yapılıyor, eğitimci de yabancı, hem sertifika verecekler, dünya çapında geçerli, ingilizce bilmiyorsan kulaklıkla dinlersin canım nolcak,bilmem kimden aldığına dair yurtdışından onaylı ingilizce sertifikanı bir de çerçeveletip duvara astın mıydı, atarsın havanı!Dua edelim de bir gün balon gibi elimizde patlamasın!Ha, çevremizde arkadaşlarımız eğitimin nasıl olduğunu sorduklarında “muhteşemdi” deriz! - , psikoloji eğitimi almış bir eğitimcinin daha iyi olduğunu, eğitim notlarını daha sonra inceleyeceğimizi ( ama genellikle bir daha bakılmaz), eğitimcinin umduğumuz gibi olmadığını (fakat diğerleri de aynı şeyi düşünüp ayıp olur diye söyleyemedikleri için)…………. gösterir! Artık eğitimden soğumuşuzdur! Ve katıldığımız eğitimlerin çoğu sıkıcıdır! Bazı eğitimlerde eğitimci dahi söylediğine inanmamaktadır! Pahalı eğitimlerin daha faydalı olduğunu, ucuz olan eğitimlere bin bir kusur bulur, bedava olanları ise hiç kaale almayız, hele hele netten bedava maille gönderilmişse hiç önemsemeyiz! Eğitim boyunca bizim için en önemli konulardan biri eğitim notlarıdır; eğitim notu vermezlerse isyan ederiz! Adem Altay diye birisi çıkar, kişisel mükemmellik yolunda mailler göndermeye başlar! Yılmadan usanmadan gönderir maillerini! Bildiklerini paylaşmak, kitlesel bir uyanış hareketi başlatmak ister! 2005 Mart ayında Kişisel Mükemmellik Kursu’na katılan öğrencileriyle birlikte kişisel mükemmellik grubunu kurar! Kurslarına ve seminerlerine katılamayanlar için bir olanak sunar! (Yazılarını kendi grubu dışında diğer gruplarla da paylaşır! Yazılarının sonuna bir de kişisel mükemmellik grubunun linkini atar! Kişisel mükemmelliğe inanan insanları bir çatı altında toplamak ister! Bu sebeple adı reklamcıya çıkar! Bazı gruplar yayınlamaz maillerini! Özellikle de kendilerini kişisel gelişimin öncüsü olarak gören ya da kişisel gelişim odaklı gruplar! Adem Altay çalabilir üyelerini, rakip görürler! Adem Altay kişisel mükemmelliğe inanan, kendisini ve çevresini geliştirmek isteyen her üyeye taliptir! Kişisel mükemmellik grubunda görmek ister! Herkes kendi grubunda da kalsın! Bazı gruplardan bir üye yazılarını büyük bir istekle takip edip devamını dilerken, bazıları maillerinden rahatsız oluyor! Bu sebeple kişisel mükemmelliğe inanan ve yazılarını takip etmek isteyenleri kişisel mükemmellik grubuna davet ediyor! Bilgi paylaşımını kolaylaştırmak için grup ana sayfasına bir çok şirketin sır gibi sakladığı dosyaları herkesin paylaşımına açar! İşte kıyamet kopar! Sen kim oluyorsun da karşılık beklemeden bu bilgileri herkese dağıtıyorsun! Kimin adamısın? Kime hizmet ediyorsun? Düzeni bozmaya ne hakkın var! Bizim büyük paralara vereceğimiz bilgileri nasıl paylaşıma sunarsın! Provakatörler çıkar meydana! Kimileri eğitimlerine sızar, kimileri net üzerinden başlarlar karalamaya ve saldırıya! Bunlar sadece küçük bir kitle! Özellikle Türk gençliğinin uyanışı kimsenin işine gelmez! Esas rahatsızlık burada başlar! İşlerine gelmez insanların bilinçlenmesi! Ne güzel sömürüyoruz şu milletin duygularını! Bilinçlenmeymiş o da ne! Bilinçli insan sömürülemez çünkü! Endişeleri bundandır! Bu sadece büyük resim! Küçük resimde küçücük çıkarlar uğruna satılır bazı değerler!
Kendinize çooooook iyi bakın arkadaşlar! http://groups.yahoo.com/group/kisiselmukemmellik/
Adem Altay
A!!!A
İçinizdeki "Süper Ben"i Açığa Çıkarın!!! Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.
__________________ yokluk ,varlıgın aynasıdır. Dünyayı isterken de sus, Bir dileğe kavuşmak isterken de. Öylece seyre dal gitsin… mevlana | Offline
| |
24-05-2008, 03:41 AM
|
#292 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: centin degişim aşamaları
Daha Güçlü Bir Türkiye Yolunda “Yüksek Akıl - Beyin Gücü Birliği!...”
İnsanın en büyük iki gücü beyni ve aklıdır! İnsan varlık anlamını, mutluluğu, huzuru, başarıyı… içindeki sınırsız gücü ve sonsuz potansiyeli, ancak ve ancak beynini ve aklını en iyi şekilde kullanarak keşfeder!
İnsan beyninin ve aklının tek başına yapabilecekleri sınırlıdır! İnsanın içindeki sınırsız gücü ve sonsuz potansiyeli açığa çıkarıp varlık amacını yerine getirebilmesi ve insanlığın yararına sunarak dünyada güçlü bir etki oluşturabilmesi için, diğer beyin ve akıllarla birleşmesi ve yüksek bir sinerji oluşturması gerekir!
Beyinler ve akıllar birleşince, sinerjik bir güç oluştururlar ve kendi potansiyellerinin çok üstünde bir güce sahip olurlar! Beynini ve aklını en iyi şekilde kullanan insanların oluşturduğu bir birliğin potansiyeli ve etki gücü sınırsızdır! Üstün beyin ve akıllardan oluşan bir birliğin yapabileceklerinin sınırı yoktur! Çözemeyecekleri sorun yoktur! Üstesinden gelemeyecekleri hiçbir iş yoktur!
Gelin Daha Güçlü Bir Türkiye yolunda;
Beyinlerimizi…
Akıllarımızı…
Ruhlarımızı…
Düşüncelerimizi…,
Zihinlerimizi...
Bilgilerimizi…
Fikirlerimizi…
………………………………………
Tüm Güçlerimizi Birleştirelim!...
Toplumsal sorunları…
Eğitim sorunlarını…
Sağlık Sorunlarını…
Kamunun sorunlarını…
Özel sektörün sorunlarını…
Kişisel sorunları…
……………………………………….
Her türlü sorunları çözmek için…
Tüm Güçlerimizi Birleştirelim!..
Yeni fikirler oluşturalım…
Sinerji yaratalım…
Sürekli gelişip geliştirelim…
Bilgilerimizi artıralım…
Beyin kaslarımızı çalıştıralım…
Hayatımıza anlam katalım…
Birbirimize güç verelim…
Çevremize değer katalım…
El ele gönül gönüle hep birlikte çalışalım!...
…………………………………………………….
Daha Güçlü Bir Türkiye Yolunda “Yüksek Akıl - Beyin Gücü Birliği” oluşturalım!...
Sürekli gelişime inanan…
Potansiyelini en iyi şekilde kullanmak isteyen…
Aklına ve beynine güvenen…
Kendi alanında en iyi olan ve en iyi olma potansiyeline sahip…
Vatanını ve milleti için bir şeyler yapmak isteyen…
Konumu ve eğitimi ne olursa olsun “Bu yolda Ben de Varım!” diyen… sorumluluk sahibi tüm arkadaşlarımız…
“Yüksek Akıl - Beyin Gücü Birliği”ne davetlidir!...
Katılmak isteyen arkadaşlar kişisel özelliklerini ve güçlü yönlerini içeren kendilerini tanıtıcı bir yazıyla birlikte iletişim bilgilerini (CV olabilir)1 Mart 2008 tarihine kadar beyingucubirligi@yahoo.com adresine gönderebilirler! Yüksek Akıl - Beyin Gücü Birliği çalışmaları beyin gücü grubunu oluşturacak katılımcı arkadaşlarımızın uygun vakitlerine göre düzenlenecektir! 1 Mart tarihinden itibaren görüşme için tarih ve yerler katılımcı arkadaşlarımıza bildirilecektir!
Not: “Yüksek Akıl - Beyin Gücü Birliği” hiçbir siyasi parti veya örgüte mensup değildir ve olmayacaktır!...
Kalıcı olan tek şey içtenlikle ve sevgiyle yapılandır!...
Kendinize çoook iyi bakın arkadaşlar!...
Adem Altay
__________________ yokluk ,varlıgın aynasıdır. Dünyayı isterken de sus, Bir dileğe kavuşmak isterken de. Öylece seyre dal gitsin… mevlana | Offline
| |
24-05-2008, 03:43 AM
|
#293 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: centin degişim aşamaları
Zihnin İnanılmaz Gücü!...Bilinç ve Bilinçaltı!...
Zihnimiz büyük bir bilgisayar ağındaki merkezi işlem ünitesine benzer! Pek çok operatör ve zihinsel kaynak tarafından elde edilen bilgiler, bilgisayara veri olarak girilir ve programlanır! Girilen tüm bilgiler diğerlerini de etkiler! Gelen bir bilgi, herhangi bir bireysel kullanıcı tarafından o anda işlenen tüm diğer bilgilere etki eder! Yeni bilgi, ister doğru,isterse de yanlış olsun, diğer alanlardaki işlenleri etkileyebilir!
Bilinçaltımız, merkezi işlem ünitemizin kaynağı gibidir! Belirlediğimiz hedeflerden birine ulaşmak için esas yapmamız gereken, bu üniteyi yeniden programlamaktı r! Böylelikle düşündüğümüz, hissettiğimiz ve inandığımız şeyler, deneyimlenerek ve coşkusunu duymak istediğimiz şeylerle (hedeflerimizle) tam olarak eşleşebilir!
Bilinçaltımıza giriş noktaları hem içte, hem de dışta yer alırlar! İçsel olarak, düşüncelerimizden, zihinsel fotoğraflarımızdan, kurduğumuz hayallerden ve duygularımızdan etkileniriz! Dışsal olarak da, çevremizin ve bilincimize sürekli olarak kayıt yapan çeşitli algı kaynaklarının etkisi altında bulunuruz! Yaptıklarımızdan, söylediklerimizden, işittiklerimizden gördüklerimizden, seyrettiklerimizden , dinlediklerimizden ve özellikle ilişki içinde olduğumuz insanlardan ve onlarla yaptığımız konuşmalardan da etkileniriz! Bunların her biri diğer etkenlerden birini veya daha fazlasını tetikleyip, uyarabilir! İşte bunların hepsi birlikte, şimdiki bizi, hayatımızı oluşturmuş ve oluşturmaya devam etmektedirler!
Herhangi bir düşünce zihnimize geldiğinde, mutlaka başka düşünceleri de harekete geçirir! Hatta bazen öyle olur ki, bu bilinç nehri bizi alır ve esas düşündüğümüz noktadan başka yere götürür! Uygulayacağımız zihinsel kontrolün miktarına bağlı olarak, zihnimiz bizi amaçlarımıza ya da amaçlarımızdan uzağa doğru sürükler!
Düşünceler kendileriyle ilişkili olan görüntüleri ve eski kayıtları çağrışım yoluyla zihne çağırırlar! Gelen bu bilgiler ya düşüncenin merkezine ya da onları tetikleyen düşünceden apayrı bir noktaya giderler!
Düşünceler veya görüntüler bir yandan da duygular üzerinde etkili olurlar! Duygular ise, düşünceleri ve görüntüleri harekete geçirir, bunlar da yeniden başka duyguların uyanmasına yol açarlar! Bu böylece zincirleme bir şekilde devam edip gider!
Düşündüğümüz şeyler, hafızamızda saklı tuttuğumuz görüntüler ve deneyimlediğimiz duygular da kendileriyle ilgili olan sözcükleri ve eylemleri harekete geçirirler! Amaçlarımızın neler olduğu konusunda düşünüyorsak, bunların tam olarak farkında isek ve bu düşünceler bizi olumlu ya da arzulu kılıyorsa, o zaman biz gün boyunca pozitif olur ve başkaları üzerinde etki bırakacak bir şekilde davranırız!
Okuduğumuz şeyler düşüncelerimizi, hafızamızdaki resimleri, duygularımızı, sözcüklerimizi ve eylemlerimizi etkileyebilir ve bunlar da sonuçta daha sonra okuyacağımız metinlere yön verebilirler! Çevremizdeki insanlarla olan iletişim biçimimizde nasıl konuşacağımızı, yürüyeceğimizi ve davranacağımızı belirleyen etkenlerden birisidir!
Tüm bu faktörlere ilaveten, geçmiş deneyimlerimiz ve bizi bu günlere getiren yaşadıklarımız, çevremizde olan veya başımıza gelen şeylere yönelik algılarımıza ve davranışlarımıza mutlaka bir etkide (olumlu ya da olumsuz) bulunurlar!
Zihnimiz ve hayatımız, içi müzisyenle dolu bir odaya benzer! Müzisyenlerin her biri değişik enstrümanları farklı tonlarda çalmakta ve hepsi de dikkatimizi kendilerine vermemizi istemektedir!
Yapmamız gereken, hayatımızın ve geleceğimizin kontrolünü tam olarak elimize almak ve kendi orkestramızın şefi olabilmektir! Hayatımızı hem içsel, hem de dışsal yönleriyle kontrol altında tutabilmek ve kendi seçtiğimiz bir ana temayı, orkestranın uyumlu ve birbiriyle akort halinde çalabilmelerini sağlamaktır! Kısaca, hayatımızı güzel bir müzik parçası haline getirerek, enfes bir konser vermektir! Zaten bu da, başarının kendisidir!
Başımıza gelen her türlü olay ve başardığımız her türlü şey, nasıl düşündüğümüze ve zihnimizi nasıl kullandığımıza bağlıdır! Zihnimizi değiştirmeye başladıkça, hayatımızı da değiştirmeye başlarız! Şimdi bulunduğumuz yere nasıl geldik? Hangi şekillendirici etkiler birleşerek bizim şimdiki insan olmamızı sağladılar? Bu türlü düşünüyor ve hissediyor olmamızın nedenleri nelerdir ve bizi şimdiki durumumuza getiren faktörler hangileridir?
Bilelim ki, insanlık tarihinde bize benzeyen ve aynımız olan hiçbir insan yaşamamış ve yaşamayacaktır da! Olasılık hesabına göre, bizim özelliklerimizde ve kalitemizde bir başka insanın olma ihtimali 50 milyarda bir’dir! Özel, hatta olağanüstü bir şeyi, yani sadece bizim yapabileceğimiz bir şeyi gerçekleştirme potansiyeline sahibiz! Hayatımıza istediğimiz yönü vermek, bizden başka hiç kimsenin yapamayacağı bir şeydir! Bu adımı atmak için cevaplamamız gereken tek gerçek soru şudur: “Bunu yapmayı kesinlikle istiyor muyum?
Herhangi bir alanda başarı kazanmış pek çok insan, doğal kabiliyetlerini ve yeteneklerini ilgi duydukları belirli bir alanda daha yüksek seviyelere çıkartarak ve geliştirerek bu başarıyı elde ederler!
Bizim kendimize özgü olan potansiyelimiz çok yakınımızda, yani içimizde durmaktadır! Ama kendimizden daha fazlasını elde edebilmemiz için, önce bu gücün tanınması, tanımlanması ve geliştirilmesi gerekir!
Bugün her ne yaparsak yapalım, içtenlik ve sevgiyle yapalım!...
Unutmayalım ki, kalıcı olan tek şey içtenlik ve sevgiyle yapılandır!...
Kendinize çoook iyi bakın arkadaşlar!.. .
Muhteşem bir gün geçirmeniz dileğiyle!...
Adem Altay
__________________ yokluk ,varlıgın aynasıdır. Dünyayı isterken de sus, Bir dileğe kavuşmak isterken de. Öylece seyre dal gitsin… mevlana | Offline
| |
24-05-2008, 03:46 AM
|
#294 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: centin degişim aşamaları
Sorumluluk ve Stres!...
Kendi kendimizin psikoloğu olmak için, cesarete ihtiyacımız vardır! Bunun yanı sıra içtenlik ve dürüstlüğe de ihtiyaç duyarız! Deneyimliyor olabileceğimiz herhangi bir stres veya olumsuzluğun gerçek nedenini bulmak için en derinlerimize bakmalıyız! Hem içimizdeki, hem de dışımızdaki hayatımızın sorumluluğunu ve bunlarla ilgili hissettiğimiz her türlü duyguyu tam olarak üstlenmeliyiz! Bunları yapabilmek, son derece güçlü bir karakter gerektirir, ama bizi mükemmel bir hayat biçimine ulaştırarak bedelini geri öder!
Stres, iç ve dış uyaranlara karşı verilen bir tepki biçimidir! Buradaki anahtar kelime “tepki”dir! Stres dış olayların içinde değildir! “Stres yaratıcı bir durum” diye de bir şey yoktur! Sadece stres dolu tepkiler vardır! Stres, başımıza gelenlerin içinde değildir! Başımıza gelenlere karşı bizim verdiğimiz tepkidir! Olaya ya stresli ya da stressiz bir şekilde yaklaşmayı seçeriz! Seçim bizimdir!
Stres yönetiminin ve iç huzuru elde etmenin başlangıç noktası, tepkilerimizin sorumluluğunu üstlenmemizdir! Önemli olan, başımıza gelen olay değil, bununla ilgili bizim olumlu veya olumsuz, stresli veya stressiz bir şekilde tepki vermemize neden olan düşüncelerimizdir! Ve bu tepki de bizim kararımıza, seçimimize ve sorumluluk duygumuza bağlı olarak biçim bulur!
Bugün her ne yaparsak yapalım, içtenlik ve sevgiyle yapalım!...
Unutmayalım ki, kalıcı olan tek şey içtenlik ve sevgiyle yapılandır!...
Kendinize çoook iyi bakın arkadaşlar!.. .
Muhteşem bir gün geçirmeniz dileğiyle!...
Adem Altay
__________________ yokluk ,varlıgın aynasıdır. Dünyayı isterken de sus, Bir dileğe kavuşmak isterken de. Öylece seyre dal gitsin… mevlana | Offline
| |
24-05-2008, 03:48 AM
|
#295 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: centin degişim aşamaları
Potansiyelimizi Açığa Çıkarmak İçin…Önemli Sorular!...
Ortalama bir insanın sahip olduğu potansiyel, geçirilmemiş bir dev okyanus, keşfedilmemiş yeni bir kıta, açığa çıkarılmayı ve olumlu gelişmelere doğru yönlendirilmeyi bekleyen fırsatlarla dolu bir dünya gibidir!
Başarının asıl anlamı hedeflerdir, bunun dışında kalanlar ise tamamen bir yorumdan ibarettir! Bütün başarılı insanlar, hedeflerine yoğun bir biçimde kilitlenmiş olan kimselerdir! Bu tip insanlar tam olarak ne istediklerini bildikleri gibi, söz konusu isteklerini elde etmek amacıyla istisnasız her gün o konu üzerine odaklanırlar!
Kişinin kendisi için hedef belirleme becerisi, başarının temel taşı niteliğindedir! Hedefler, pozitif zihnimizin kilitlerini kırıp onu serbest bıraktığı gibi, hedeflerimize ulaşmamıza imkan tanıyacak şekilde bir takım fikirleri ve gerekli enerjiyi de açığa çıkarır! eğer birtakım hedeflerimiz olmazsa, hayatın akıntıları arasında sürüklenip gideriz! Hedeflerimizin olması halinde ise, amaca doğru fırlatılmış bir ok gibi dümdüz bir çizgide ilerleriz!
Gerçek olan şu ki, sahip olduğumuz potansiyel, yüz ayrı hayatı yaşadığımızda kullanabileceğimiz potansiyelden çok daha fazladır! Bugüne kadar yerine getirmiş olduğumuz işler, bizim için yapılması mümkün olan işlerin sadece çok küçük bir parçasıdır! Başarını kurallarından bir tanesi de şudur: Nerden geldiğimiz hiç önemli değildir; asıl önemli olan nereye gidiyor olduğumuzdur! Nereye gidiyor olduğumuz da, sadece ve sadece, kişinin kendi iradesi ve düşünceleri tarafından belirlenir!
Açık biçimde belirlenmiş ve ortaya konulmuş olan hedefler güvenimizi artırır, yeterliliğimizi geliştirir ve bununla birlikte motivasyon seviyemizi de inanılmaz derece de yükseltir! Hedefler, başarı ocağının en önemli yakıtıdır!
İnsanlık tarihinin belki de en büyük keşfi, hayata dair her konuda bir çığır açma özelliğine sahip olan “zihin gücü”dür! Bu insan yapımı dünyada etrafımızda gördüğümüz her şey, gerçeğe dönüştürülmeden önce tek bir inansın zihninde bir düşünce veya fikir olarak başlamıştır! Hayatımızdaki her şey, gerçekte dönüşmeden önce ya bizim ya da bir başkasının kafasında bir düşünce, dilek, ümit veya rüya olarak filizlenmiştir! Düşüncelerimiz yaratıcı güce sahiptir! Sahip olduğumuz düşünceler, içinde yaşadığımız dünyayı ve başımıza gelen her şeyi şekillendirirler!
Tüm dinlerin, tüm felsefelerin, metafiziğin, psikolojinin ve her türlü başarının özet cümlesi şudur: “Zamanın büyük bölümünde neyi düşünürsek, başımıza gelecek olan da odur!” Dış dünyamız, iç dünyamızın adeta bir yansımasıdır ve aklımızdan geçenleri, aynen bize yansıtır! Bu nedenle de düşündüklerimizin tümü, gerçek hayatta sürekli karşımıza çıkar!
Hayatta başarıyı yakalamış olan binlerce kişiye, zamanın ağırlık kısmında ne düşündükleri sorulmuştur! Söz konusu başarılı insanlar, zamanlarının büyük bölümünde hayattan ne istediklerini ve bunları ne şekilde elde edeceklerini düşündüklerini belirtmişlerdir!
Başarıya kilitlenmiş insanlar, elde etmeyi en çok istedikleri hedefleri düşünürler ve düşüncelerinde de o konu üzerinde yoğunlaşırlar! Kısacası, zamanlarının büyük bir bölümünde hayattan elde etmek istedikleri şeyler üzerinde isteklerini düşünürler ve istekleri hakkında konuşurlar!
Belirli hedeflere sahip olmadan yaşamak kalın bir sis tabakasının içinde arabayla ilerlemeye çalışmak gibidir! İçinde bulunduğumuz arabanın motoru ne kadar güçlü olursa olsun, sürüşümüz yavaş, çekingenlik dolu ve en pürüzsüz yollarda bile ağır ilerleyecek biçimde olacaktır! Belirli hedefler üzerinde karar kılmamız ise, söz konusu kalın sis tabakasının dağılmasını sağlayacak ve sahip olduğumuz enerjiler ile yetenekler üzerinde odaklanmamızı temin edecektir! Açık hedefler, hayatımızın gaz pedalına güvenle basmamızı sağlayacak ve gerçekten istediklerimizin daha fazlasını hemen elde etmemiz için bizi süregelen bir yarışın içine itecektir!
Dünya üzerindeki insandan başka hiçbir yaratıkta, böylesine inanılmaz bir sibernetik hedef belirleme fonksiyonu bulunmamaktadı r!
Hedefi açık seçik bir biçimde belirlediğimizde, onu ne şekilde elde edeceğimizi bilmemize dahi gerek yoktur! Ne istediğimizi tam olarak belirlediğimizde, hedefimize doğru hiçbir yanılma olmadan hareket etmeye başlayacağımız gibi, hedefimiz de bize doğru hareket etmeye başlayacaktır! Sonuçta en doğru yerde ve en doğru zamanda bizimle hedefimiz arasında bir buluşma meydana gelecektir!
İşte, zihnimizin derinliklerinde yer alan bu inanılmaz sibernetik mekanizma sayesinde hedeflerimizi, her ne olursa olsun, daima elde ederiz! Eğer hedefimiz sağlık, mutluluk ve zenginlik dolu bir hayat yaratmaksa, bu hedefimize de son derece rahat bir şekilde ulaşabiliriz! Hedef elde etme mekanizmamız, tıpkı bir bilgisayar gibi hüküm vermeksizin çalışır! Söz konusu mekanizma, istediklerimizi bize sunmak için otomatik bir biçimde sürekli olarak işler, üstelik ona hangi programı yüklediğimizin de hiçbir önemi yoktur!
Evrensel düzen açısından hedeflerimizin hangi boyutta olduğu hiç önemli değildir! Eğer kendimize küçük hedefler koyarsak, sahip olduğumuz otomatik hedef elde etme mekanizması söz konusu küçük hedefleri elde etmemizi sağlayacaktır! Fakat kendimize büyük hedefler belirlememiz durumunda, yukarda sözünü ettiğimiz doğal yeteneğimiz belirlediğimiz o hedefleri elde etmemizi sağlayacaktır! Zamanın büyük bölümünde üzerinde düşünmek için seçeceğimiz hedeflerin boyutu , kapsamı ve ayrıntıları tamamen bize kalmış bir konudur!
Potansiyelimizi Açığa Çıkarma Yolunda Önemli Sorular!...
· Kendimize koyacağımız hedefleri elde etmek üzere doğuştan gelen bir yeteneğe sahip olduğumuzu varsayalım! Bu durumda gerçekten ne olmak isteriz, neye sahip olmayı arzularız ve neler yaparız?
· Bize hayatımızın anlamını ve amacını hissettiren faaliyetler nelerdir?
· Şu anki kişisel ve mesleki hayatımızı göz önüne getirelim ve dünyamızı nasıl bir düşünce biçiminin şekillendirdiğine karar verelim!Bu konuda neleri değiştirmeliyiz veya değiştirebiliriz?
· Zamanın büyük bir bölümünde neleri düşünür ve neler hakkında konuşuruz? En çok neyi istediğimizi mi, yoksa neyi istemediğimizi mi?
· Bizim için çok büyük önem taşıyan hedefleri elde etmek üzere ödeyebileceğimiz bedel nedir?
· Yukarıdaki sorulara vereceğimiz cevaplar bakımından, hiç vakit kaybetmeden hangi adımı atmamız gerektiğine inanıyoruz?
Bugün her ne yaparsak yapalım, içtenlik ve sevgiyle yapalım!...
Unutmayalım ki, kalıcı olan tek şey içtenlik ve sevgiyle yapılandır!...
Kendinize çoook iyi bakın arkadaşlar!.. .
Muhteşem bir gün geçirmeniz dileğiyle!...
Adem Altay
__________________ yokluk ,varlıgın aynasıdır. Dünyayı isterken de sus, Bir dileğe kavuşmak isterken de. Öylece seyre dal gitsin… mevlana | Offline
| |
24-05-2008, 03:51 AM
|
#296 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: centin degişim aşamaları
Neden Hedef Belirleyemeyiz?
1. Hedeflerimizin Önemli Olmadığına İnanırız!
Çoğu insan her şeyden önce yaşamlarında bir hedef belirlemenin ne denli önemli olduğunu fark edememektedir!
2. Bunun Nasıl Yapılacağını Bilmiyoruzdur!
Belirli hedeflere sahip olmamamızın ikinci nedeni ise, hedef koymayı bilmememizdir! Hedef, bir dilekten oldukça farklı bir kavramdır! Hedefler açıktır, yazılıdır ve belirgindir! Başka insanlara rahatlıkla açıklanabilir, hızlı ve kolay bir biçimde tanımlanabilirler! Hedefler ölçülebilir niteliktedir ve elde edildiğinde veya edilmediğinde bunu biliriz!
3. Başarısızlık Korkusuna Sahibizdir!
Kendimize bir hedef koyamamamızın ardında yatan üçüncü sebep, taşıdığimız başarısız olma korkusudur! Her türlü başarısızlık acı verir! Başarısızlık, duygusal ve sıklıkla da mali açıdan acı dolu ve üzücüdür! Herkes zaman zaman başarısızlık yaşamıştır! Her defasında da, eskisinden daha dikkatli olamaya ve ileride başarısızlık yaşamamaya karar veririz! Çoğu insan da başarısız olmaktan korktukları için kendilerine bir hedef belirlememe hatasına düşerler, böylelikle de kendilerini adeta sabote ederler!
4. Reddedilme Korkuları Vardır!
Kendilerine hedef koyamamamızın ardında yatan dördüncü sebep, taşıdığımız reddedilme korkusudur! Bir hedef koyup başarılı olamadığımızda, başkalarının bizi eleştirip, alay konusu yapacaklarından çekiniriz! Hedef koymaya başladığımızda, bunları ilk etapta gizli tutmamızın sebebi de budur! Her şeyi herkese anlatmayalım! Bırakalım, insanlar önce bizim neleri elde ettiğimizi görsünler! Onları bilmediği bir şey, bize de acı vermeyecektir!
Bugün her ne yaparsak yapalım, içtenlik ve sevgiyle yapalım!...
Unutmayalım ki, kalıcı olan tek şey içtenlik ve sevgiyle yapılandır!...
Kendinize çoook iyi bakın arkadaşlar!.. .
Muhteşem bir gün geçirmeniz dileğiyle!...
Adem Altay
__________________ yokluk ,varlıgın aynasıdır. Dünyayı isterken de sus, Bir dileğe kavuşmak isterken de. Öylece seyre dal gitsin… mevlana | Offline
| |
24-05-2008, 03:55 AM
|
#297 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: centin degişim aşamaları
Ne İstediğimizi Bilelim!...
Hangi durumda ve kim olursak olalım, şu an, şimdiye kadar elde ettiğimizden daha fazlasını başarma kabiliyetine ve daha önceki başarı çizgimizi geçecek bir potansiyele sahibiz! Hayal ettiğimizden daha fazlası olabilir, daha çoğunu elde edebilir ve daha fazlasını yapabiliriz! Bu konuda ihtiyacımız olan tek şey, bunun nasıl yapılacağını öğrenmek ve öğrendiklerimizi uygulamaktır!
Bazı insanlar diğerlerine göre neden daha başarılılar? Göremediğimiz hedefi vuramayız! Bu hedeflerin neler olduğu hakkında en ufak bir bilgimiz yoksa, hayatımızda mükemmel işler başarmamız da mümkün değildir! İçimizde yatıp duran o olağanüstü gücün kilitlerini açmakta kararlıysak eğer, önce istediğimiz şeyin ne olduğuyla ilgili kesin ve net bir görüşümüzün olması gerekir!
Coşkusunu yaşadığımız her başarımız, amacımıza ulaştığımızda elde edeceklerimizin nasıl bir şeye benzeyeceğini düşünmek için ayıracağımız zamanın hemen ardından gerçekleşmiştir! Büyük başarılar kazanmış ve amaçlarına ulaşmış başarılı kişilerin ortak bir özellikleri vardır: Ne istediklerini kesin ve net olarak bilirler! Zihinlerinde hayatlarında olmasını istedikleri şeyler ve ulaşmak istedikleri başarılar gerçek olduğunda bunun neye benzeyeceği ile ilgili net fotoğrafları vardır! Kendileri için yaşamak istedikleri gelecekle ilgili olarak oluşturdukları vizyonları, hep onları ileriye götüren etkili bir itici güç olmuştur! Amaçlarının farkına varmaları, öncelikle adeta onlara erişmiş gibi egzersiz yapmalarından kaynaklamıştır!
Amaçları belirlemek bu sistemin en önemli parçasıdır! Başarı bizim için ne demektir? Bu soruya verilen cevap, sistemin çalışması için önemlidir! Hayatımızı bir başyapıt haline getirdiğimizde, onun neye benzeyeceğine önceden karar vermiş olmamız gerekir!
Buna, “sıfır tabanlı düşünme” tekniğiyle başlayabiliriz! Hayatımızda karşılaştığımız her olayın en başına gidip, onu yeniden başlattığımızı hayal edelim! Geçmişimizin farklı bölümlerini ve ilişkilerimi tıpkı bir resim çerçevesinde görüyormuş gibi kendimize şu soruyu soralım: “Aynı kararı, bugünkü aklımla şimdi veriyor olsaydım ne yapardım?”
Verdiğimiz cevaplarda kendimize karşı dürüst olalım! Bizim için düzeltilmesi mümkün olmayan nedenlerin çıkmazına girmek yerine, her olay ve durum için ideal olanın ne olduğunu tanımlayalım! Bütün büyük başarıların ilk adımı, ne istediğimize kesin olarak karar vermek ve kendimizi tüm kalbimizle buna adamamızla başlar!
Bugün her ne yaparsak yapalım, içtenlik ve sevgiyle yapalım!...
Unutmayalım ki, kalıcı olan tek şey içtenlik ve sevgiyle yapılandır!...
Kendinize çoook iyi bakın arkadaşlar!.. .
Muhteşem bir gün geçirmeniz dileğiyle!...
Adem Altay
__________________ yokluk ,varlıgın aynasıdır. Dünyayı isterken de sus, Bir dileğe kavuşmak isterken de. Öylece seyre dal gitsin… mevlana | Offline
| |
24-05-2008, 03:57 AM
|
#298 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: centin degişim aşamaları
Mutluluğun Anahtarı: Hedefler!...
Hedefler koymak, bunlara yönelik olarak gün be gün, ilerlemek ve sonucunda bunları elde etmek hayattaki mutluluğun anahtarıdır! Hedef koymak o denli güçlü bir şeydir ki, onu sadece düşünmek bile bizi mutlu kılar; öyle ki, daha ilk adımı atmadan önce bu düşünce sayesinde kendimizi mutlu hissederiz!
Tüm potansiyelimizin kilidini açıp onu açığa çıkarmadan önce, günlük hedef koyma ve bunları elde etme gibi bir alışkanlık geliştirmeliyiz! Lazer benzeri bir odak geliştirmeli ve bu sayede neyi istemediğimizden çok, neyi gerçekten istediğimiz konusunu düşünmeliyiz! Şu andan itibaren, hedefe yönelik şekilde yaşayan bir organizma halini almaya karar vermeliyiz! Bu tıpkı, hedefinden asla şaşmayan güdümlü bir füze ya da evinin yolunu hatasız bulabilen bir güvercin olmaya benzer!
Uzun, mutlu, sağlıklı ve zengin bir hayat sürmenin tek garantisi, gerçekten arzuladığımız hususlara yönelik olarak sürekli bir biçimde çalışmaktır! Koyacağımız açık ve sınırları iyi çizilmiş hedefler, kişisel ve mesleki başarı açısından tüm potansiyelimizi açığa çıkarmamıza yardımcı olacaktır! Bu hedefler, gelecekte elde edeceğimiz başarıları belirgin bir kalıba sokacak ve bu yolda karşımıza çıkacak olan tüm engelleri aşmamızı sağlayacaktır!
Bugün her ne yaparsak yapalım, içtenlik ve sevgiyle yapalım!...
Unutmayalım ki, kalıcı olan tek şey içtenlik ve sevgiyle yapılandır!...
Kendinize çoook iyi bakın arkadaşlar!.. .
Muhteşem bir gün geçirmeniz dileğiyle!...
Adem Altay
__________________ yokluk ,varlıgın aynasıdır. Dünyayı isterken de sus, Bir dileğe kavuşmak isterken de. Öylece seyre dal gitsin… mevlana | Offline
| |
24-05-2008, 04:06 AM
|
#299 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: centin degişim aşamaları
Muhteşem Bir Güne GÜÇLÜ Bir Merhaba!...
Her güne müthiş bir enerjiyle başlayalım! Bir şey nasıl başlarsa öyle gider! Coşkumuzu ve enerjimizi tüm sevdiklerimize gönderelim!!! !!!!!!!!! !!!!!!!!! !!!!!!!!! !!!!!!!!! !!!!!!!!! !!!!!!!!! !!!!!!!!! !!!!!!!!! !!!!!!!!! !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! !!!!!!! !!!!!!!!! !!!!!!!!! !!!!!!!!! !!!!!!!!! !!!!!!!!! !!!!!!!!! !!!!!!!!! !!!!!!!!! !!!!!!!!! !!!!!!!!! !!!!!!!!! !!!!!!!!! !!!!!!!!!(nette enerji sembolü :))
( Bu arada coşkumuzu güçlendiren faktör de sevdiklerimizin ilgisi ve desteğidir)
Coşkuyu içinizde hissedelim, içimiz enerjiyle dolsun!!!! Coşkumuzu karşılaştığımız herkese bulaştıralım ve tüm sevdiklerimize gönderelim!!!
Binlerce kilometrelik bir yolculuk tek bir adımla başlar ve kişisel mükemmellik yolunda ilk adımı atmış oldunuz!!! Yalnız yolda durmak,gerilemek, sürünmek, emeklemek, yürümek, koşmak, uçmak... bize kalmış!!! Yolda nasıl ilerleyeceğimizi seçimlerimiz, enerjimiz,istekliliğimiz, nereye ulaşmak istediğimiz belirleyecek! !!
Adem Altay kendini insanlığın gelişimine adamıştır!!! Ve bunu ister seminerler, ister kurslar vasıtasıyla gerçekleştirecektir!!! Adem Altay kendini ve çevresini geliştirmeyi isteyen, içinde bir şeyler başarmak için inancı ve azmi olan, içlerinde ateş yanan ve kendini gerçekleştirmek isteyen kararlı, engeller karşısında yılmayacak yenilmez ruhlar.... arıyorrrrrrrrrrrrrrrrr rrrrrrrrrr! !!!
Maillerimiz birbirimizi geliştirici, bilgilendirici, güçlendirici tarzda olmalı!!! Bizim için yararlı, bizleri geliştirici mailler!!!! Kişisel gelişimimizi artıracak olduktan sonra kaynak çok önemli değil!!! Mühim olan gönderilen maillerin çevremize katkı sağlamasıdır!!!
Mesajlarımıza coşkunuzu katalım, güçlü bir ruh haliyle yazalımmmm!!! Bu şekilde yazarsak okuyanlar da bunu hissedeceklerdir! !!! Unutmayalım ki "Kalpten Gelen Kalbe Gider Ağızdan Çıkan Kulakta Bile Durmaz!" Mesajlarla birbirimize güç verelim!!! Okuduğumuz her mailden içimize bir enerji aktığını ve yazan kişinin coşkusunun ve güçlü ruh halinin bize geçtiğini ve bizi güçlendirdiğini hayal edelim ve buna yürekten inanalım, gerçekten inanalım!!! Gerçekten inanırsak kendimizi daha iyi hissederiz!! ! Ama inanmazsak hiç bir işe yaramazzzzzzz! !! Sadece inanmak değil, yürekten, tüm kalbimizle inanmalıyızzzzz!!!
Bazıları bunlar boş, hayal ürünü diyebilir fakat bizlere güç veriyorsa ve bizi daha enerjik yapıyorsa ne zararı var!! İnanan faydasını mutlaka görür!!!
Her birimiz coşkuyla , güçlü bir ruh haliyle yazılmış içten maillerimizi sevdiklerimize gönderelim!!! !
Maillerde enerjimizi göstermek için (!!!!!!!!!!! !!!!!) işaretlerini kullanalım!!! Ne kadar çoksa o kadar enerjiğiz demektirrrrrrr! !!
2008'de hep beraber her haftaya enerjik ve zinde başlayalım!!!! Unutmayalım ki kişisel mükemmelliğin yakıtı enerjidir!!! ! İçimizdeki enerjiyle bu hafta ne iş yapıyor olursak olalım, yaptığımız işi coşkuyla, severek yapalım!!! Aldığımızdan daha fazlasını verelim!!! Yaptığımız işin EN İYİSİNİ yapalım!!!! Garanti ediyorum: Kaybedeceğimiz hiçbirşey ama hiçbirşey yok!!!! Kazanacaklarımız bizlere bağlı!!! Hangi işi yaparsak yapalım o işe coşku ve enerjimizi katarsak daha fazla iş başarırız!!!
Genel bir kural vardır: Bir işe nasıl başlarsanız öyle gider!!! Haftaya enerjik ve zinde başlayalım ki enerjik, zinde ve verimli bir hafta olsun!!! Hatta güne,saate, dakikaya... indirgeyebiliriz! !!
2008'de Enerjiyi içimizde hissedelim!! ! Ne işi yaparsak yapalım, işimize ruhumuzu da katalım!!! İşimizi tüm kalbimizle ruhumuzla yapalım!!! Bizden beklenenin daha fazlasını yapalım!!! Sevdiklerimize sevdiğimizi söyleyelim!!! İnsanların yaptıkları güzel işleri takdir edelim!!! İçten gülümseyelim!! !
Her gün birşeyler öğrenip,öğretelim!!! Paylaşmadığımız bizim değildir!!! Unutmayalım ki biz insanları ne kadar geliştirirsek o kadar gelişiriz...Gelişelim-geliştirelim...gelişelim-geliştirelim...gelişelim-geliştirelim...Sonuna kadar gelişip geliştirelim!...
Bugün her ne yaparsak yapalım, içtenlik ve sevgiyle yapalım!...
Unutmayalım ki, kalıcı olan tek şey içtenlik ve sevgiyle yapılandır!...
Kendinize çoook iyi bakın arkadaşlar!.. .
Muhteşem bir gün geçirmeniz dileğiyle!...
Adem Altay
__________________ yokluk ,varlıgın aynasıdır. Dünyayı isterken de sus, Bir dileğe kavuşmak isterken de. Öylece seyre dal gitsin… mevlana | Offline
| |
24-05-2008, 04:12 AM
|
#300 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: centin degişim aşamaları
__________________ yokluk ,varlıgın aynasıdır. Dünyayı isterken de sus, Bir dileğe kavuşmak isterken de. Öylece seyre dal gitsin… mevlana | Offline
| | | |
Yetkileriniz
| Konu Acma Yetkiniz Yok Cevap Yazma Yetkiniz Yok Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok HTML-Kodu Kapalı | | | centin degişim aşamalarıHikayelerimizi Anlatalım ve Üyelerin Değişim Günlükleri centin degişim aşamaları Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Olumlu Düşünme ve Zihinsel Evimiz!
Olumlu Düşünme
Olumlu düşünme koşullara, mizaca veya zekaya bağlı olmaksızın herkes tarafından öğrenilebilir! Başarılı insanı belirleyen ilk özellik, TUTUMUDUR! Kişi olumlu tutum ve düşüncelere sahipse, zorluklarla uğraşmay ı seviyor ve onların üstesinden gelmekten haz duyuyorsa, ... ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Üyelerin Değişim Günlükleri telkin cd indir izle İstanbul Üyelerin Değişim Günlükleri nerededir kimdir Üyelerin Değişim Günlükleri çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Üyelerin Değişim Günlükleri hipnoz Üyelerin Değişim Günlükleri olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Üyelerin Değişim Günlükleri hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Üyelerin Değişim Günlükleri kuantum düşünce kitap haberi WEZ Format +3. Şuan Saat: 03:05 PM.
|