ABBAS GÜÇLÜ Yazıyor...Yaratıcı Yazarlar Klubü ve Köşe Yazıları ABBAS GÜÇLÜ Yazıyor... Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Kendisini eğitime olan katkıları dolayısı ile pek takdir ederim.
Bu başlıkta onun yazılarını ve projelerini paylaşmak istiyorum. Öğrenci arkadaşlar için de çok faydalı olacaktır.Sizlerin de katılımlarınızı bekliyorum...... ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Köşe Yazıları telkin cd indir izle İstanbul Köşe Yazıları nerededir kimdir Köşe Yazıları çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Köşe Yazıları hipnoz Köşe Yazıları olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Köşe Yazıları hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Köşe Yazıları kuantum düşünce kitap haberi |
|
26-07-2008, 04:32 PM
|
#1 (permalink)
| Super Moderator
Üyelik tarihi: Apr 2008
Mesajlar: 2,023
Tesekkür: 30,500
1,573 Mesajinıza toplam 7,820 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| ABBAS GÜÇLÜ Yazıyor...
Kendisini eğitime olan katkıları dolayısı ile pek takdir ederim.
Bu başlıkta onun yazılarını ve projelerini paylaşmak istiyorum. Öğrenci arkadaşlar için de çok faydalı olacaktır.Sizlerin de katılımlarınızı bekliyorum... Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. | Offline
| |
26-07-2008, 04:49 PM
|
#2 (permalink)
| Super Moderator
Üyelik tarihi: Apr 2008
Mesajlar: 2,023
Tesekkür: 30,500
1,573 Mesajinıza toplam 7,820 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: ABBAS GÜÇLÜ Yazıyor... TÜM ZAMANLARIN EN BÜYÜK OKUMA KAMPANYASI Ayıp mı, başarı mı?
Bugünün dünyasında, Bilişim Çağı’nda, okuma yazma kampanyası düzenlemek, hem de tüm zamanların en büyük kampanyasını düzenlemek, ayakta alkışlanması gereken bir başarı mı? Yoksa bir utanç göstergesi mi?
Elâlem Mars’a giderken, biz hâlâ okuma yazma sorununu çözemeyip bir de bu konuda kampanyalar düzenliyorsak, kendimizi bir kez değil, belki de on kez sorgulamamız gerekmiyor mu?
Anayasa’ya göre temel eğitim zorunlu. Eğer geçmiş dönemlerde ve şu anda Anayasa’nın gereği yerine getirilmiş olsaydı, bu tür kampanyalara hiç gerek kalır mıydı?
Bu çağda, hâlâ okuma yazma kampanyaları düzenleyerek, hem de tüm zamanların en büyük kampanyalarını düzenleyerek hangi akla hizmet ediyoruz? Bu kampanyanın verdiği mesaj da bugün kadar olduğu gibi, bundan sonra da Anayasa ihlaline devam edilecek yönünde mi?
Gönül isterdi ki bugünkü kampanya, doğan her çocuğun en geç bir ay içerisinde nüfusa kaydedileceğine ve okuma yaşına geldiğinde de okula başlayacağına yönelik olsundu.
İşte o zaman, en azından bugünden itibaren, doğan her çocuk nüfusa kaydolur, okuma çağı geldiğinde de okula gider, beş on yıl sonra da benzeri kampanyalara gerek kalmazdı.
Özetin özeti: Eğer okuma yazma kampanyalarıyla bu sorun çözülebilmiş olsaydı, bugün tüm zamanların en büyük okuma yazma kampanyasını düzenlemeye hiç gerek kalmazdı!..
Milli Eğitim Bakanı Çelik büyük(!) düşünmeyi seviyor. Baksanıza artık son 10, 50, 100 yılın değil, tüm zamanların en büyük kampanyasını düzenliyor. Adı “kampanyacı bakan“a çıktığı için uzunca bir süre kampanyalara ara vermişti. Belli ki seçim zamanı geldi. Yine hemen her gün yeni bir kampanya başlatıyor. Bununla da övünüyor. Üç günde üç büyük kampanya başlattım. Var mı bana yan bakan der gibi fiyaka satıyor... Şarkılı, türkülü başlangıç
Tarihe tanıklık edip tüm zamanların en büyük okuma yazma kampanyasına verilen startı yerinde görmek için dün sabahın erken saatlerinde Cemal Reşit Rey’in yolunu tuttum. Her taraf polis kaynıyordu. Görevlilerin paniği ise ya salon dolmazsa, rezil oluruz yönündeydi. Tüm Halkevleri’ne talimat verilmiş. Ama yine de işi garantiye almak istiyorlardı. Salon kısa sürede doldu. Üçte ikisi türbanlı hanımlardı. Belli ki parti desteği de sağlanmış.
Tören 10 dakika gecikmeyle başladı. Salona Emine Erdoğan, Devlet Bakanı Nimet Çubukçu ve Milli Eğitim Bakanı Çelik’ten önce bir kısmını hiç tanımadığım sanatçılar geldi. Sahneye önce onlar çıktı. Kimi şarkı söyledi kimi de şiir okudu. Bu arada aydınlara, edepli olmalarını ve hadlerini bilmeleri uyarısında bulunmayı da ihmal etmediler.
İşte gelen sanatçılar:
Ekrem Düzgünoğlu, Uğur Işılak, Nihat Doğan, Kubat, Davut Güllüoğlu, Necati Şaşmaz, Zara
Bakan Çelik konuşmasına, “Kurtlar Vadisi’nin başrol oyuncusu, sevgili kardeşim Necati Şaşmaz da aramızda. Ama buraya, kimsenin kafasına sıkmak için değil, cehaletin kafasına sıkmak için geldi” diye başladı. Birbirinden güzel fıkralar anlattı.
Tören ilerledikçe anladık ki, bu kampanya, öncekilerden çok farklı olacak. Her ne kadar bazı münafıklar, tören tüm ihtişamıyla devam ederken, bu gidişle tüm zamanların en büyük fiyaskosu olacak şeklinde yorumlar yapsa da!.. Bol bol not aldım. Anayasa Mahkemesi’nin aldığı son karara örtülü göndermelerden Başbakan Erdoğan’ın telgrafına yapılan cılız alkışa kadar. 4 yılda 3 milyon okuryazar
İşte ilginç anekdotlardan bazıları:
- Kürsünün hemen yanında, Atatürk’ün kara tahta başında okuma yazma öğretirkenki fotoğrafı vardı. Tüm zamanların en büyük okuma yazma kampanyası telaffuz edilirken, ona bakıp yüzler kızarır mı dedim, görmediler bile.
- Çeşitli adlar adı altında, bugüne kadarki benzeri kampanyaların lokomotifi olan Halk Eğitim merkezi çalışanlarına, yeni kampanyanın diğerlerinden ne farkı olduğunu sordum. “Öncekilerden hiç bir farkı yok. Sadece adı değişti. En büyüğü Semra Sezer’in düzenlediği Ulusal Eğitime Destek Kampanyası’ydı. Tüm sivil toplum örgütleri destekledi. Bunda o da yok. Değişen sadece ismi” dediler.
- “Şu an 5 milyon okuma yazma bilmeyen var ve bunların 4.5 milyonu kadınlar. Son 5 yılda 1.5 milyon kişi okuma yazma öğrendi” denildi. Oysa birkaç yıl önce, bu yönde TBMM Başkanlığı’na sunulan bir soru önergesine verilen cevapta, okuma yazma bilmeyen sayısı 7.4 milyon olarak açıklanmıştı.
- Kampanyaya en büyük mali desteği Halk Bankası sağlıyor.
- Çelik: Bir millet hanımlarını okutmuyorsa, hanımlara fırsat eşitliği sağlamıyorsa, aklının yarısını kullanmıyordur. Kadınlarımızın önündeki her türlü ayrımcılığı kaldırmak görevimizdir.
- Emine Erdoğan: İstiyoruz ki hiç kimse eğitim yolunda haksızlığa maruz kalmasın. Toplumumuzun bir kısmının hâlâ okuma hakkından mahrum kalması bizi üzüyor.
- Çelik: 12 Eylül paşaları da okuma yazma konusunda ferman verdi. Paşam şu kadar insan okuma yazma öğrendi denildi. Ama bu işler fermanla olmaz.
- Kampanyanın asıl adı Her Harf Bir Işık’mış. Ama Emine Hanım, Ana-Kız Okuldayız, deyince akan sular durmuş.
- En fazla okuma yazma bilmeyen İstanbul’daymış.
- Derslere eylülde başlanacakmış. Yani şimdiden üç aylık bir kayıp söz konusu...
Özetin özeti: Eğitime öyle ya da böyle destekte bulunan herkese canı gönülden teşekkürler. Ah bir de çocukları zamanında okullara göndersek de ileride böylesi kampanyalara gerek kalmasa!.. | Offline
| |
26-07-2008, 04:56 PM
|
#3 (permalink)
| Super Moderator
Üyelik tarihi: Apr 2008
Mesajlar: 2,023
Tesekkür: 30,500
1,573 Mesajinıza toplam 7,820 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: ABBAS GÜÇLÜ Yazıyor... Dershaneler Kapatılsın mı?
Genç Bakış’ta önceki gece, dershanelerin kapatılıp kapatılmamasını uzun uzadıya tartıştık. Konuklarımız, TBMM Milli Eğitim Komisyonu üyesi Muharrem İnce, dershaneler üzerine en kapsamlı raporu hazırlayan TED’in Genel Müdürü Selçuk Pehlivanoğlu ve ÖZDEBİR Genel Başkanı Faruk Köprülü’ydü.
Ayrıca bir de “Dershanelerin kapatılması gerektiğine inanıyor musunuz?” diye bir SMS anketi yaptık. Sonuç: Yüzde 70 kapatılsın.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’ndeki genel hava da farklı değildi.
Peki kapatılabiler mi? sorusuna ise hep bir ağızdan verilen cevap ise “Bu kafa, bu sistem devam ettiği sürece mümkün değil“ şeklindeydi.
İşte konuşmalardan bazı satırbaşları:
Muharrem İnce - CHP Yalova Milletvekili
- Başbakan dershaneler kapatılmalı ama karşımıza nasıl engeller çıkar bilemiyorum diyor. Bu ülkede Telekom’u satarken, Sümerbank’ı kapatırken ne gibi engellerle karşılaştık ki, şimdi korkuyor?
- Bu iktidar döneminde dershane sayısı iki katına çıktı. SBS getirildi, öğrenciler artık 5. sınıftan itibaren sınavlara hazırlanmaya başladı. Kaçak eğitim kurumlarına hoşgörü getirildi. Dershane açmak kolaylaştırıldı, korsan dershanelerin önü açıldı. Test garabeti diye nitelendirdiğimiz sistemi getirip okullar dershaneleştirildi.
- Fakir fukara edebiyatı yapanlar SBS’ye İngilizce soruları koyarak kolej çocuklarına hizmet ettiler ama oyu yine fakir fukaradan istiyorlar.
- KPSS’ye 550 bin üniversite mezunu başvurdu. 250 bini eğitim fakültesi mezunu. Ama MEB toplam 25 bin kişi alacak.
- Ama Türkiye’de bazı şanslı çocuklar var; eski Meclis Başkanı Bülent Arınç’ın yeğeni Burcu Arınç KPSS’ye girmeden Milli Saraylar’da peyzaj mimarı; AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat’ın kızı Nevval Fırat Çekiç TOKİ’de ve Cemil Çiçek’in oğlu Çağrı Çiçek Özelleştirme İdaresi’nde görev yapıyor. Hiçbiri KPSS’ye girmemiş. İddia ediyorum. Ya beni mahkemeye versinler ya da çıkıp bunları açıklasınlar. Ama ben bu hesabı tek başıma soramam hep birlikte bu ayrıcalıklı çocukların hesabını sormalıyız.
Selçuk Pehlivanoğlu - TED Genel Başkanı
- Kendi neslini yok etmek üzerine bir sınav yapılsa Türkiye birinciliği kimseye kaptırmaz.
- Biz gençlere bu kadar kalitesiz eğitim verdirir, okul dışı eğitimi, okul eğitiminin üzerine çıkarırsak, ülkenin geleceği ciddi tehlikeye girer.
- Yakında anaokulunda nasıl test yapılır diye araştırmaya başlayacaklar. Şimdi veliler anaokuluna verirken acaba ileride üniversiteye girerken ne kadar faydası olur diye düşünüyor.
- Kanunun açığı var, sistem yanlış diyerek buradan kazanç elde etmemek gerek, çözüm üretmeliyiz.
- Bu sistemi değiştirmiyorsak okulları kapatalım, hiç olmazsa çocuklar kitap okur, tiyatroya gider.
- Hanginizin çocuğu benim çocuğumla yarışabilir? Benim çocuğum TED Ankara Koleji’nde okuyor ve Çanakkale’nin bir köyünde okuyan gariban ailenin çocuğu benim çocuğumla aynı sınava giriyor. Hiç yarışabilirler mi?
- Türkiye’deki sorun kaynak sorunu değil, iradesizlik sorunu. Çözüm ise tektir; ulusal bir program.
Faruk Köprülü - ÖZ-DE-BİR Yönetim Kurulu Başkanı
- Dershanelerin günah keçisi olmasına karşıyım. Yarın dershaneleri kapatsak eğitimin tüm sorunları çözülecekse hemen kapatalım.
- Başbakan’ın açıklamasından sonra şöyle düşündüm; acaba hükümetin yakında açıklayacağı ve tüm bu sorunları çözecek bir formülü mü var, yoksa Başbakan’ı yanlış mı bilgilendiriyorlar? Ki bence ikincisi daha mümkün.
- Başbakan dershaneleri gündeme getirirken Anadolu ve fen liselerinden mezun öğrencilerin dahi dershaneye gitmelerinden bahsetti. Ama bir sorunu atladı. İşsizlik sorunu var. Bu yüzden öğrenciler en iyiyi seçme telaşında. Onların barajı geçmek gibi bir sorunları yok, birçoğu barajı geçmiş, geçerli bir bölüm seçme yarışındalar. İşsizlik sorunu çözülmezse bu yarış bitmez.
- Sorun dershanelerde değil, sınavlarda. Siz hükümet olarak okullardaki eğitim kalitesini artıracaksınız, işszliğe çözüm bulacaksınız, o zaman biz zaten gereğini yapar, dershaneleri kapatırız.
Erasmus fiyaskosu
Erasmus, AB’nin en önemli öğrenci değişim programlarından biri. Aday ülke olmamıza rağmen biz de bu kapsamdayız. Üniversite öğrencileri, bir yarıyıl ya da bir öğretim yılını gidip bir başka AB ülkesinde okuyor. Amaç, ortak Avrupa kültürü yaratmak. Sayılar, son yıllarda sevindirici bir şekilde giderek artıyordu. Ama bu yıl, Ankara’da neler olduysa, kaynak yetersizliği gerekçesiyle, öğrencilerden bir bölümünün gitmeleri engellenmeye çalışılıyor. Hem de tüm hazırlıklar bitip yola çıkmaya hazırlanırken. Şimdi bu üniversiteler kervanına İstanbul Üniversitesi de katılmış. Yola çıkmaya hazırlanan öğrencilerine şu yazı gönderilmiş;
“2008-09 Erasmus Dönemi için Seçilmiş Öğrencilerimizin Dikkatine,
2008-09 Erasmus Dönemi Gidecek Öğrenci kontenjanı karşılığı olarak Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı’ndan bildirilen hibe miktarı talebimizi karşılamayacak düzeyde gerçekleşmiştir. Şu aşamada gerçekleşen hibe miktarının bu dönem için seçilmiş öğrencilerimizin durumuna uyarlanması konusunda çalışmalar tamamlandığında sayfamızda yer alacaktır. Bu nedenle pasaport ve vize yazılarının açıklama gerçekleştiğinde verilmesi planlanmıştır.”
Diğer üniversiteler bir yana ama böylesi bir tavır İÜ’nün büyüklüğüne yakışmaz. Ankara’nın yaptığı kesintiyi Döner Sermaye’den takviye edip öğrencilerini derin hayal kırıklığından kurtarmalıdır. Hükümete gelince: Her yere para bulan iktidar, nedense söz konusu öğrenciler, üniversiteler ve gençler olunca, cimriliği tutuyor. Eminim bu konuda da Başbakan’ın bilgisi yoktur!
Özetin özeti: Hani gençleri çok seviyorduk!..
Gerçekten de karmaşık eğitim sistemimizin acı bir sonucu dershaneler.Ben de bir veli olarak bu durumdan muzdaribim. Temennim eğitim sistemimizin en iyi bir şekilde düzenlenmesi ve dershanelere ihtiyaç kalmaması. Hadi parası olana tamam, ya bu rahatlığı olmayan bir ailede okumak durumunda olan gençler ve çocuklar ?.. Onların suçu ne?.. | Offline
| |
28-07-2008, 11:13 AM
|
#4 (permalink)
| Super Moderator
Üyelik tarihi: Apr 2008
Mesajlar: 2,023
Tesekkür: 30,500
1,573 Mesajinıza toplam 7,820 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: ABBAS GÜÇLÜ Yazıyor... Çocuk Başbakan Büyük Başbakana 3 çocuğu soracak mı?.
Bugün 23 Nisan, neşe doluyor insan. İlkokuldayken 23 Nisan'larda hep bu şarkıyı söylerdik. Hâlâ söyleniyor mu? Sanmam. Çünkü çocuklar da gençler de çok mutlu değil.
Eskiden daha mı mutluyduk? En azından daha yüksek moral değerlere sahiptik. En azından geleceğe daha bir umutla bakabiliyorduk...
Peki bugünün çocukları neden neşeli değil? Neden mutsuz? Neden gelecek endişesi içinde?
Bu konuda yüzlerce madde sıralanabilir. Ama sanki en önemlisi, çocukluklarını doya doya yaşayamıyorlar.
Sadece o kadar mı?
Hâlâ bebek ölümlerinde dünyada en ön sıralardayız.
Yeni doğan yüz binlerce çocuğumuzun nüfus kaydı bile yok.
Okulöncesi eğitimde Avrupa'nın en gerisindeyiz.
Anayasal bir zorunluluk olmasına rağmen, yüz binlerce, hatta milyonlarca çocuğumuz temel eğitim hakkından yararlanamıyor.
İyi okul bulmak, zorun da ötesinde, olanaksız gibi.
Anadolu liseleri, kolejler ve fen liseleri için SBS yarışı ilköğretim 3'üncü, 4'üncü sınıflara kadar indi.
Ekonomik durumu iyi olmayanların iyi eğitim alma hakkı her geçen gün azalıyor.
Mesleki eğitim can çekişir hale geldi.
Üniversiteyi kazanmak, mezun olmak, iş bulmak bir ömür törpüsü haline geldi...
Böylesi bir ortamda, dünyada çocuk bayramı olan tek ülke olsak ne olacak, olmasak ne olacak!
Yılda bir kez, birkaç dakikalığına, onları en önemli koltuklara oturtup gururlarını okşayarak neyi değiştirebileceğiz?
Bir parmak bal artık onları mutlu etmiyor. Daha fazlasını istiyorlar. Eğitimin de, yaşamın da, geleceğin de.
Ne olur onlar çocuk, çabuk unuturlar, o kadarına da akılları ermez deyip geçmeyin.
Her şeyin öylesine farkındalar ve miniminnacıkken öylesine derin yaralar alıyorlar ki, bir ömür boyu onun izlerini taşıyorlar. Kendileriyle yaptığımız röportajlarda öylesine çarpıcı sorular sorup yorumlar yapmışlar ki, şaşıp kaldık.
Bu yüzden, çocuklara karşı samimi olmak, onların devleti yönetenlerin umurunda olmadığını söylemek, galiba en dürüstçesi olur.
Merak ediyorum, bugün Başbakanlık koltuğuna oturacak çocuk Başbakan, gerçek Başbakan'a, "Siz ille de 3 çocuk yapın dediniz. Peki, onlar için ne yaptınız?" sorusunu soracak mı?..
Özetin özeti: Demokrasiyi ve çocukları ne kadar çok sevdiğimiz artık sözde kalmamalı...
Abbas Güçlü'nün 23 Nisan tarihli bir yazısından alıntı..Fazla söze gerek yok. Yapılacak çok iş var... | Offline
| |
28-07-2008, 11:24 AM
|
#5 (permalink)
| Moderator
Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 1,682
Tesekkür: 3,394
828 Mesajinıza toplam 4,500 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: ABBAS GÜÇLÜ Yazıyor... Merhabalar yeni bir hayat.
Abbas Güçlü den köşe yazıları oldukça güzel. Ama biraz siyasete kaçan tarafları var.
Ben kendi adıma, yazıları sizden okumak isterim. Güzel, umut dolu, gelecek vadeden ve yapıcı yöndeki yazılar. super
Sağlıcakla... | Offline
| |
28-07-2008, 11:36 AM
|
#6 (permalink)
| Super Moderator
Üyelik tarihi: Apr 2008
Mesajlar: 2,023
Tesekkür: 30,500
1,573 Mesajinıza toplam 7,820 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: ABBAS GÜÇLÜ Yazıyor...
Teşekkürler bymehmet;
Genel gündemimizi ifade eden konulara değinmek istemiştim.Ama dediğin gibi siyasete kaçmış bazı yerleri.
Yazıların sonunda da bir cümle ile de olsa yorumumu yazıyorum.Daha dikkatli olmaya çalışırım..
İlgin ve uyarın için teşekkürler tekrar... | Offline
| |
28-07-2008, 11:48 AM
|
#7 (permalink)
| Moderator
Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 1,682
Tesekkür: 3,394
828 Mesajinıza toplam 4,500 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: ABBAS GÜÇLÜ Yazıyor...
Estafrullah. Ben teşekkür ederim duyarlılığınız için.
Gündemimiz o kadar dolu ki Türkiye'de.
Gün geçmiyor ki, sabaha kötü bir haberle uyanmayalım.
Türkiye'nin, eğitim, işsizlik ve ekonomiden tutun da, mafya, terör ve siyasete kadar her şey arapsaçına dönmüş durumda.
Böyle bir durumda, insanlar bütün bunların etkisinde, gergin, stresli ve korku dolu bir hayat yaşamaya itiliyor.
Burada da, insanlar daha olumlu, daha dostane yazıları okuyup rahatlıyor.
Ben sadece bu huzur ve sevginin burada, farklı görüşler altında bozulmasını istemediğim için bir ricada bulundum.
Malum. Köşe yazıları bir fikri beyan ederken ister istemez siyasete, hassas inançlara dokundurmalar yapmadan yazılmıyor.
Sizin yazılarınızı ve paylaşımlarınızı da merakla bekliyorum.
Duyarlılığınızdan dolayı tekrar teşekkür ederim yeni bir hayat. | Offline
| |
22-08-2008, 01:39 AM
|
#8 (permalink)
| Super Moderator
Üyelik tarihi: Apr 2008
Mesajlar: 2,023
Tesekkür: 30,500
1,573 Mesajinıza toplam 7,820 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: ABBAS GÜÇLÜ Yazıyor... Türkiye yabancı dil sorununu çözdü!
Milli Eğitim Bakanlığı, hemen her konuda müthiş performans gösteriyor. Okuma yazma oranlarından okulöncesi eğitime, meslek liselerinden OKS, ÖSS, SBS’ye kadar hemen her konuda müthiş ilerlemeler kaydetti. Kişi başına düşen öğretmen sayısı arttı. Eğitimin kalitesi yükseldi. MEB’e ayrılan ödenekler ve yeni yapılan okullar TC tarihinde hiç görülmeyen noktalara ulaştı. Tıpkı tüm zamanların en büyük kampanyaları gibi.
Çelik yönetimindeki Milli Eğitim Bakanlığı’nın her şeyi yapmaya muktedir olduğunu biliyordum ama bu kadarını başaracağına, rüyamda görsem inanmazdım.
Anadolu liselerinde yabancı dili kaldırdığında kendisini eleştirmiştik. Meğerse büyük haksızlık etmişiz. Anadolu liselerindeki birkaç yüz bin öğrenciye yabancı dil öğretemezken, 20 milyon öğrenciye nasıl öğreteceksiniz diyenler de halt etmiş.
Çelik ve arkadaşları büyük bir mucizeye daha imza attı. Öğrencilerimiz, düne kadar, 10 yıla yakın bir süre yabancı dil eğitimi görüp sokakta gördüğü bir yabancıyla iki kelime konuşamıyordu. Ama artık o günler geride kaldı.
En önemlisi de, Çelik döneminde yabancı dil konusunda gösterdiğimiz üstün başarı, Fen ve Matematik’te gösterilen gelişmeyi solda sıfır bıraktı.
Peki, bütün bunları nereden çıkardık? MEB’in bu yıl gerçekleştirdiği Seviye Belirleme Sınavı (SBS) sonuçlarından. Yani devletin resmi rakamlarından.
Sınav sonuçları genelde iyi analiz edilmez. Oysa her şey onlar da gizlidir. Veliler hâlâ SBS puanları niye azaldı, niye çoğaldı diye ahkâm keseceklerine, MEB’in gerçekleştirdiği bu göz kamaştırıcı başarıyı alkışlasınlar.
İşte size çok çarpıcı istatistikler:
Yaklaşık birer milyon öğrencinin girdiği 6 ve 7. sınıf SBS’lerde 5 ayrı testten sorular soruldu. 6’lara 80, 7’lere de 90 soru yöneltildi.
Şimdi sıkı durun; 6’larda 19 Türkçe sorusunda Türkiye ortalaması 10.9, 16 Matematik sorusunda 4.59, 16 Fen sorusunda 4.78, 16 Sosyal’de ise 7.3. Yani öğrenciler her iki Türkçe sorusundan birini, her dört Matematik ve Fen sorusundan birini, her beş sosyal sorusundan ancak ikisini yaparken, en yüksek performansı Yabancı Dil’de gösterdi. Yabancı Dil’de Türkiye ortalaması 13 soruda 7.16. Yani yüzde 50’nin çok üzerinde. Buna başarı denmez de ne denir? 7. sınıflarda da durum farklı değil, en yüksek başarı ortalaması yine yabancı dilde.
Türkiye’nin çok kısa bir sürede öğrencilerini her iki yabancı dil sorusundan birini çözecek noktaya getirmesi çok önemli bir başarıdır. 7.5 milyon vatandaşımızın okuma yazma bile bilmediği bir ortamda, özellikle İngilizce konusunda gelinen bu nokta takdire şayandır. Umarım gerçekten de yabancı dil bizim için bir kabus omaktan çıkar. Bizler bunun sıkıntısını çok yaşadık.Şimdiki öğrencilerin bu konuda bizden şanslı olmaları sevindirici..Önemli olan da sınavlardaki başarıdan ziyade ,bunu pratiğe dökebilmek. | Offline
| |
16-10-2008, 11:01 AM
|
#9 (permalink)
| Super Moderator
Üyelik tarihi: Apr 2008
Mesajlar: 2,023
Tesekkür: 30,500
1,573 Mesajinıza toplam 7,820 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: ABBAS GÜÇLÜ Yazıyor...
Çocuklar Kitap Okuyor mu?..
Aktif okur oranının azaldığına yönelik endişeler giderek artıyor. Gazete, dergi, kitap satışlarına bakıldığında ve dün ile kıyaslandığında bu durum çok net olarak görülebiliyor.
Televizyon ve internetin yaşamımızdaki payının her geçen gün artması ve ezbere dayalı eğitim sistemlerinin çocukları kitaptan uzaklaştırması, sadece bizim değil pek çok ülkenin sorunu.
Oysa hemen her ülkenin öncelikli hedefi, okuyan, soran, sorgulayan, sorun çözen, muhakeme gücü yüksek nesillerin yetişmesi. Ama bu basamakların daha ilkinde erozyon yaşanıyor.
Yetişkinler gibi çocuklar da kitaptan uzaklaşıyor. Zoraki aldıkları pek çok kitap raflarda kapağı açılmadan duruyor...
Önceki gün Ankara’da Geothe Enstitüsü’nde bu konu tartışıldı. Türk ve Alman çocuk kitapları yazarları bir araya geldi. Paneli Konrad Adenauer Vakfı’ndan Dirk Tröndle yönetti. Türkiye’den Gülten Dayıoğlu, Zehra İpşiroğlu, Sevim Ak, Almanya’dan da Paul Maar ve Jutta Richter katıldı. Açılışı ise Geothe Enstitüsü Müdürü Sabine Hagemann-Ünlüsoy yaptı. Türk-Alman Çocuk Kitapları Forumu’nun konu başlığı ise: Gelecek Nesiller İçin Yazmak
Önce ortaya şu sorular atıldı:
- Çocuğa bakışınız zamanla değişti mi?
- En güzel ve en üzücü çocukluk anınız nedir?
- Güncel sosyolojik tartışmaların sizdeki rolü nedir?
- Eserlerinizde hangi çocuk figürünü kendinize benzetiyorsunuz?
- Hangi figür çocuklar için örnek olabilir?
- Küçükler (6 yaş) ve büyükler (10-12 yaş) için yazarken belirleyici olan nedir?
- En çok ne okumayı seviyorsunuz?
- Çocukken ne okudunuz?
- Bir çocuğa kitap okudunuz mu? Size okundu mu?
- Resimden söze mi yoksa sözden resme mi?
- Saygı sizce nedir? Berlin’de yaşayan Necla Kelek bir yazısında saygıyı şöyle tarif eder: Almanya’da saygı, diğerini kabullenmek; Türkiye’de ise itaat etmektir.
- Sizce çocuk kitaplarında klasikler nelerdir? Çocuk kitabı yazarı klasikçisi ne hisseder?
- Ülkenizdeki okuma ve tartışma kültürü hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Çocuk kitabında değerlendirme kriterleri/kalite/standart ne olmalıdır.
Siz de bu soruları kendinize sorabilirsiniz...
Özetin özeti: Okuyan bir toplum yaratma konusunda çocuk kitaplarına çok iş düşüyor. Ama sanki en zor olanı çocuklara yönelik kitap yazma. Bu konuda emeği geçenlere canı gönülden teşekkürler. Daha çok ilgi gerekiyor. Yazarak, okuyarak, okutarak... Okuyan bir toplum yaratma konusunda,çocuk kitabı yazarlarına çok iş düşse de, en büyük iş anne-babalara düşüyor..Kitap okunmayan bir ailede yetişen çocuklar da kitap okumuyorlar.. | Offline
| | |
Yetkileriniz
| Konu Acma Yetkiniz Yok Cevap Yazma Yetkiniz Yok Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok HTML-Kodu Kapalı | | | ABBAS GÜÇLÜ Yazıyor...Yaratıcı Yazarlar Klubü ve Köşe Yazıları ABBAS GÜÇLÜ Yazıyor... Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Kendisini eğitime olan katkıları dolayısı ile pek takdir ederim.
Bu başlıkta onun yazılarını ve projelerini paylaşmak istiyorum. Öğrenci arkadaşlar için de çok faydalı olacaktır.Sizlerin de katılımlarınızı bekliyorum...... ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Köşe Yazıları telkin cd indir izle İstanbul Köşe Yazıları nerededir kimdir Köşe Yazıları çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Köşe Yazıları hipnoz Köşe Yazıları olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Köşe Yazıları hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Köşe Yazıları kuantum düşünce kitap haberi WEZ Format +3. Şuan Saat: 06:34 PM.
|