Aslında hakikaten mutsuzluk mutsuzluğu çekiyor, benzerlerin birbirini çekmesi hayatta çok gördüğüm birşey.
İşte burda kısır döngü başlıyor, çünkü bilinçaltı sorgulamaksızın bizim aklımızdan sıkça geçen ve doğru olduğuna ikna olduğumuz fikirleri kabul etmeye meyilli. Birde işe duygular karışınca - hüzün vb.- şenlik başlıyor 26, çünkü bilinçaltı bu duygu ve düşünceleri çok sevdiğimizi sanıyor-çok sık tekrar ediyoruz ya- ve başlıyor bizim için hüzünlü ve bizi mutsuz kılacak olayları çekmeye. Mutsuz olduğun için mutsuzluğu çekiyorsun, mutsuzluğu çektiğin için mutsuz oluyorsun.
Mutsuz biri mutluluğu aradığı şeylere dikkat etmeli, eğer mutluluk için aranan şeyler yada durumlar elde edilecek şeyler yada yapılacak fiillerse işi gerçekten zor. Çünkü hayatta hiçbirşeyin devamlılığı yok, mutluluğu bulduğum şey yittiğinde ben gene mutsuz olacağım demektir. İçinde bulunduğun an da kal ve sürecin keyfini çıkar.
Aslında mutluluk bana dışarıdan gelmez, benimle birliktedir hep, hatta ben(sen,o,biz,siz,onlar) mutluluğum. Dışarıdan gelen etkiler sadece bendeki mutluluk bendinin yıkılmasına sebep olurki, içimde çağlayan mutluluğa şahit olayım, onu deneyimleyeyim ve farkına varayım ben kendim mutluluğum benim özüm sevinç ve sevgi.
O zaman başta tespit ettiğimiz bu kısır döngüyü durdurmak için dur
deyip
mutlu olmayı seçmem gerekiyor.