nurhanza devam ediyor

[nurhanza]

limon ağacı, kızım bunu önerdi
verimli limon ağacı
ve projelerimle ilgili ilk mailimi atarken altına bu ünvanı yazdım, hemen cevap geldi, iki nokta uygulamasıda yapmıştım, eh yola çıktım artık, durmak dinlenmek yok, her yeri meyva ağaçlarıyla doldurana kadar, o meyva ağaçlarına çocukların tımandığını ve kadınların meyvalarını toplayıp, nefis reçeller yapıp sattığımızı ve ülke ekonomisine katkıda bulunduğumuzu görene kadar canla başla çalışacağıma söz veriyorum, ülkemizde yaşayan ev kadınlarını düşünüyorumda hepsi ülke ekonomisine günde sadece 4 saat çalışarak evlerinde bir şeyler üreterek neler katabilir bir düşünsenize, işsiz kimse kalmamalı, hepimiz çok çalışıp hem doğayı hem ülkemizi hem kendimizi nasıl güzelleştireceğiz bir düşünsenize, çoşkun durumlardayım, kafamda bir sürü yapılacak şeyler uçuşuyor,

[nurhanza]

Ve 2. mektubumuz,
Biz kimiz? Kadın nedir? Herkes bu sorulara cevap verebilir değil mi? Kadın güzellik, sevgi, emek gibi kavramlarla örtüşen, çok değerli bir varlıktır, doğurganlıktır, toprak gibi, ana gibi ama dişidir de, duyguları yoğundur, eğer duygularını bastırmasına, öldürmesine sebep olunursa, önce kimliği, özelliği, bilinci kaybolur, erkekleri de doğuran kadınların, yaşam biçimleri ve toplumsal düzende çöküntüler olur, kadın mutlu olmalı, çok mutlu, hiçbir duygusunu düşüncesini bastırmamalı, emeğinin karşılığını saygı, sevgi ve minnet duygularıyla alabilmeli, savaşların bile kaynağında belki de bu vardır, mutlu kadınların mutlu çocukları olacak, mutlu çocukların aklına kan, şiddet, hırs gelmez ki, sadece sevgi, huzur ve güzellik gelir, sevgi ile dokundukları her şeyi güzelleştiren barış dolu bir dünya neden olmasın?
Biz kadınlar elele derneği olarak, kadının hak ettiği değerlere kavuştuğunu görmek istiyoruz, emeklerinin karşılığını almalılar, onurlu, ahlaklı, üretken değerli kadınlarımızı ezmeye, üzmeye, ağlatmaya kimsenin hakkı olamaz, biz dünyanın en büyük, en önemli kadın derneğiyiz, çünkü kadının değerini biliyoruz, ama kadınlar kendi değerlerini bilmiyor, 5 milyar yıllık dünyada, 6 milyar insan içinde hepimizden sadece 1 er tane var, ve bize verilen süre içinde çok önemli işler yapmalıyız, kendimizi, yaşadığımız doğayı, evimizi, tüm çevremizde yaşayan insanları sevgimizle iyileştirmek için yapacak çok işimiz var,
Önce elimize bir ayna alalım, ve kendimize iyice bakalım, en derinlerde bizi engelleyen, mutsuz eden her şeyi görmeye başlayalım, bulalım arızayı ve nasıl tamir etmemiz gerektiğini araştıralım, yedek parça garantisi yok belki duygularımızın, ama enerjimizi sağlayan güç kaynağı hala çalışıyorsa, mutlaka arızayı giderebiliriz, önce kendimizden başlayacağız okuyacağız, öğreneceğiz, merak edip araştıracağız, bir ölüme, bir de geçen zamana çare yok, limit ve çare sizsiniz, muhtaç olduğumuz kudret, alnımızdaki asil terdedir, terleme zamanı, çok çalışıp bize ait olanlara sahip çıkma zamanı, üretme zamanı, işte kapanmak üzere olan bir derneği tekrar elele vererek aktif bir hale getirdik, pazarda bir sergimiz var artık, ekmek alamayacak durumda olan insanlarımız, evinde ürettiklerini getirip sergimizde satışa sunabilir, malzemeye ihtiyacı olanlar, emeklerini katarak malzemeye sahip olabilir, siz yeter ki bir işin ucundan tutmaya başlayın, gerisi mutlaka gelecektir, neler yapabileceğimizi hayal edin ve gelin gerçekleştirmek için beraber çalışalım, kadın eli değmeli hayata, geleceğimiz kadın ellerinde şekillensin, ellerden güller açsın, karanfiller saçalım yollarımıza,
En öncelikli hareket yaşadığımız doğal hayatı canlandırmak olmalı, ağaçlar dikmeliyiz, meyva ağaçları, Çerkezköy’ü bir meyva bahçesine döndürebiliriz, yıllar içerisinde ektiğimiz meyva ağaçlarının meyvalarını, reçele, meyva suyuna çevirip satabiliriz, aldığımız oksijenin hakkını verelim...
ANNEN İÇİN, EŞİN İÇİN, KIZIN İÇİN, TEYZEN, HALAN İÇİN SENDE BİR MEYVA AĞACI DİK, KADINLAR ELELE ORMANINDA.... sahip olduklarımız aslında sadece güneş, yağmur, toprak,su,oksijen, ağaç, sevgidir.
lüks evler, arabalar, sadece tüketim toplumunun doğaya, insanlığa,geleceğe yaptığı tahribatlardır, bu hırs nereye kadar, sahip olduklarımız bize yeter, artar. Paylaşmaya başlamalıyız, ev kadınlarını düşünsenize, hergün sadece evlerinde 4 saat çalışacak hale gelse ülke ekonomisine yapacakları katkıyı tahmin edebiliyormusunuz? Ülkedeki işsizlik oranına vurun, ev kadınlarının gücünü,
üretmek, çalışmak, gelişmek istiyoruz, kendi sahip olduğumuz değerlerle yapabileceğimiz ne çok işimiz var.
Haydi elleri görelim, üreten, güzelleştiren,özellikler katan elleri görelim....
Kadınlar elele yardımlaşma ve dayanışma derneği

[nurhanza]

hey hayat, mucize eminim tüm mucize içimizde, bize neler sunuyor, şu anda burada olanlar mucizeye doğru adım atıyorlar, aslında herkes biliyor ama burda dostlar arasında farkına varıyoruz, varlığımızın ilk başladığı andan itibaren, öyle mükemmel donanıma sahibiz ki, yıllar, çevre, koşullar, tüm etkenler bizi pişiriyor, hayat zaten tüm nimetlerini sunmuş biz almayı bilmiyoruz,
babannem yani benim canım ninem kaç gündür onu düşünüyorum ve özlüyorum, hayatta bana tüm sevgisiyle en saf ve temiz sarılan oydu, çok özlüyorum onu, ve o en çok vişne severdi, ağaçlandırma projesi diyince hemen vişne dedim, en dayanıklı ve kolay büyüyen gene vişne ağacı, ve inegöl,ninemin şehri, hayat beni nasılda oraya yaklaştırıyor, bugün fidan ararken inegölden bir üretici ile görüştüm, hatta orada ninemin 7 tane erkek kardeşi var, babamla beni oraya davet ettiler, bir gün inegölle ilgili çok özel ve güzel birşeyler olacağını biliyordum, kedim rahat vermiyor daha sonra devam edicem harika hissediyorum

[nurhanza]

bardağın içinde ne varsa dışına o taşıyor, en iyi kendimden örnekler verebilirim, bardağı doldururken elime boş bir bardak verdiler, herkes ne kadar şanssız olduğumu düşündü kimbilir, alkolik bir baba, paramparça olmuş bir aile, şiddet, kötü sözler, zorluklar, ama ben bardağı doldurmaya ilk önce doğa ile başladım, ağaç tepelerinde dayaktan kaçmak için saatlerce kitap okurdum, ağaçlara sarıldım en çok, denize kaçardım 5 yaşında yüzmeyi öğrendim, denizin kucağına bıraktım tüm gözyaşlarımı, spor yapardım, jimnastik ve atletizm kaslarım güçlenirken beynimdeki arızalarıda iyileştirmişim, ve müzik ruhumun gıdası, bana direnmeyi öğretti, özgün müziklere tutundum, bana duymak istediklerimi söyledi, dünyayı güzellik kurtaracak bir insanı sevmekle başlayacak herşey, ve ninem, en çok onu sevdim, ellerimi ayaklarımı soğuk kış günlerinde ısıtmak için beni koyuna sokuşu, okul, arkadaşlar, hayallerim, iyi bir anne olacağım, çocuklarıma ne şartta olursa olsun onları terk etmeyeceğim dedim, yıllarca dul bir kadın olarak fabrikada işçilik yaptım, toplum beni parçalamak için fırsat kollarken, ben dostlara, inançlarıma sığındım, mücadele ettim, kimseyi terk etmedim, yolda bırakmadım, babamla yaşadığımız felaketlerde bile onu terk etmedim, yanlız bıraktım bir süre onu, çünkü ne kadar çırpınsamda benden daha güçlü bir düşman vardı aramızda, alkole yenik düştü o, ve başına ne geldiyse sadece alkol yüzünden, kendimi suçlu hissetmem için elinden geleni yaptı, shamanic canım benim piramiti kurdum, kendimi babama yaklaşırken ninem yerinede koydum, ninemin gözüyle baktım ona, beni yok etmek üzereydi, kenara çekildim bekledim, piramitten ona sevgimi ve tüm enerjimi gönderdim, sadece istediğim onu inegöle doğduğu topraklara özüne döndürmek ve iyileştirmekti, şimdi hayat bana bu fırsatı sunuyor, içimde tarifsiz bir umut var, sevinç var, babamı alıp inegöle götüreceğim, yavas yavaş oralara yerleşiriz belki, ninemin duaları, güzelliği bana ışık oluyor sanki, vişne bahçelerini ninemin anısına istiyorum, tam donanımlı hissediyorum kendimi hazırım artık, neden olmasın, sahip olduğumuz sadece emeğimiz, gerisi boş, emek vermeden, bütünleşmeden nasıl başarırız, daha yürünecek o kadar yol var ki....

[Belgin ∞]

Sen de bu azim varken kim tutabilir ki seni.Kanatların hiç kapanmasın,hep daha yükseklere uç.
Sen çok güçlü bir kadınsın

[nurhanza]

neler oluyor hayatta
neden acaba bu kadar olayın hepsi bir güne sığıyor nasıl oluyor anlamıyorum, her günüm de mutlaka bir atraksiyon var, acaba yaralarım çok olduğundan mı kendimi yaraları sarmaya adamışım, bugün yaşadığım olaylar gerçekten yürekler burkacak kadar acı gerçekleri vuruyor insanın yüzüne, eski bir arkadaş vardı, eşinden boşandı, mücadele etti, çırpındı, hayatta kalma mücadelesi verdi, kızımın sınav sonucu açıklanacak diye heyecanla beklerken, bu arkadaşımın kızını uçurumun kenarından yakaladım, öyle saf tertemiz güzel bir kız çocuğu,çokta akıllı, pırıl pırıl bir genç kızımız, anne baba boşanınca, bunalıma giriyor, ailenin geçimine destek olmak için palyoçalık bile yapıyor,sınıfta kalıyor, ve yanlış arkadaşlar ediniyor, hemde nasıl yanlış daha 16 yaşında olmasına rağmen, annesi ve akrabaları onun için deli olurken, o ******başlıyor, kaç aydır görmüyordum, bu kadar vahim bir durumda olduğunu sezemedim, kaç kez aradım, sordum, kötü birşeyler olduğu belliydi, bizden uzaklaşmıştı, anlatmıyor, gelmiyordu, etraftan borçlarının çok olduğunu, herkesten borç aldıklarını duyduk geçenlerde, ve burayı terk etmişler, bugün o kızımız buraya gelmiş, daha doğrusu benimde tanıdığım bir genç var, ve asla tasvip etmeyeceğim derecede hovarda, heryol beklenir ondan, aynı anda 6 kızla çıkıyor, ve heryerde yaptıklarını anlatıyor, böyle biri, bu kızımız bugün evden kaçmış ve bu çocuğa sığınmış, haberini alır almaz, polis peşinizde diye aradım, babasını devreye soktum, kızları getir ben saklarım dedim, hemen arkadaşım olan annesine haber verdim, kızları alıp eve getirdim annesi geldi, o kızlar nasıl kaçışıyor, neler anlatıyor aklım durdu resmen, içim parçalandı, hele ******kullanmaları ve *****bulmak için zengin ve heryol müsait böyle tipleri nasılda ailesinden annesinden üstün görüyorlar, neyse ki daha yolun çok başındaydı, ve ilk *****kullanışıymış, hemen bugün öyle bir operasyonla müdahalede bulundukki, bende şaştım kaldım açıkçası, aile ne kadar önemli allahım sen gençlerimizi toplumumuzu koru, onlara kitap verdim, dilimin döndüğünce anlattım, o annesinin feryatları ne acıydı yaaa, belki kızları parçalayacaktı, sakinleştirip şiddetle kötü sözlerle tenkitlerle değil sevgiyle öğretmelisin dedim, umarım akılları başlarına gelir, telefon edip duruyorum kimse açmıyor, sadece onlar için dua ediyorum şimdi, umarım sakince sorunlarını çözerler, bu olaylar olurken bende kızımla telefonda konuşuyordum, sınav sonucunu söyledi, istediği bölüme yerleştirileceğini söyledi, öyle seviinmişimki, anne ve kızına bile moral oldu, ve eminim bu sevincim ve mutluluğum onlarada nasip olur, birbirinize sımsıkı kenetlenin kendinizi iyileştirin, önce kendinizi sevin neler anlattım, önce onları dinledim ama, güneş sistemi hücreler, ben bir başladım zaten, tatlıya bağlanan çok acı bir olayı yaşadım bugün, görevimiz bu olmalı işte, diyorum, gelecek güzel günler hepsi bizim

[shamanic]

nurhanzacım canım..

yaşamından cilt cilt ansiklopediler çıkacak bi tanem..

etrafına resmen ışık saçan pozitif bir gezegene dönüştün.. toprak gibi bereketlisin..

canım gücün kuvvetin enerjin daim olsun..

dilerim yardımcı olabildiğin o güzel canlar yollarına seni örnek alarak düzgün bir şekilde devam ederler..

ve mutlu haberin için teşekkür ederim..

güzel kızını öpüyorum tatlım..
hayatta hep güzel haberleri ile hem senin hem bizim yüreklerimizi sevindirip gülümsetsin..
tebrik ederim tatlım..

sevgiler..

[nurhanza]

evett, annesiyle konuştum şimdi, herkes kendine çeki düzen vermiş, herkes şöyle bir silkelenmiş, çokta iyi olmuş, eğer olursa şimdi yurtdışından anneyi iş için çağırmışlar, çocuklarda dede ve dayılarının yanında daha emniyette olacak, teyzeler, yengeler olaya hakim olmuş yaniii, allah o akrabaları olmayanları kayırsın, ben ne şanslıymışım yaaa, hiç bir akrabadan destek göremedim, tek başıma ne çok uğraştım, genede dümdüz duruyorum şükürler olsun, aile yoksa tek kurtuluş okumak ve çalışmak, inanmak, başka yolu yok, şükürler olsun ki, sadece doğayı, hayvanları, okumayı,çalışmayı, çocukları, yaşlıları bana güzel gösterdi, şu süse püse, gezmeye tozmaya, yalana dolana, tembelliğe, hazıra, kötü arkadaşa hiç meylim olmadı, çalışmayı öğrenmeyi tercih ettim hep hayatımda. şükürler olsun........

[Novos]

çok sevindim olayın düzelmesine. ne güzel, mutlu olmuş uçurumdan dönmek böyle bir şey olsa gerek. azmin ve başarın için de kutlarım abla böyle devam et.
sevgiler

[nurhanza]

flaş flaş buda son bombam
29 temmuzda tuluyhan konseri vardıyaaa haydarpaşa garında kadınlar elele olarak duyuru yaptım, gazetede ikimizin resmini çıkarttılar yanyana,
http://www.cerkezkoyhaber.com.tr/detay.php?id=2650
te bu linki
yorum yazsanıza geneeeeeeeee nolur nolurrrrrrrrrr, bu haber benim hep hayalini kurduğum bişiiii, kelebek oldum uçuyorummmmmmmmmmmmmm
biz kadınlar elele derneği olarak gençlerimizin, kadınlarımızın sahip olduğumuz bu kadar değerli bir sanatçıyı tanımalarını istiyoruz, 1998 yılından beri değerli sanatçımız Tuluyhan Uğurlu'nun besteleri ile hayata tutunmuş mücadele etmiş bir anne olarak, toplumsal baskıların, yanlış anlaşılmaların kadın hayatını nasıl zindana çevirdiğini biliyorum, kendi adıma diyebilirim ki, tüm zor günlerimde Tuluyhan Uğurlu'nun başarısı, hayatın karşısındaki evrensel duruşu, tarihimize kültürümüze sahip çıkışı bana bir örnek ve liman olmuştur, bu konsere katılımın çok olacağını umuyorum, olmazsada en azından birilerine sesimizi ve duruşumuzu göstermiş olmanın mutluluğunu yaşayacağım, gerek Erdal Demirkıran paneli, gerek Tuluyhan Uğurlu konseri etkinliği, çocuklarımın okullarındaki başarısıyla benim gurur duyduğum gibi,çocuklarımında gurur duyacağı birer etkinliktir, bu yönüyle ilk önce bir anne olarak, sonra bir insan olarak yaşadığım toplumda inandığım, savunduğum fikirlerimi hayata geçirmek istiyorum, 2. mektubumuzu dağıtmaya başladık, bu haber vesilesiyle sizlere mektubumuzuda sunuyorum. üyelerimiz için bilet fiyatlarında indirim olacak ve bir araç kiralayıp konsere gideceğiz, katılmak isteyenler beni arayıp rezervasyon yaptırsın.



Ve 2. mektubumuz,


Biz kimiz? Kadın nedir? Herkes bu sorulara cevap verebilir, değil mi? Kadın güzelliktir, sevgidir, emektir, doğurganlıktır, toprak gibi, ana gibi. Duyguları yoğundur, eğer duygularının bastırılmasına, öldürülmesine sebep olunursa, önce kimliği, özelliği, bilinci kaybolur sonrada yaşam biçimleri... Ve böylece toplumsal düzende çöküntüler oluşur. Kadın mutlu olmalı, hemde çok mutlu, hiçbir duygusunu, düşüncesini bastırmamalı, emeğinin karşılığını saygı, sevgi ve minnet duygularıyla alabilmeli. Savaşların bile kaynağında bu vardır aslında; mutlu kadınların mutlu çocukları, mutlu çocukların akıllarında kansız ve şiddetsiz, sadece sevgi, huzur ve güzellik dolu bir gökyüzü oluşur. Dokundukları her şeyi güzelleştiren barış dolu bir dünya neden imkansız olsun?
Biz kadınlar el ele derneği olarak, kadının hak ettiği değerlere kavuştuğunu görmek istiyoruz, emeklerimizin karşılığını alacağız. Onurlu, ahlaklı, üretken, değerli kadınlarımızı ezmeye, üzmeye kimsenin hakkı olamaz.5 milyar yıllık dünyada, 6 milyar insan içinde hepimizden sadece birer tane var ve yaşadığımız sürece önemli işler başarmalıyız. Hem kendimizi,ailemizi,çevremizdekileri,doğamızı iyileştirmek için yapacak çok işimiz var.
Önce elimize bir ayna alalım ve kendimize iyice bakalım. En derinlerde bizi engelleyen, mutsuz eden her şeyi görmeye başlayalım.Bulalım arızayı ve nasıl tamir etmemiz gerektiğini araştıralım.Yedek parça garantisi yok belki duygularımızın ama enerjimizi sağlayan güç kaynağı hala çalışıyorsa, mutlaka arızayı giderebiliriz. Önce kendimizden başlayacağız: Okuyacağız, öğreneceğiz, merak edip araştıracağız.. Bir ölüme, bir de geçen zamana çare yok. Muhtaç olduğumuz kudret, alnımızdaki asil terdedir.Terleme zamanı, çok çalışıp bize ait olanlara sahip çıkma zamanı, üretme zamanı.

Bizde bunun için kapanmak üzere olan bir derneği tekrar el ele vererek aktif bir hale getirdik.Pazarda bir sergimiz var artık! Ekmek alamayacak durumda olan insanlarımız evinde ürettiklerini getirip sergimizde değerlendirebilir, malzemeye ihtiyacı olanlar emeklerini katarak malzemeye sahip olabilir. Siz yeter ki bir işin ucundan tutmaya başlayın, gerisi mutlaka gelecektir. Neler yapabileceğimizi hayal edin ve gelin gerçekleştirmek için beraber çalışalım. En öncelikli hareketimiz yaşadığımız doğayı canlandırmak olmalı; ağaçlar dikmeliyiz, meyve ağaçları.. Çerkezköy’ü bir meyve bahçesine dönüştürebiliriz. Yıllar içerisinde ektiğimiz meyve ağaçlarının meyvelerini reçel, meyve suyu haline getirebiliriz. Aldığımız oksijen de cabası!..ANNEN, EŞİN, KIZIN İÇİN, ABLAN, TEYZEN, HALAN İÇİN SENDE BİR MEYVE AĞACI DİK, KADINLAR ELELE ORMANINDA!!!

Sahip olduklarımız aslında sadece güneş, yağmur, toprak, su, oksijen, ağaç, sevgidir.Lüks evler, arabalar, sadece tüketim toplumunun doğaya, insanlığa,geleceğe yaptığı tahribatlardır. Bu hırs nereye kadar? Sahip olduklarımız bize yeter de artar. Paylaşmaya başlamalıyız. Ev kadınlarını düşünsenize bir... Her gün sadece evlerinde 4 saat çalışacak hale gelse ülke ekonomisine yapacakları katkıyı tahmin edebiliyor musunuz? Ev kadınlarının gücünü ülkedeki işsizlik oranına vurun! Üretmek, çalışmak, gelişmek istiyoruz; kendi sahip olduğumuz değerlerle yapabileceğimiz gerçekten çok işimiz var.

Barbaros caddesinde, yunus emre parkına bakan dükkanlardan biri dernek lokali olsun, herkes yemeklerini biz ev kadınlarının elinden yesin, çarşı içindeki sanat sokağında el işlerimizi sergileyelim. Birlikte geziler, bilinçlendirme çalışmaları düzenleyelim. Çocuklarımız için oyun evi yapalım. Ama tüm bunları yapabilmek için ellerinizi uzatmanız gerek. Kadın eli değmeli hayata; geleceğimiz kadın ellerinde şekillensin, ellerden güller açsın, karanfiller saçalım yollarımıza.Haydi elleri görelim! Üreten, güzelleştiren, özellikler katan elleri görelim!..

EL VER, EMEĞİNİ KAT, PAYLAŞ….!!!!1

KADINLAR EL ELE YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ

0542 300 56 70- Nurhan Altıntaş



Haydarpaşa Merdivenlerinde Martı Sesleri, Vapur Düdükleri, Piyano ve TULUYHAN UĞURLU

"DÜNYA BAŞKENTİ İSTANBUL" 100. KONSER


Tuluyhan Uğurlu, İstanbul 2010 için hazırladığı DÜNYA BAŞKENTİ İSTANBUL isimli projesinin 100. konserini tarihi Haydarpaşa Garı'nın mermer merdivenlerinde veriyor. 29 Temmuz 2008 Salı akşamı saat 21.00'da gerçekleşecek konserde Tuluyhan Uğurlu'ya Türk ve Batı Müziği enstrümanlarından oluşan geniş bir grup eşlik edecek. Eser 2006 yılından beri yurt içi dışında 99 kez seslendirildi. 100. konser yine İstanbul'da, Haydarpaşa'nın merdivenlerinde gerçekleşiyor. Biletleri Biletix aracılığı ile satılmakta olan konser için garın merdivenleri sahne haline getirilip, merdivenlerin hemen altında numaralı düzende bir konser mekanı oluşturuluyor.

DÜNYA BAŞKENTİ İSTANBUL PROJESİ:


“Dünya Başkenti İstanbul”, Anadolu kökenli bir ailenin ikinci çocuğu olarak Rumelihisarı’nda doğup büyüyen, erken yaşta eğitim için Viyana’ya gidip, 14 yıl doğduğu kente hasret yaşayan Tuluyhan Uğurlu’nun tutkuyla bağlı olduğu ve hiçbir zaman kopamadığı İstanbul’u anlatan çağdaş klasik bir eserdir. Uğurlu eserin ilk ezgilerini 2000 yılında yazmaya başlamış, eserin albümü 2006 yılı Nisan ayında satışa sunulmuştur. Tuluyhan Uğurlu eserini ana felsefesine sadık kalarak zaman içinde gelişen, değişen İstanbul'la birlikte tüm Türkiye'yi anlatan başlangıcı belli, sonu açık bir proje olarak tanımlamaktadır.


NERELERDE SESLENDİRİLDİ?
Dünya Başkenti İstanbul'un albüm gala konseri 6 Nisan 2006 akşamı Aya İrini'de gerçekleşti. Eser Amerika'da dört eyalette, Almanya'da, Lüksemburg'da, İtalya'da seslendirildi. Türkiye'de genellikle tarihi mekanlarda ve uluslararası kongre ve toplantıların açılış gecelerinde icra edildi.
100. KONSER İÇİN NEDEN HAYDARPAŞA GARI MERDİVENLERİ?

Tuluyhan Uğurlu'nun Dünya Başkenti İstanbul konseri Napoleone Bonaparte'ın "Eğer dünya tek bir ülke olsaydı, başkenti İstanbul olurdu" sözleri ile başlayıp bitiyor.
Fransız imparatorunun bu sözleri Kırım Savaşı için İstanbul'dan geçerken, bugün Haydarpaşa Garı'nın bulunduğu burundan İstanbul'a bakarak söylediği rivayet ediliyor.
Gerçekten bu nokta tarihi yarımadanın, yani eski İstanbul'un en güzel görüldüğü yer.

TULUYHAN UĞURLU HAYDARPAŞA'DA NELER ÇALACAK?

Dünya Başkenti İstanbul, müzikle senkronize olarak İstanbul üzerine öykülerin anlatıldığı farklı bir çalışma. Eserin "Asya'nın Geleceğe Dokunduğu Yer", "3 Dinin Kardeşçe Yaşadığı Kent", "İstanbul Trenle Tanışıyor, "Sinan'ın Kubbeleri", "Mistik İstanbul-Kutsalların Kutsalı", "Dolmabahçe'de Hüzünlü Sonbahar", "24 Saat İstanbul" gibi bölümlere yepyeni bölümler ekleniyor: "Boğaziçi'nde Erguvan Zamanı", "Yaşilçam'dan İstanbul'a Bakış ve Arabesk İstanbul", "İstanbul Sokaklarının Gerçek Sahipleri-Kentin Kedi ve Köpekleri"


NEDEN DÜNYA BAŞKENTİ İSTANBUL?
"İstanbul, geçmişinde iki kez iki büyük imparatorluğun başkenti olmuş. Bugün birlikte bir düş kuralım ve geleceğin İstanbul'unun dünyanın kültür ve ekonomisini yönlendiren bir başkent olması için birlikte bir sinerji oluşturalım" diyor Tuluyhan Uğurlu.

29 TEMMUZ 2008 SALI SAAT 21.00

DÜNYA BAŞKENTİ İSTANBUL 100. KONSER