selam günlük;
hareketli bir gündü. bir dakika bile durmadım. koşuşturdum bugün. ama güzeldi.
değişik bir sürü insan gördüm bugün. en ilginç örnekleri yaşadım bir bir diyebilirim. örneğin bir kız vardı. cinselliğini "kurtuluş"a götürecek bir "araç" olarak kullanmaktan bahsediyordu, hatta kullanıyordu bu "arac"ı.
tanımadığı insanlara bile bundan bahsederek -ki beni tanıyalı 5 dakika olmuştu- bir bakıma bundan rahatsız olmadığını kanıtlamaya ve kendini doğrulamaya çalıştığını düşünüyorum. değişik bir kızdı.
biraz, kurtuluşu kendinde araması gerektiğini ve kurtuluş diye adlandırdığının farkında olmak olduğundan bahsettim. benim uzattığım feneri eline alıp düğmesine basmak onun elinde değil mi? kimse kimsenin güneşi olamaz..
bütün gün içimden olumlama yaptım. güvendeyim dedim. allah yanımda ve evren benim için çalışıyor dedim. bir de şükür çalışması yaptım bugün. her adımda her sözün sonunda her köşede her katta her durakta şükür dedim içimden. şükrettim. çok güzel bir duygu yayılıyor insanın içine. allah'a daha yakın hissediyorsun. çok güzel bir deneyimdi. bunu bizimle paylaşan arkadışımıza teşekkür ediyorum. hem de çok.
bugün birinin üzüntüsüne lafta değil gerçekte ortak oldum. hakikaten çok da tanımadığım biri için endişelendim biliyor musun? endişelendim ama kendimi onun yaşadığının içine kaptırmadım. gerçekten yardımcı olmaya çalıştım. gerçekten UMURSADIM! çok güzeldi. o da karnında yumruk hissediyordu. yardımcı olmaya çalıştım. bende onunla hissettim ama kapılmadım...
30 altın kuralımın ilkini -yani hayatı akışına bırakmayı, yavaşlamayı- uygulayamadım. unuttum
yarın başlarım. hayır hayır şimdi başlarımmmmmm. yarın yok şimdi var.
hani o yumruk efendi var ya, kendisi arada "ben burdayım haaaa gittiğimi sanma" diyor. ama bir şey daha var bu sanırım iyi bir şey. hani flaşlar yaşıyordum ya. ataklar diyorum ben onlara. gelişleri bariz seyrekleşti. ammmaaaa gelince de VOLTRAN'ı oluşturmuş olarak geliyorlar. ve işin ilginci ne biliyor musunuz? onlar geliyor ya. içimden bir ses "iyi olmak istiyorum hemen geçsin yaaa! " diyor. saniyenin onda birinde umutsuzluğa kapılıyorum. sonra farkediyorum ve "geçmesine gerek yok geçmesede olur. farkındayım. daha iyi olucam" diyorum. sonra İNANILMAZZZ bir başağrısı geçiriyorum. ama anlatamam size. şakaklarımdan tutun, kafamın tasını içine heryer...
anlamadım bu gene the others ve dharma initiative arasında bir çatışma mı?
bugünde böyle kendim için güzel şeyler yaparak. başkalarını izleyerek. sevdiğimi düşünerek. onunla paylaşarak. hatta hatta değişimime ortak ederek geçti. elimi tuttu günlük. "sen nereye ben oraya, neymiş bakim o okuduğun bana da anlat" dedi.
evren çok değişik bir şey günlük. hergün mucizeler yaşıyorum. ve ben kendimi açmaya devam ettikçe gözlerim açıldıkça daha fazlasını görücem. bak, şimdi dinlediğim şarkı bana mesajlar yolluyor....
evren çok güzel günlük ben yeni öğreniyorum...