Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Hayatım Değişti Klubü > Mutluluk Veren Şarkılar

Uyarılar

Ben Kimim?

Hayatım Değişti Klubü ve Mutluluk Veren Şarkılar Ben Kimim? Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız 19. yüzyılın en aranan piyanistiyim. Büyük bir orkestra şefiyim. Romantik dönemin yenilik armatörüyüm. Notalar yazmasa da, nüfus kağıdımda doğum tarihim 22 ekim 1811, Macaristan Raiding yazar. Beş yaşında çocuk ruhumu piyano tuşlarına dökmem, küçük yaşlarda üstün müzik yeteneğimin bir kanıtıdır. ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Mutluluk Veren Şarkılar telkin cd indir izle İstanbul Mutluluk Veren Şarkılar nerededir kimdir Mutluluk Veren Şarkılar çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Mutluluk Veren Şarkılar hipnoz Mutluluk Veren Şarkılar olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Mutluluk Veren Şarkılar hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Mutluluk Veren Şarkılar kuantum düşünce kitap haberi

Ben Kimim?

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 20-07-2008, 01:21 AM   #1 (permalink)
Teğmen
 
Üyelik tarihi: Jun 2008
Mesajlar: 83
Tesekkür: 0
14 Mesajinıza toplam 48 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
zeitgeist is an unknown quantity at this point
Standart Ben Kimim?

19. yüzyılın en aranan piyanistiyim. Büyük bir orkestra şefiyim. Romantik dönemin yenilik armatörüyüm. Notalar yazmasa da, nüfus kağıdımda doğum tarihim 22 ekim 1811, Macaristan Raiding yazar. Beş yaşında çocuk ruhumu piyano tuşlarına dökmem, küçük yaşlarda üstün müzik yeteneğimin bir kanıtıdır. Sekiz yaşında ilk bestemi yaptım. Bir yıl sonra da ilk piyano konserim ile müzik burcunu bezedim.

On yaşında vazgeçilmez göçmenliğim başladı. Önce ailemle birlikte Viyana, iki yıl sonra da Paris. Yabancı uyruklu olduğum ve yaşım tutmadığı için Paris konservatuarına alınmadım. Ama bir yıl sonra yani, 7 mart 1824’te tek konserimle Paris’in sanat tapınağını dinamitledim. Bu bana Paris’in aydınlar ve ressamlar çevresinde dostluk pencerelerini açtı. Alfonse de Lamartine, Victor Hugo, Heinrich Heine, George Sand, Alfred de Musset bu pencereye gölgeleri vuran arkadaşlarımdır. Bütün Avrupa’yı dolaştım ve hemen her yerde müziğimin yelkenlerini açtım. İrlanda, Portekiz, Rusya, İstanbul dahil. Saçlarıma kırağı düşmüş ve yüzümde muhacirliğin hüznünü göstererek, Halife Abdülmecit benim profilden bir tablomu bile yapmıştır. 1834’te Kontes Marie d’Agoult ile evlendim ve Cenevre’ye yerleştim. Bu evliliğimden iki kız, bir oğul sahibi oldum. Kızlarımdan Cosima’yı Richard Wagner ile evlendirerek kendimden sonra müziğe damgasını vuracak olan bu müzisyenin kayınpederi olmuş oldum.

Papaz olmakla, ateizm arasında volta atıp durdum. Seçkin bir öğretmendim ama bu öğrencime aşık olup, karşılık göremeyince rı denememe engel teşkil etmedi. İmzamı 700’den fazla bestemin altında ışıltıyla parlattım. En çok ta senfonik şiirin bulucusu olarak… Deneme yazılarım kitaplar dolusu durur notalarımın gölgesinde... Haaaaa bu arada ciltler dolusu yazışmalarımı da unutmamak gerekir. Baharda Kraliçe Victoria tarafından kabul edildim ama ardından gelen yazın ömrümün yolunu keseceğini bilemezdim. Bayreuth festivali sırasında kronik bronşitim, zatürreye çevirdi.

Tarihler 31 temmuz 1886’yı gösterirken, ölümde konakladım ama ismim ölümsüzlükle kucaklaşmıştır…

BEN KİMİM???...



Cevap:Franz LISZT

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

__________________
zeitgeist isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 20-07-2008, 01:24 AM   #2 (permalink)
Teğmen
 
Üyelik tarihi: Jun 2008
Mesajlar: 83
Tesekkür: 0
14 Mesajinıza toplam 48 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
zeitgeist is an unknown quantity at this point
Standart Ynt: Ben Kimim?

16 Aralık 1770’te Almanya’nın Bonn kentinde doğdum. Flaman göçmeni olan dedem, Köln valisinin sayar müzikçilerindendi. Babam Johann koro üyelerindendi. Babamın amacı beni bir Mozart gibi yetiştirmekti. Bu yüzden çocukluğumun uzun saatleri piyano başında geçti. Gündüzleri odaya kapatmalarla, geceleri cezanın sığınağında… sekiz yaşında halk önünde piyano, keman ve org çaldım. On yaşında sarayın orgcusu Chiristian Gottlob Neefe’den müzik kavramı ve kompozisyon dersleri aldım. On üç yaşında orgculuk yapmaya başladım. On yedi yaşında Viyana’ya gidip Mozart’la tanıştım ve Mozart benim dehamı keşfeden ilk kişi oldu. Annem ölüm uykusunda, babam alkolün tutsağı, iki erkek kardeşimde bakım beklemekteydi. Kilisede ve tiyatrolarda viyola çalarak ailemin geçim kapısına bereketin çıngırağını taktım. Yaşamım bunalımlarla eş anlamlı geçti hep. 32 yaşında en değerli uzuvlarımdan birini tamamen kaybettim. İntiharın eşiğine kadar geldim. İçkiyi değil ama kahvemi kendi ellerimle pişirmeyi çok severim. 42 yaşında yakın bir dostumun eşi sanılan ve adı hiçbir zaman açıklanmayan sevgilimden ayrıldım. Onun için kocaman pipom hiç ağzımdan düşmemiştir. 56 yaşında genç yeğenim Karl’ın r girişimiyle yaşamımda bir yıkım daha oldu. Koku kullanmayı hiç sevmem, ama tam bir temizlik düşkünüyümdür.

Gençliğimde kapalı bir üslubun, rokoko sanatının etkisinde yapıtlar, orta katmanımda derin duygu hareketlerinde yankısını bulan yapıtlar ve ölüme yaklaşırken de egzantirik kişiliğimle romantizme doğru yönelen bir çabanın anıtlarını yaptım.

Mutluluğun kapısını yüreğimin altın anahtarıyla açtığım halde, hiç kimseyi mutlu etme amacıyla beste yapmamışımdır. Bütün yapıtlarım, iç dünyamın parlaklığı sönmeyen aynası gibi olmuştur.

Bir soru: Otuz yıl boyunca yalnız ve yalnız yüreğinin sesiyle beste üreten kim var benden başka?... Yanıtını bulmak için müzik sanatının anıtı sayılan yapıtlarıma ve 8 bin sayfadan oluşan 400 defterin satır aralarına bakınız…

Zamanın aynasında şu fotoğrafı çektirdim… Kısa boylu ve şişmancayım. Siyaset dışında konuşmayı pek sevmem. Daima şık giyinen bir derbederim. Kırmızı yüzümde gür kaşlarım bir demet gelincik gibi durur. Bakışlarım etkileyicidir. Kar rengi saçlarım geniş omuzlarımda dalgalanır. Ağacı insandan daha çok sevecek kadar bir doğa tutkunuyum.

Derler ki klasik dönemi, romantizme bağlayan bir köprüydü yaşamım ve yapıtlarım. 26 Mart 1827’de ölümsüzler köprüsündeki yerimi aldım. Hava fırtınalı, gök gürültülü idi…

BEN KİMİM???...



Cevap:Ludwig Van BEETHOVEN
__________________
zeitgeist isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 20-07-2008, 01:26 AM   #3 (permalink)
Teğmen
 
Üyelik tarihi: Jun 2008
Mesajlar: 83
Tesekkür: 0
14 Mesajinıza toplam 48 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
zeitgeist is an unknown quantity at this point
Standart Ynt: Ben Kimim?

Göz kapaklarım dünyaya, İsviçreli bir demiryolu mühendisi babayla, Basklı bir annenin çocuğu olarak 7 Mart 1875’te Pireneler’in kucağındaki Ciboure’da açıldı. Yedi yaşına kadar uykularımın tek ninnisi oldukça iyi öğrendiğim piyano tuşlarının ritmidir. Müzik konusunda babamdan her desteği gördüm. 1889’da yani 14 yaşındayken, alnı açık olarak Paris Konservatuarının merdivenlerinden adımımı attım. Bu, 20. yüzyılın öncü bestecilerinden biri olmanın adaylığına atılmış bir adımdır aynı zamanda. Müzikle anlam kazanan yaşamımın on yılı ve aynı zamanda kendime sığınacak bir yuva bulmamdır aynı zamanda. Konservatuarın beni kompozisyon dalında üç kez Roma Ödülü’ne aday göstermesine karşın, ben bir mansiyonla yetindim. Oysa hiçbir zaman virtüöz bir piyanistliğe özenmemiş, yalnızca besteciliğe gönül vermişimdir. Böyle olduğu halde ödül sorunu bir skandal halesiyle çevrelendi. Çünkü çalışmalarım, aşırı tutucu olan seçici kurul üyeleri tarafından aşırı bulunmuştu. Ama başta Romain Rolland olmak üzere kimi romancı ve müzikologların desteği kazanç haneme yazıldı. Ve sonuçta konservatuarın baş yöneticisi Theodore Dubais görevden ayrıldı, benim payıma da bu ödülden 1901 yılında bir ikincilik düştü.

Avrupa’yı kavuran savaş kabusunda, gönüllü olarak Fransız ordusuna kaydımı yaptırdım. Savaş biter bitmez müziğin filizi yeniden yüreğimde yeşermeye başladı. Bir yandan beste çalışmalarına devam ederken bir yandan da vazgeçilmez hobim olan mekanik oyuncakları biriktirerek, ruhsal bunalımlarıma çare bulmaya çalıştım.

1920 de iki yıl süresince Viyana, Stockholm ve Londra’ya turnelere çıktım

1922 de İtalya, İskandinavya ve Amerika’ya düştü yolumun gölgesi.

1928 de Oxford Üniversitesi’nce doktora payesiyle onurlandırıldım.

1932 de bir trafik kazası geçirerek yaşam ipliğim kopma noktasına geldi. Bu ruhsal dengemin de yoldan çıkmasının bir belirtisidir. Beynimde tümör olduğu gerekçesiyle, ameliyat masasına yaşam huzurunu bulmaya çıktım. Aslında yaşamımın son beş yılında, afazinin tutsağı oldum ve konuşma yeteneğimi kaybettim. Artık nota yazmak bir yana, imza atmaktan bile yoksundum. Ama yinede müzik yaşama sevincimin tek belirtisidir. Sonuçta, beynimi tıkayan damarlardan birini açmak amacıyla yapılan ameliyat masasında, başarısızlığa uğradım ve son günlerimi geçirdiğim Paris’in banliyösü Levallois’te, 28 Aralık 1938’de toprağa verildim.

Mezarımın başında başta Stravinski olmak üzere seçkin müzikçiler vardı ve İspanyol ritmiyle bezediğim, müzik tarihinin en büyük kreşendosu, o tarihten bu yana bir klasik müzik parçası olmasına karşın, hala best-seller tahtındaki erişilmez yerini korumaktadır.

BEN KİMİM???...



Cevap:Maurice RAVEL
__________________
zeitgeist isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 20-07-2008, 01:28 AM   #4 (permalink)
Teğmen
 
Üyelik tarihi: Jun 2008
Mesajlar: 83
Tesekkür: 0
14 Mesajinıza toplam 48 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
zeitgeist is an unknown quantity at this point
Standart Ynt: Ben Kimim?

Ömrüm kısa, müziğim engin ve adım oldukça uzundur. İlk iki ismim doğduğum gün 27 ocak 1756’ya denk düşen bir azizin adı. Önadlarımdan ilki annemin sağlık ve sosyal işler komiseri olan babasına yani dedeme ait. Theophilus adım ise tüccar ve belediye meclisi üyesi vaftiz babam tarafından konmuştur. Ama daha sonra bu theophilus değiştirilecektir.

Adından en çok söz edilen, üstüne en çok yazı yazılan, yaşamı sinema ve tiyatronun kaynağı olan tek besteciyim. Babam Leopold, besteci ve kemancı, örnek bir Rönesans müzikçisidir. Annem Anna Mari Pertl, iyi koşullarda yetişmiş bir burjuva kızıdır.

Üç yaşında klavsen çalmayı öğrendim. Beş yaşında ilk menuet’imi besteledim. Sekiz yaşında Paris’te ilk yapıtlarım yayınlandı. Dokuz yaşında senfoni sahibi oldum. Ablam Maria Anna ile konserler verdim. On iki yaşında ilk operam olan “La Finta Semplice”yi Viyana için besteledim. On üç yaşında ilk operam Salzburg’da oynandı. On beş yaşında Aloysia Webwe’e aşık oldum ama bir yıl sonra babamın kalbini kırmak pahasına Aloysia’nın kız kardeşi Constanze ile evlendim. Oldukça iyi bir gözlemciyim. Friedrich Handel’den sonra bağımsız ilk besteciyim. Ölesiye çalışmama, bütün başarılarıma rağmen hiçbir zaman ekonomik durumum düzlüğe çıkmadı. Borçlarımı Mason biraderlerimin sevgileri de ödeyememiştir. Bana, bir delikanlı kadar genç, bir yaşlı kadar bilge derlerdi. Bir başka özelliğim ise, her müzik biçimi için örnekler vermem ve her biçimi kusursuzluğa ulaştırmamdır. Müziğimde doğanın sesinden çok, insan doğasının sesini yansıtmışımdır. Kısacık yaşamımda 600 den fazla eserim olmuştur. Tarih 5 aralık 1791’i gösterirken hayat defterinden kaydım silinmiştir. Bir söylentiye göre zehirlenerek öldürülmüşüm. Bir başkasına göre de böbreklerimdeki rahatsızlık yüzünden ölümün acı suyu dudaklarımda donmuştur.

Cenazemde fırtına ve yağmurdan başka hiç kimse olmamıştır. Birkaç mezarcı tarafından Viyana dışındaki yoksullar mezarlığı St. Marx’a entrikalardan uzak saf yüreğim ve çıkarlarını korumayı bilmeyen çocuksuluğum ile birlikte gömüldüm…

BEN KİMİM?...



Cevap:Johannes Chrysostomus Wolfgangus Theophilus (Amadeus) MOZART
__________________
zeitgeist isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 20-07-2008, 01:32 AM   #5 (permalink)
Teğmen
 
Üyelik tarihi: Jun 2008
Mesajlar: 83
Tesekkür: 0
14 Mesajinıza toplam 48 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
zeitgeist is an unknown quantity at this point
Standart Ynt: Ben Kimim?

Dünyanın “keman” burcuna girdiği 1678 yılında meleklerin şarkılarıyla inlediği Venedik’te açtım gözlerimi hayata. Babamın gondolculuk yaparak bizi geçindirdiği pek bilinmez ama, bütün tarih kitapları, onun çok iyi bir kemancı olduğunu anlatır hep… Bu yüzden okuma yazma öğrenmeden, babamdan sıkı bir keman dersi aldım. Saçlarım kızıla çalardı ve hep solgun bir yüzüm vardı. Sağlıksız bir çocukluk geçirdim… Babamdan aldığım keman derslerinin yanında, çağımın müzikçilerinden Legrenzi’den de öğrendiklerimi ekledim bilgilerime. Daha sonra Barok çağın caddelerine müziğin temel taşlarını döşemeye başladım… Sağlıksız geçen çocukluğumdan dolayı ailem benim “papaz” olmamı isterdi. Ve saçlarımın kızıl renginden dolayı da, müzik defterlerine lakabım “kızıl papaz” olarak geçti… 25 yaşında papaz oldum. 1740 yılına kadar yani hayatımın 37 yılını Venedik’teki “ospedale della pieta” müzik seminerinde keman öğretmeni olarak geçirdim. Bu ikinci mesleğim olan papazlığa da çok uygun oldu. Çünkü adı geçen müzik okulu yetim ve evlilik dışı doğan çocukları korumak amacıyla kurulan dinsel bir yuvaydı. Ayrıca bu yuvada her türlü müzik ve çalgıyı denemeye elverişli bütün ses ve çalgı unsurları elimin altındaydı. 1713 ile 1739 yılları arasında yani 20 yılda tam 45 tane opera besteledim. 554 tane çalgı yapıtı, 75 tane sonat, 23 tane senfoni, 454 konçerto ve 40 tane kutsal müzik yapıtı yarattım… O dönemde Venedik sahnelerinde en çok operası seslenen besteciyim… Ölümümden bir yıl önce sevgilim Anna Giraud uğruna ülkemi terk edecek kadar aşka pervaneyim…Geçimsiz karakterim yüzünden sevgilim beni terk edince, Viyana defterini ömür boyu kapattım. Ardımdan yas tutulmadı ve çağdaşlarımın küçümsediği müziğim, ölümümden yüz yıl sonra unutulmuşluğun dehlizinden J.S. Bach’ın araştırmalarıyla size kadar ulaşmıştır…

Bilin bakalım BEN KİMİM?...



Cevap:Antonio VIVALDI
__________________
zeitgeist isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 20-07-2008, 01:35 AM   #6 (permalink)
Teğmen
 
Üyelik tarihi: Jun 2008
Mesajlar: 83
Tesekkür: 0
14 Mesajinıza toplam 48 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
zeitgeist is an unknown quantity at this point
Standart Ynt: Ben Kimim?

7 Mart 1833’te Hamburg’un kenar mahallelerinden birinde dünyaya geldim. Babam Johann Jakob iyi yürekli, içkiyi ve dans etmeyi seven neşeli bir adamdı. Yoksul yaşamının bir yüzünü dans salonlarında çaldığı keman sesi, öteki yüzünü çocuklarına aşıladığı müzik sevgisi ışıtırdı. Annem Chiristina babamdan 17 yaş küçük ve bir ayağı topaldı. Kardeşim Fritz de müzisyendir.

14 yaşında bütün birahanelerin adresleri ezberimdeydi. Bu yaşlarda serseriliğe mahkum bir hayata aday oldum. 20 yaşında halk şarkılarının ünlü bestecisiydim. İnce yüz hatlarımı, sarı saçlarımı sardığım kasketime gizlemeyi severim. 30 yaşında güçlü ve sakallı bir beyefendiydim. 47 yaşında söylediğim şu sözler kitaplara geçmiştir…” Size hayatım hakkında güzel ve ciddi şeyler anlatamıyorsam, nedeni, notalarımın bana daha ilginç gelmesidir”…

Yaşamımın ırmağı iki koldan su aldı. Biri kişiliğimin oluşumunu biçimleyen Macar kemancı Eduard Reményi, öteki, çağımın ünlü bestecisi Robert Schumann. Reményi ile çağımın en ünlü müzisyenlerini tanıdım. 44 yaşındaki Schumann ise, dehamı ilk keşfeden kişi olmuştur.

Bir kadın tanımıştım. Clara…Annem yaşındaydı. 40 yıl boyunca onu sevdim. Hem de çok sevdim… Aşkım, geri alıp yaktığım mektupların küllerinde kaldı…

Agahta, Bertha Porubszky, Elizabeth, Ottilie Hauer, Julie Schumann… Bunlar hayatıma giren diğer kadınlardı. Hepsini de sevdim ama Clara dahil hiç biriyle evlenmedim…

Hiç evlenmedim ama çocuklarım dediğim yapıtlarıma adadım yaşamımı.

En sevdiğim kent Viyana. İkinci vatanımdır orası benim. Besteciliğim ve günlük yaşamımla Beethoven’in üvey kardeşiyim. İkimizde Almanya’da açtığımız defterimizi Viyana’da kapattık.ikimizde doğa aşığıydık. İkimizde klasik üstadıydık ikimizde yumuşak kalpli ama dostlarımıza karşı hoyrattık. İkimizde şakayı çok severdik. İkimiz içinde anne sevgisi her şeyden yücedir. İkimiz içinde müzik matematik işidir. Ne kadar çok ortak yönümüz var değil mi?...

1.senfonimi on yılda besteledim. Saf müziğin sadık koruyucusuyum. Asıl alanım oda müziği. Ardından 4 senfoni, 4 konçerto, 5 yaylı çalgılar kuarteti, 3 piyanolu kuartet, bir piyanolu kuartet, 2 yaylı çalgılar seksteti. Tabii 180’in üzerinde şarkı bunların dışında…

3 Nisan 1897 de bütün dostlarım başucumda bir çiçek demeti gibi dururken, ölümün sandalına binerken şu sözler ister istemez dudaklarımdan dökülmüştü “daha kendimi anlatmaya başlamamıştım bile”… Yıllardır boğa burcunun otağında konakladım, aşk ve arzuyla yoğurdum müziğimin büyüsünü…

BEN KİMİM???...



Cevap:Johannes BRAHMS
__________________
zeitgeist isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 20-07-2008, 01:38 AM   #7 (permalink)
Teğmen
 
Üyelik tarihi: Jun 2008
Mesajlar: 83
Tesekkür: 0
14 Mesajinıza toplam 48 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
zeitgeist is an unknown quantity at this point
Standart Ynt: Ben Kimim?

07 Mayıs 1840 tarihinde, Ural Dağları’nın kucağındaki Votkinsk kentinde dünyaya merhaba dedim. Votkinsk bir maden kentidir ve babamda devlet madenlerinde işletme sorumlusuydu. Nevrotik eğilimli yaşamımın 8 yılı bu kentte yarı Fransız olan annemin söylediği halk ezgileriyle opera aryalarının, özellikle de Mozart’ın “Don Juan”ını dinleyerek geçirdim. Beklide bu yüzden yaşamım boyunca kendime en yakın bulduğum besteci Mozart olacaktır.

1845’de yani 5 yaşında piyano derslerine başladım. Yine aynı yıllarda dadım Fanny’nin yönlendirmesiyle Fransız edebiyatını tanıdım. 14 yaşında ilk şarkımı besteledim. Ama ardından silik kişilikli babam devlet memurluğundan istifa etti ve ailem zorunlu bir göçebelik dönemine girdi. 4 yıl sonra, yani 1848’de St.Petersburg’da konakladık.

1850’den başlayarak 9 yıl hukuk fakültesine devam ettim. Mezun olur olmazda Adalet Bakanlığı’nda yüksek düzeyde bir memurluğa atandım. Bu arada Lomakin’in korosunda şef yardımcılığı yaptım. 1854 yılında tutkuyla bağlı olduğum annem koleradan ölünce bestecilik arzuları yeniden filiz verdi yüreğimde. Rus Müzik Kurumu’nun derslerine katıldım. 1862’de de Adalet Bakanlığı’ndaki işimden ayrılarak yeni kurulan St.Petersburg Konservatuarı’na kaydımı yaptırdım. 1865’de Konservatuardan mezun olurken yazdığım Kantat gümüş madalya ile ödüllendirildi. 1 yıl sonra Nikolai Rubinstain’in daveti üzerine Moskova Konservatuarı’nda armoni öğretmenliğine başladım ve bu kurumda geçirdiğim 11 yıl içinde bir çok başyapıtımı imzaladım. 1877’de öğrencim Antonina Milyukova ile evlendim. Ama bu birliktelik, ancak 9 hafta sürdü.

Eşcinsel eğilimim beni çevremden uzaklaştıracak azgınlığın sularındadır. Bu yüzden karımdan ayrılmasam bile bu evliliğe dayanamayacak ve rın eşiğinde noktalamak istiyordum yaşamımı. Ama yinede 1878 Mayıs’ında hem Moskova’dan, hem karımdan ayrılmadan önce 3 başyapıt daha bestelemeyi başardım. Bedenim ve ruhum r krizlerinin rüzgarı ile savrulurken, Nadejda Von Meck adında bir kadınla tanıştım. Kendimden 10 yaş büyük genç yaşta dul kalmış, 11 çocuklu bu zengin kadın bana hayrandı ve gizliden gizliye de para yardımı yapmaktaydı. Birbirimizi hiç görmeden tam 13 yıl durmadan mektuplaştık. Doktorların önerisi üzerine karımdan ayrıldıktan sonra Rusya’yı terk ettim.

1878-1885 yılları arasında Batı Avrupa ile Rusya arasında mekik dokudum. Önce Cenevre’ye, sonra, İtalya’ya düştü yolum. 1888’de Almanya, Fransa ve İngiltere’de orkestralar yönettim. 1890’da koruyucum Von Meck ile ilişkim birden kesildi. Bu durumda derinden yaralanarak, ölümle dudak dudağa geldiğim anda bile “Meck” adını sayıkladım. Mektuplarını yanıtlamayan Von Meck’de 2 yıl sonra ölümün tuzlu şerbetiyle dudaklarını yıkadı. 1891’de yoğun bir Avrupa turnesinden sonra pusulamı A.B.D.’ye çevirdim.

Ve son yapıtım Altıncı Senfoni’nin ilk seslendirilişini yönettikten birkaç gün sonrada St.Petersburg’da koleradan öldüm.

Bir söylentiye göre, kolera salgını sırasında, hiç yapılmaması gerekeni yapmış, musluk suyunu kaynatmadan içmişim. Bir başka söylentinin farklı anlatımına göre ise, bir soylunun genç yeğeni ile ilişkiye girdiğim için ya zehirlenmiş, ya da yüreğimin pasını arsenikle temizlemiş; yani r etmişimdir.



BEN KİMİM???...



Cevap:Pyotr Ilich TCHAIKOVSKY
__________________
zeitgeist isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 20-07-2008, 01:41 AM   #8 (permalink)
Teğmen
 
Üyelik tarihi: Jun 2008
Mesajlar: 83
Tesekkür: 0
14 Mesajinıza toplam 48 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
zeitgeist is an unknown quantity at this point
Standart Ynt: Ben Kimim?

Rus Yahudisi göçmen bir ailenin oğlu olarak, 26 Eylül 1898’de New York Brooklyn’de dünyaya geldim. 6 yaşında “Jazz”ı tanıdım. 12 yaşında parmaklarım piyano tuşlarında gezinmekteydi. 1914 yılında müzik mesleğine atıldım. İşim, Jerome Remick yayın evinde piyanist olarak şarkı tanıtıcılığıydı. 1916’da yayımlanan ilk şarkım, “When You Want Em You Can’t Get Em”i besteledim. Bestem pek başarılı bulunmasa da Broadway’deki meslektaşlarımın dikkatini çekmeyi başardım. 1. Dünya Savaşı’nın sürdüğü yıllarda bütün mesaimi piyano, armoni ve orkestrasyon çalışmalarına ayırdım. Bir yandan da praova piyanisti olarak yaşamımı kazanmaktaydım. Savaşın son yıllarında bir çok bestem Broadway Müzikallerinde yer aldı. Bunlardan Al Jolson’un söylediği “Swance” adlı şarkım olağan üstü bir başarı kazandı. 1919’da ilk müzikalime imza attım: “La La Lucille”. 1922’de “Blue Monday” başlıklı kısa bir operaya imzamı attım. 1924’ kadar da “George White’s Scandals” için şarkılar besteledim. Bu arada zamanın ünlü orkestra şefi Paul Whitemann’ın dikkatini çekerek O’nun arzusu üzerine en beğenilen yapıtımı meydana getirdim.

1924 yılında bir başka başarımda “Lady Be Good”un sahnelenmesiydi. Bu müzikal, aynı zamanda şarkı sözü yazarı ağabeyim, Ira ile işbirliğinin temel taşlarını da attı. Çünkü ikili olarak, sonraki 10 yılda Broadway tarihinin en önemli şarkı yazarı çiftlerinden birini oluşturacaktık.

Benim bir özelliğimde şarkılarımın aynı zamanda film müziği olarak kullanılmasıdır. Hatta, ölümümden sonra 1945 yılında yaşamımdan kesitler sunan bir filmde yapıldı. 1935 yılında Dubose Heywart’ın “Porgey” adlı romanından uyarladığım “Porgey and Bess” başlıklı operam başyapıtım sayılabilir. Bu operanın librettosunun altında da yine ağabeyim Ira ile Dubose Heyward’ın imzaları bulunmaktadır.

Yaşama gözlerimi New York’da açmıştım, yine New York’da yolun yarısını henüz geçmişken 11 Temmuz 1937’de hayata gözlerimi kapadım.



BEN KİMİM???...



Cevap:Georg GERSHWIN
__________________
zeitgeist isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 20-07-2008, 01:44 AM   #9 (permalink)
Teğmen
 
Üyelik tarihi: Jun 2008
Mesajlar: 83
Tesekkür: 0
14 Mesajinıza toplam 48 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
zeitgeist is an unknown quantity at this point
Standart Ynt: Ben Kimim?

31 Mart 1732 tarihinde Avusturya’nın Rohrau bölgesinde, bir araba tekerleği tamircisi babayla, köy beylerinin evinde aşçılık yapan bir annenin ikinci çocuğu olarak dünyaya geldim. Harika bir çocuk değildim. Ailemde ise müzikle ilgilenen hiç kimse bulunmamasına rağmen, yoksul babamın gönlü müziğin kıvılcımı ile kavrulmaktaydı. Babam, bu hayranlıkla daha altı yaşımı bile doldurmadan bendeki müzik cevherini keşfetti. Ve hayat yolum, Hainburg müzik okulunun önüne düştü. Altı yaşını doldurmadan ayrıldığım baba evine, kısa ziyaretler dışında bir daha dönmedim. İki yıl sonra, sesimin güzelliği Viyana’daki St. Stefan kilisesi koro şefinin dikkatini çekti ve dokuz yıl boyunca da, yani ses titreşimimi yitirinceye kadar bu kilisenin korosunda söyledim. 1750’de keman ve org çalmayı öğrendiğim bu kiliseden bir muzipliğim bahane edilerek atıldım. Bu aynı zamanda üç eski gömlek, bir ceketten başka varlığı olmadan, beş parasız, 17 yaşında başımın çaresine bakmak demekti. Gecelerim, müzisyen bir arkadaşımın evinde tavan arasında, günlerim ise, şarkıcılık yaparak, pazar ayinlerinde org çalarak, düşük ücretle dersler vererek geçti…

Beş yıl sonra şansım, meslekten müzikçi tek öğretmenim Niccolo Porpora’yı karşıma diker ve onun özel hizmetlerini görmem karşılığında beste yapmamın yolları yanında İtalyancayı da öğrendim. 1759’da Bohemya’da, Kont Morzin’in şatosunda, müzik yönetmenliği görevini üstlendim. Dört yıllık bu görevim sırasında, ilk bestelerimin de alevi parlamaya başlamıştır. 1760’da Maria Keller ile evlendim. Ama evlilik yaşamım da, müzik yaşamım gibi mutluluktan pek nasibini almadı. Bir berberin kızı olan öğrencime sevdalandım, fakat kız manastıra kapatılınca kızın ablasıyla evlenmek zorunda kaldım. Evliliğim mutluluk getirmediği gibi, çocuklarımda olmadı. Keller, geçimsiz ve huysuzdu. Kendinden başkasını umursamaz, ayrıca müzikten anlamadığı için benim çalışmalarımı da önemsemezdi. Bu durumda aşk ateşimi başa kadınların yüreğinde söndürmeye çalıştım. Genç soprano Luigia Polzelli ile yıllar süren aşk ilişkim de, yürek yangınından başka bir şey değildi. 1761’de yaşamım boyunca hizmetinde kalacağım Prens Paul Anton Esterhazy ile tanıştım. Ve 107 senfonimin 85’i, 25 operam ile 83 yaylı çalgılar kuartetimin çoğu bu tarih ile 1790 arasında, yaratıcılığımın simgesi olarak kariyerime kaydedildi.

1785’te, dostluğunu ömür boyu taşıyacağım MOZART’la tanıştım. 1 Ocak 1791’de tek kelime İngilizce bilmediğim halde Londra’ya gittim ve 18 ay orada kaldım. Yaşamım bir sevgi halesi ile çevrilidir ve Oxford Üniversitesi tarafından, onursal doktora ile ödüllendirildim. 1,5 yıl sonra yolum yine Viyana’ya düştü ve İngiltere’de kazandığım parayla, bugün benim adımı taşıyan ve müze olarak kullanılan Gumpendorf’taki evimi satın aldım. Bu arada Bonn’dan geçerken tanıdığım, 22 yaşındaki BEETHOVEN’e Viyana’da ders vermeye başladım ama ikimizin yıldızı bir türlü barışmadı ve aramızda bir dostluk kurulmadı. 1794’te yine bir Londra yolculuğu yaptım ve bir yıl sonra da, bu kez zengin ve mutlu bir insan olarak yeniden Viyana’ya döndüm. Artık kendimi tümüyle besteciliğe adamıştım. Dindar bir adamdım. Ömrümün mutluluk aynasına yansıyan “yaratılış”, 1798 nisanında seslendirildi ve dinleyenleri büyüledi. 1797’de “Gott erhalte Franz den Kaiser” başlıklı şarkımı Avusturya ulusuna armağan ettim. Bu şarkı önce “Avusturya Marşı”, daha sonra da Almanya’da ulusal marş olarak yıllarca kullanılmıştır. 27 mart 1808’de son kez halk arasına çıktım. Çünkü o gün ölümsüz yapıtım, bir grup üniversiteli amatör sanatçı tarafından yorumlanacaktı.

Son yıllarımda Avrupa’nın dört bir yanında onurlandırıldım. Stockholm, Amsterdam, St. Petersburg ve Paris müzik derneklerinin onursal üyesi oldum. 76. doğum günümde öğrencim BEETHOVEN, önümde diz çökerek elimi öptü.

31 mayıs 1809’da ölüme göz kapaklarımı kapadığımda mirasım şöyle açıklandı: 108 senfoni, 68 yaylı sazlar dörtlüsü, 60 piyano sonatı, 15’i günümüze kalan 25 opera ve 4 oratoryo... Aynı günlerde Napolyon’un orduları acımasızca Viyana’yı bombalamaktaydı. Cenazem, kalabalık Fransız generallerinin katılımıyla Mozart’ın “Requem”i eşliğinde kaldırıldı.

BEN KİMİM???



Cevap:Franz Joseph HAYDN
__________________
zeitgeist isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 20-07-2008, 01:47 AM   #10 (permalink)
Teğmen
 
Üyelik tarihi: Jun 2008
Mesajlar: 83
Tesekkür: 0
14 Mesajinıza toplam 48 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
zeitgeist is an unknown quantity at this point
Standart Ynt: Ben Kimim?

1 Mart 1810 tarihinde Varşova yakınlarında Wola’ya bağlı Zelazowa kasabasında dünyaya geldim. Nicholas adlı Fransız göçmenle, Polonyalı bir kadının tek oğullarıyım. Babam öğretmen olduğu için, 12 yaşıma kadar evde özel öğrenim gördüm. 7 yaşıma gelmeden Polonya halk dansları ve şarkılarından esinlenerek küçük danslar besteledim. 7 yaşımda ilk polonezim yayınlandı. 1818 yılında yani, sekiz yaşımda artık soylu ailelerin konaklarında piyano resitalleri vermeye başladım. Halk konserlerinde ise başarımı kat kat arttırdım. 1822 – 1827 yılları arasını ortaokul günlerim doldurdu. Bu arada Varşova Konservatuarının müdüründen müzik dersleri aldım. Ardından 2 yıl daha konservatuarda müzik kuramı ve bestecilik derslerine devam ettim. O zamanlar biricik özlemim Varşova’nın sınırları dışına taşmak, Paganini ve Hummel gibi çağdaşların müzik ortamında yaşamaktı. 1828 yılında Avrupa’nın sanat merkezlerine yolculuğa çıktım. Berlin ve Viyana’ya gittim. Fakat Avrupa’daki toplumsal huzursuzluktan etkilenerek tekrar Varşova’ya döndüm. 1830’un sonbaharında yeniden Viyana’ya yolculuk yaptım. Ve birkaç ayın ardından rotamı Paris’e çevirdim. Paris’te parasız pulsuzdum. Ama birkaç konser verip elim biraz para görünce yerleşmeye karar verdim. Kısa sürede incelikli piyanistliği ve parlak kişiliğim ile Paris’in seçkin çevresine girmeyi başardım. Müzisyen, yazar ve ressamlarla arkadaşlıklar kurdum. Bunların arasında, Hector Berlioz, Felix Mendelsshn, Franz Lizst ve Vincenzo Bellini vardı. Eugene Delacroix bir portremi yaptı. Balzac, Heine, Alfred de Musset de yazar dostlarımdı.

1835’te yüreğimdeki sıla özlemini dindirmek için Polonya’ya döndüm. Anne ve babamla Bohemya’da mutlu günler geçirdim. Daha sonra eski Polonyalı dostlarımı görmek üzere ailemle Almanya’ya geçerek Dresden’e gittim. Orada dostlarımın 16 yaşındaki kızına aşık oldum, ancak kızın ailesi, sağlık durumuma ilişkin olumsuz söylentiler üzerine evlilik vizesini vermedi. İki yıl sonra tekrar Paris’e döndüğümde bu kez Franz Liszt aracılığıyla George Sand takma adını kullanan Aurore Dudevant ile tanıştım. Ben 26, Sand 32 yaşındadır ve henüz kocasından boşanmıştır. Erkek giysileri içinde sigara içen görüntüsüyle güzel olmasa da çevresinde hayranlık uyandıran bir kadındı. 18 yaşındayken bir baronla evlenmiş, ondan 2 çocuğu olmuştur. 1838 kışında Sand ve çocuklarıyla Mallorca adasına gittim. Palma sırtlarında bir manastıra yerleştik. Sand’ın özenli bakımı sayesinde 1839 yılında güç toplayarak Paris’e döndüm. Paris’te de yaşamlarımız ayrı evlerde ama birlikte sürdü. 1941 – 1846 arasında yazlarım Sand’ın yaz evinde geçti. 1847 yılına kadar süren ilişkimiz bir aile tartışması yüzünden son buldu. 24 kasım 1848’de Paris’e döndüğümde verem olarak tanımlanan hastalığım yüzünden yorgun ve zayıf düşmüştüm. 1949 ilkbaharında durumum çok kötüleşti. Kız kardeşim Polonya’dan gelip ölene kadar başımda yaşam nöbeti tutmuştur. 11 ay süren bu nöbetten sonra 17 ekim 1849’da hayata veda bestemle ölümün sonsuz yolculuğuna çıktım.Yani Sand’dan ayrıldıktan 2 yıl sonra öldüm. Sand ise 17 yıl daha yaşlanarak 8 haziran 1876 da yaşamını noktaladı. Vasiyetim, ölümümden önce tamamlanmamış el yazmalarımın yok edilmesi ve cenazemde Mozart’ın “Requem”inin çalınmasıydı

Ben kimim???



Cevap:Fredric CHOPIN
__________________
zeitgeist isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Ben Kimim?

Hayatım Değişti Klubü ve Mutluluk Veren Şarkılar Ben Kimim? Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız 19. yüzyılın en aranan piyanistiyim. Büyük bir orkestra şefiyim. Romantik dönemin yenilik armatörüyüm. Notalar yazmasa da, nüfus kağıdımda doğum tarihim 22 ekim 1811, Macaristan Raiding yazar. Beş yaşında çocuk ruhumu piyano tuşlarına dökmem, küçük yaşlarda üstün müzik yeteneğimin bir kanıtıdır. ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Mutluluk Veren Şarkılar telkin cd indir izle İstanbul Mutluluk Veren Şarkılar nerededir kimdir Mutluluk Veren Şarkılar çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Mutluluk Veren Şarkılar hipnoz Mutluluk Veren Şarkılar olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Mutluluk Veren Şarkılar hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Mutluluk Veren Şarkılar kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 01:29 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.