İçindeki Devi Uyandır Kitabından AlıntılarHedef Ön Hazırlık ve Hedefler Makaleler İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız DÜN, BUGÜN, YARIN
Bazen daha şimdiden nerelere kadar gelmiş olduğumuzu gözden kaybediveririz, ya da hayatta daha nerelere gitmemiz gerektiği gözümüzden kaçıverir. Şu sayfaları kullanarak, beş yıl önce bu kritik alanlarda nerede durmakta olduğunuzu bir ölçün. Özellikle de her kategorinin yanındaki ... ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Hedefler Makaleler telkin cd indir izle İstanbul Hedefler Makaleler nerededir kimdir Hedefler Makaleler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Hedefler Makaleler hipnoz Hedefler Makaleler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Hedefler Makaleler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Hedefler Makaleler kuantum düşünce kitap haberi | |
|
23-04-2011, 12:11 AM
|
#141 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar
DÜN, BUGÜN, YARIN
Bazen daha şimdiden nerelere kadar gelmiş olduğumuzu gözden kaybediveririz, ya da hayatta daha nerelere gitmemiz gerektiği gözümüzden kaçıverir. Şu sayfaları kullanarak, beş yıl önce bu kritik alanlarda nerede durmakta olduğunuzu bir ölçün. Özellikle de her kategorinin yanındaki yere, kendiniz için O'dan 10'a kadar bir puan verin, bunun anlamı, eğer O ise, o sıra o alanda hiçbir şeyiniz olmadığı, 10 ise, o sıra o alanda, hayatınızda isteyebileceğiniz en iyi düzeyi yaşıyor olmanız, biçiminde olsun.
Kendinize puanları verdikten sonra ikinci adım, her maddenin yanına bir cümle halinde, o sıralardaki durumunuzun bir tarifini yazmak olsun. Örneğin beş yıl önce siz fiziksel olarak nasıldınız? Oraya belki "7" diye yazar, ardından da, "Oldukça iyi durumdaydım ama daha iyiye gitmeye de kesinlikle payım vardı; üç kilo fazlam vardı haftada iki kere koşuyordum ama sağlıklı şeyler yemiyordum. Enerji düzeyim vasattı" diye yazabilirsiniz.
Şimdi beş on dakika ayırıp bu egzersizi hemen yapın. Çok aydınlatıcı bulacaksınız! 5 yıl önce —— Puan —— Cümle
Fizik————————————
Zihinsel
Duygusal
Çekicilik
İlişkiler
Yaşama ortamı
Sosyal
Ruhsal
Meslekî
Parasal
Şimdi çelişkiyi görebilmek için, nerelere vardığınızı ya da varamadığınızı da bir yoklayalım. Aynı sorulara, bir de bugünü esas alarak cevap verin. Başka bir ifadeyle, önce kendinize, bugünkü durumunuz için l'den 10'a kadar puan verin, sonra da, bugün her kategoride nerede olduğunuzu özetleyecek bir ya da iki cümle yazın. Bugün
Fizik
Zihinsel
Duygusal
Çekicilik
İlişkiler
Yaşama ortamı
Sosyal
Ruhsal
Meslekî
Parasal
Puan:
Cümle:
Bunu yapmaktan şu ana kadar ne öğrendiniz? Ne gibi üstünlükler kazanmışsınız? Bazı alanlarda sandığınızdan daha çok gelişmiş misiniz? Çok büyük aşamalar mı yapmışsınız?
Ne harika bir duygu, değil mi? Eğer istediğiniz kadar aşama yapamamışsamz ya da bazı alanlarda beş yıl önce, şimdikine göre daha bile başarılı olduğunuzu görüyorsanız, o da çok önemli bir mesaj. Yine yıllar geçmesine izin vermeden önce, hemen bazı değişiklikler yapmanızı söyleyen bir mesaj. Unutmayın, hoşnutsuzluk, başarının başta gelen anahtarı olabilir. Bir an süre ayırıp, bu karşılaştırmadan neler öğrendiğinizi tarif eden birkaç kilit cümlecik yazın:
Şimdi de aynı egzersizi, beş yıl sonrasını düşünerek doldurun. Bu sefer de kendinize yine hem puan verin, hem de bu kilit alanların her birinde nasıl olacağınızı tarif eden bir cümle yazın. Beş Yıl Sonra
Fizik
Zihinsel
Duygusal
Çekicilik
ilişkiler
Yaşama ortamı
Sosyal
Ruhsal
Meslekî
Parasal Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. | Offline
| |
23-04-2011, 12:15 AM
|
#142 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar
AMAÇLARA ULAŞMANIN ANAHTARI
Kendinize bir amaç koyduğunuz zaman, CANI'ye adanmışsınız demektir. Tüm insanların sürekli, sonu gelmez iyileştirmelere olan ihtiyacını kabul etmişsiniz demektir. Hoşnutsuzluğun ve geçici rahatsızlığın yarattığı baskıda bir güç vardır. İşte bu, hayatınızda var olmasını isteyeceğiniz bir acıdır, sizi hemen değiştirip olumlu yeni eylemlere iten bir acıdır.
Bu tür baskıya östres denmektedir. Östres güdücü, olumlu bir güç olarak sizi sürekli ileriye gerek kendiniz ve gerekse çevrenizdekiler için hayat kalitenizi iyiye götürmeye iter. Bir düşünün onu bir mahmuz gibi kullanabilirsiniz! Pek çok insan hep baskıdan kaçınmaya çalışır, oysa eğer ortada hiçbir gerilim, hiçbir baskı yoksa, bu sefer bir can sıkıntısı doğar, hayat bir boşalıverir. Pek çok kişi de bundan yakınmaktadır. Aslında biz kendimizi heyecanlı hissettiğimiz zaman, içimizde bir baskı ya da gerilim duyuyoruz demektir. Ama stresin düzeyi ezici değildir. Yalnızca uyarıcıdır.
Stres altında olmakla, stresin kontrolünü elinde tutmak arasında bir fark vardır. Stresi kullanarak kendinizi istediğiniz yöne doğru itebilirsiniz. Bu durum içinizde çok büyük değişimler yaratabilir. Baskıyı kullanmayı öğrenmek ve onu kendi dostunuz haline getirmek, düşmanınız olmaya itmemekle, istediğiniz hayatı yaşama yolunda onu bir araç haline getirebilirsiniz. Ayrıca unutmamamız gerekir ki stres düzeyimizi de kendimiz yaratırız. O halde yaratırken zekice yaratalım.
Baskıyı müttefikiniz olarak kullanmanın en basit yollarından biri, amaçlarınızı elde etmeye adanırken saygı duyduğunuz bazı insanların yardımını sağlamaktır. En çok istediğiniz bir şeyi elde etmek için ne gerekiyorsa yapacağınızı onlara açıkladıktan sonra, işler zorlaşınca yolunuzdan sapmak size daha zor gelmeye başlar. Usandığınız, güveninizi kaybettiğiniz zaman işler iyi gitmiyormuş gibi duygulara kapıldığınız zaman o insanlara kararınızı nasıl açıkladığınızı hatırlamak size güç verecek, dostlarınız da daha yüksek bir standarda bağlı kalmanıza yardım etmiş olacaklardır. Yolunuz dümdüz olmadığı zamanlarda bile vazgeçmeden devam etme konusunda bunun yararlı bir araç olabileceğini göreceksiniz. | Offline
| |
23-04-2011, 12:22 AM
|
#143 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar AMACINIZI ELDE EDEMEMEK BAZEN ASIL GERÇEK AMAÇLARINIZI ELDE ETMEK ANLAMINA GELEBİLİR
Yıllar önce bir arkadaşım yanıma yaklaştı, bir hayalini anlattı. Fiji'deki cennet gibi bir adada yaşamakla ilgili bir hayaldi. Ben bu hayali daha önce de çok duymuş, prensip olarak bu kavramdan çok da hoşlanmıştım. Ama ben pratik bir insandım. Fiji'de bir ada edinme fikri bence bir yatırım fırsatıydı.
Dünya gerçekten bir felâkete doğru giderse, belki ailemi alıp kaçmak için harika bir yer olabilirdi. Becky ile birlikte o taraflara gidebilmek için hemen bir "iş/gezi/tatil" karması planladım. Gitmişken eşimle birlikte oradaki birkaç adayı dolaşıp mülklere bakacak, iyi bir yatırım olup olmayacağı konusunda değerlendirmeler yapacaktık.
Yolculuğa yanımızda götürdüğümüz o çılgın tempolu gündemden sıyrılıp gevşeyebilmemiz için birkaç gün geçmesi gerekti. Ama bu adalardan biraz arazi alma amacımızı hiçbir şeyin engellemesine izin vermeyecektik. Sağlam bir yatırım bulma amacıyla gelmiştik. Bu nedenle bir uçak kiralayıp, Fiji'nin uzak adalarını dolaşmak, bir fırsat yakalamak üzere karara vardık. Serüven dolu bir gün geçirdik, birkaç güzel yere iniş yaptık, bu arada Mavi Göl (Bhte Lagoon) filminin çevrildiği yere de indik, sonunda kuzeydeki grup adalarından birinde ıssız bir plaja gelip bir iniş daha yaptık. Adadaki tek arabayı kiralayıp, hindistan cevizi ağaçlarıyla dolu toprak yolda üç saat boyunca ilerledik.
Derken bomboş kırların ortasında, yolun yan tarafında küçük bir Fijili kız gördük. Alışılmadık kızıl saçları başından ok gibi fışkırıyordu. Becky ile ikimiz bu görünümden çok hoşlandık, kızın resmini çekmek istedik, ama aynı zamanda ona saygılı davranmayı da istiyorduk. Bu nedenle önce çocuğun annesiyle babasını arayıp onlardan resim çekmek için izin istemeye karar verdik.
Kızın evini ararken deniz kıyısında ufacık bir köy gördük. Oraya yaklaşırken köylülerden birkaçı bizi gördü. Aralarından iri bir Fijili adam bize doğru koştu, yüzünde koskoca bir gülümsemeyle bizi karşıladı. Ama aşiret dili falan konuşmuyor, çok kusursuz bir İngilizce konuşuyordu. Gür bir sesle, "Merhaba, benim adım Joe" dedi. "Kava şölenimiz için lütfen bize katılın." Köye girdiğimizde, sonsuz gülüşler ve kahkahalarla, büyük bir neşeyle karşılandık. Ben otuz kadar Fijili erkeğin oturduğu bir kulübeye davet edildim, kava törenine katıldım. Becky de dışarda kalıp, gelenek gereği, kadınlarla konuşmaya davet edildi.
Bu insanların hevesi beni mestetmişti. Neşeleri şaşılacak düzeydeydi. Kulübenin içindeki Fijili erkeklerin hepsinin yüzünde öyle parlak gülümsemeler vardı, bir konuk ağırlamaktan öyle memnundular ki! Beni "bula, bula, bula!" diye karşıladılar. Bunun yaklaşık çevirisi, "Hoşgeldin, mutlu ol, seni seviyoruz!" gibi bir şey. Bu adamlar yanggona adlı biberli bir kökü saatlerden beri bir kâse suda ıslatmışlardı. Şimdi de bu alkolsüz içeceği gururla karıştırıyor, servis yapıyorlardı.
Kava aslında bu içkinin adıydı. Görünüşü bana çamurlu su gibi geliyordu, tadı da aşağı yukarı göründüğü gibiydi. Adamlar gülüşüyor, benimle ve birbirleriyle şakalaşıyorlardı. Bu insanlarla birkaç dakika bir arada kaldıktan sonra, ben de ömrümde yaşamadığım bir huzur duygusunu tatmaya başladım.
Bu keyifli, neşeli hallerine şaşarak onlara, "Sizce hayatın amacı nedir?" diye sordum. Yüzüme sanki kozmik bir şaka yapmışım gibi baktılar, "Mutlu olmak tabii, başka ne var ki?" dediler. "Doğru tabii" dedim. "Fiji'de hepiniz öyle mutlu görünüyorsunuz ki!" İçlerinden biri, "Evet, bence Fiji, dünyanın en mutlu insanlarının ülkesi," diye karşılık verdi. "Ama tabii ben hiç başka yerlerde bulunmadım!" Buna herkes yine kahkahalarla güldü.
Sonra kendi kurallarını bozup Becky'yi de kulübeye sokmaya karar verdiler. Köyün tek gaz lambasını getirdiler, ukulele'leriyle mandolinlerini aldılar, çok geçmeden müziğin sesi tüm köyü doldurdu, kadını, erkeği, çocuğuyla herkes dört sesli bir Fiji havasını söylemeye koyuldu. Bu olay ömrümüzün en heyecan verici, en güçlü tecrübelerinden biri olmuştu. Bu insanların en inanılmaz yanı, bizden tek istediklerinin, hayattan duydukları o sınırsız mutluluğu paylaşmamız olmasıydı.
Saatler geçtiğinde, upuzun vedalaşmalardan sonra o köyden ayrılırken biz de yepyeni insanlar olmuştuk. Hayatımıza derin bir barış ve denge duygusu dolmuştu. Kalmakta olduğumuz rüya gibi tatil beldesine ortalık karardıktan sonra dönerken, çevremizdeki güzelliklere karşı duyduğumuz minnet artmıştı.
Şahane bir manzaranın ortasında, lavların soğumasından oluşmuş bir kaya doruğuna kurulmuş, çevresi yeşilliklerle, mehtap ışığı altındaki hindistan cevizi ağaçlarıyla dolu, eteklerine dalgalar vuran küçük bir evdeydik. İnanılmaz bir gün geçirmiştik. O küçük köyün halkı gerçekten hayatlarımızı zenginlestirmişti. O günkü amacımıza ulaşamamış olduğumuzu fark ettik. Ama o amacın peşinde koşarken, çok daha büyük bir armağan keşfetmiştik. Bulduğumuz bu beklenmedik armağanın değeri, diğeriyle asla ölçülemezdi.
Artık beş altı yıldan beri Fiji'ye en az yılda üç dört kere gidiyoruz. Nihaî yatırımımızı orada daha ilk gidişte gerçekleştirmeyi ummuştuk, ama bir yer satın almayı ancak yirminci gidişte gerçekleştirebildik. Orayı da yatırım olarak değil, dostlarımızla birlikte Fiji'nin tadını çıkarabilmek amacıyla aldık. Boş arazi almaktansa, iki yıl önce Namale'yi aldık. Burası ilk gidişimizde kaldığımız güzel bir plantasyon beldesiydi. O sihirli yerin bizim olmasını, onu dostlarımızla ve bazı özel kişilerle paylaşmayı istemiştik.
Namale'nin sahibi olmak bana, seminerlerimde insanların hayattan zevk alma kapasitesini gelişmesini seyretmek kadar büyük bir zevk veriyor. İnsanlar Namale'ye gelince de aynı değişim yer alıyor, ama bu sefer ben hiçbir şey yapmak zorunda kalmıyorum! Yan gelip oturuyorum, her meslekten insanların, balayına gelmiş çiftlerden emekli olmuş eski genel müdürlere kadar her türlü insanların orada serbest kalıp yeniden çocukluklarını keşfetmelerini seyrediyorum. Tepedeki bir kaynaktan fıskiye gibi fışkıran sulara bakıyorlar, yerlilerle voleybol oynuyorlar, kumsalda ata biniyorlar ya da kava şölenlerine katılıyorlar.
Denizin altında yepyeni bir dünyayı keşfederken, hayallerindekine taş çıkaran grubun karşısında içki içerken, köydeki Pazar ayinine katılıp Fiji'lilerle ruhsal bağlar kurduklarında gülümserken onlara bakmaktan çok hoşlanıyorum. Başlangıçta "yatırım" amacını izlerken, hepimize hayatta esas önemli olan şeyin her olduğunu hatırlatacak bir ortam bulacağımızdan haberim yokru. Önemli olan yalnız amaca ulaşmak değil, o amacın peşinde koşarken tattığınız hayat kalitesidir. | Offline
| |
23-04-2011, 12:30 AM
|
#144 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar RÜYAYI YAŞAMAK
Pek çok insanlar hayatta yaşarken neşeyi ve mutluluğu hep ertelerler. Onlara göre amaç seçmek, "günün birinde" yani şu ya da bu amacı elde ettikten sonra hayattan zevk almaya başlayacaklarına karar vermek demektir. Oysa işin gerçeği, eğer şimdi mutlu olmaya karar verirsek, aslında çok daha fazla şey elde edebileceğimiz yolundadır. Amaçlar insana harikulade bir ön kazandırır, odağını netleştirir, ama biz hayatı tam anlamıyla ve dolu dolu yaşamak için her an çaba göstermeliyiz, her saniyeden alabileceğimiz kadar keyif almalıyız. Hayattaki başarı ya da başarımızı, tek olarak seçilmiş belirli bir amacı elde edip etmemekle ölçmek yerine, unutmayın ki hangi yöne doğru gitmekte olduğumuz, tek tek sonuçlardan çok daha önemlidir. Eğer doğru yönde ilerlemeyi sürdürürsek, yalnız izlemekte olduğumuz amaçları değil, çok daha fazlasını da elde edebiliriz!
Aklıma bir adam geliyor. Hayatıyla, kişinin yeteneklerini değiştirmesi gücünü temsil eden bir adam. Aynı zamanda seçtiği amacı elde edememenin bazen çok daha büyük amaçları elde etmek anlamına gelebileceğini bize gösteren bir adam. Müteveffa Michael Landon. Bu insan neden o kadar çok kişi tarafından öylesine sevilirdi? Çünkü kültürümüzde var olan en yüksek değerleri temsil ederdi. Güçlü bir aile duygusu, doğru olan şeyi yapma kişiliğinde tutarlılık ve dürüstlük, karşı çıkıldığında sebat ve azim, ayrıca da büyük bir sevgi duygusu. Nice hayatları iyiye çevirmiş olan bu adam, bizim kültürümüzde bir kahraman olduysa, bunu doğrudan değil, dolaylı bir yoldan sağlamıştır. Çocukken gerek fiziksel, gerekse duygusal açıdan sömürü dolu bir çevrede büyümüştür.
Annesiyle babası sürekli olarak kavga eden inşalardır. Babası Yahudidir (Katoliklerden nefret eder), annesi de Katoliktir (aynı zamanda da Yahudi düşmanıdır). Annesi ikide bir melodramatik r girişimlerine kalkışır, Michael'ın peşinden, gençlerin toplandığı yerlere gider, taksiden fırladığı gibi içeriye dalar, onu elbise askısıyla dövmeye kalkarmış. Lise yaşlarına geldiğinde sürekli yatağını ıslatan Michael'ın engelleyemediği tikleri varmış, ikide bir, elinde olmadan, yutkunur gibi sesler çıkarırmış. Sıska bir çocukmuş ve içi hep korkuyla doluymuş. Bu anlattıklarım herhalde kulağa, Küçük Ev dizisinden tanıdığımız Ingalls ailesinin o güven dolu babası gibi gelmiyor, değil mi? Nedir onun hayatını değiştiren?
Günün birinde, lise ikide okurken, cimnastik öğretmeni sınıfı futbol sahasına götürmüş, cirit attırmış. Eski paslı bir cirit kullanıyorlarmış. Michael o anda, kendine bakış açısını ebediyen değiştirecek bir tecrübeye doğru yaklaşmaktaymış. Sırası geldiğinde, cirite yine her zamanki korku ve güvensizlikle yaklaşmış.
Ama o gün bir mucize olmuş. Michael ciriti fırlattığında, cirit herkesin atışından on metre daha uzağa gidip düşmüş. Michael o anda kendisinin de bir geleceği olduğunu hissetmiş. Sonradan Life dergisinde yayınlanan bir röportajda şöyle dediğini okuyoruz. "Ben o gün diğer insanlardan daha iyi yapabildiğim bir şey keşfetmiştim. O şeye sarkabilecektim. Sarıldım da. Öğretmene yalvardım, ciriti eve götürmeme izin vermesini istedim. Yazın ciritin bende kalmasına izin verdi. Ben yaz boyu o ciriti attım, attım, attım."
Michael kendisini güdecek geleceği bulmuştu. Onu elden bırakmadı, tutkuyla izledi. Sonuçlar şaşırtıcı oldu. Yaz tatilinden döndüğünde vücudu değişmeye başlamıştı. O yıl üst bedenini geliştirici cinmastiklere başladı. Lise son sınıfa geldiğinde ABD liselerarası cirit atma rekorunu kırmış, Güney California Üniversitesi'ne atletik burs kazanmıştı. Kendi ifadesiyle, fare artık arslan olmuştu. Nasıl buluyorsunuz bu metaforu?
Hikâye burada bitmiyor. Michael'ın gücünün bir bölümü de, Samson ve Dalila filmini seyretmekten kaynaklanıyor. Saçlarını uzatırsa güçlü olacağına inanmış. Bu inanç gerçekten lise boyunca sonuç vermiş. Ama o sıra ülkede fırça traş modası çıkınca, Michael'ın inancı bir sarsıntı geçirmek zorunda kalmış. Bir grup kısa saçlı sporcu onu yakalayıp yere yatırmış, bukle bukle saçlarını kesmişler. Aslında aklıyla inancının gerçek olamayacağını bildiği halde, gücü yine de yok olmuş. Attığı ciritler on metre daha geriye düşmeye başlamış. Eski performansına ulaşmak için kendini zorlarken öyle kötü sakatlanmış ki, bir yıl spordan uzak kalmış. Atletizm bölümü yönetimi de zorluk çıkarınca, üniversiteden ayrılmak zorunda kalmış. Kendini geçindirebilmek için, bir imalât fabrikasında yükleme boşaltma işçisi olmuş. Rüyalarının öldüğüne inanır gibiymiş. Uluslararası atletizm yıldızı olma rüyasına artık nasıl ulaşabilir ki?
Bereket versin günün birinde Hollywood yetenek avcılarından biri onu görmüş, Bonanza dizisinde küçük Joe Cartwright rolü için bir deneme yapmasını teklif etmiş. Bu dizi televizyonun ilk renkli ıvestern dizisidir. Ondan sonra, artık bir daha geriye bakması gerekmemiş. Michael'ın aktör olarak, daha sonra da yönetmen ve yapımcı olarak kariyeri artık kesinlikle rayına oturmuş. Rüyasını kaybetmek ona geleceğini sağlayan şey olmuş. Ama ilk amaçlarını izlemek, o amaçların ona verdiği yön, hem fiziksel vücudunu hem de karakterini biçimlendirmeye yaramış ki, onu yazgısına hazırlayan da bu ikisi olmuş. Bazen uğradığımız hayal kırıklıklarının aslında kılık değiştirmiş fırsatlar olduğuna inanmamız gerekebilir. | Offline
| |
23-04-2011, 12:35 AM
|
#145 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar AMAÇLARA ULAŞMANIN ANAHTARI
Bunun anlamı nedir? Yani eğer amaçlarınıza doğru giderken başlangıçta başarısızlığa uğrayınca, yol değiştirip başka bir şey yapmanız mı gerekmektedir? Elbette ki hayır. Hiç kimse amacına yalnızca ilgi duyarak ulaşmış değildir. Tam anlamıyla kendini adamak gerekir. Hattâ ben insanların başarı kaynaklarını araştırırken, sebatın yeteneği bile gölgede bıraktığını, hayat kalitesi yaratmakta bir numaralı kaynak durumuna geldiğini sık sık görmüşümdür. Çoğu insanlar amaçlarına beş adım kala pes edip vazgeçerler!
Bence hayat sürekli olarak bizim sebat düzeyimizi sınavdan geçiriyor. Hayatın en büyük ödülleri, başarıya ulaşıncaya kadar sonu gelmez bir adanmışlık gösterenlere ayrılıyor. Bu düzeydeki bir kararlılık dağları bile devirebilir ama bir şartla sürekli ve tutarlı olması gerekir! Bu söz kulağa ne kadar basit gelirse gelsin, yine de rüyalarına ulaşanlarla pişmanlık içinde yaşayanlar arasındaki farkın ruhunu oluşturmaktadır.
Ben görünmezi alıp görünür hale getirenleri inceleyen bir insanım. Şairlere, yazarlara, aktörlere ve girişimcilere saygı duyuşum bu yüzdendir. Bunlar bir fikri alıp hayata getiren insanlardır. Yaratıcılığın, sonu gelmez kişisel büyümenin ve başarının örneği olarak tanıdığım kişilerden biri de Sony Pictures Entertainment Inc. şirketinin (daha önceki adı, Columbia Pictures) yönetim kurulu başkanı ve genel müdürü Peter Guber'dir. 48 yaşındayken sinema sanayiinin en güçlü ve en saygın kişilerinden biri durumuna gelen Peter, ortağı Jön Peters'la birlikte toplam 52 kere Oscar adayı olarak gösterilmiştir. Çalışmaları arasında Geceyansı Ekspresi'nden Kaybolana, Yağmur Adam'a, Batman'a kadar pek çok eser sayılabilir.
1989'da, Guber-Peters Entertainment Company adındaki şirketleri, 200 milyon dolara Sony firması tarafından satın alınmış, böylelikle iki ortağın Columbia Pictures imparatorluğunu yönetmesi sağlanmıştır. Bu kadar genç bir insan, böylesine rekabetçi bir alanda nasıl olmuş da böyle bir etkinlik ve ağırlık kazanmıştır? Cevap elbette ki vizyonda ve sonu gelmez, sarsılmaz sebatta yatmaktadır.
Bana günlerden bir gün Peter Guber'dan bir telefon geldi, Kişisel Güç adlı ses kaseti programımı çok beğendiğini böylece öğrenmiş oldum. Sabahları cimnastik yaparken benim kasetlerimi dinler, vücudunu forma sokarken zihnini de forma sokmaya çalışırmış! Aramasının nedeni bana teşekkür etmekmiş, çünkü daha önce hiç televizyon reklamından sipariş vererek bir şey satın almamış, ayrıca da ömründe bu tür kasetlerle karşılaşmamış. Bu görüşmemizin sonucu olarak Peter'la karşılaşma ve onunla dost olma olanağı buldum. Öğrendiğime göre o inanılmaz başarısının sırrı, bir kere benimsediği amaca kene gibi sarılması, hiç vazgeçmemesiydi.
Daha 1979 yılında, Guber'le Jön Peters Batman'm haklarını satın almış, ama yapıma ancak 1988'de başlayabilmişlerdi. Bu arada hemen hemen herkes filmi öldürmeye çalışmıştı. Stüdyo yönetmenleri, böyle bir filme pazar olmadığını söylemiş, onu ancak çocukların ve çizgi roman hastalarının seyredeceğine işaret etmişlerdi (çizgi roman hastaları da, Batman rolüne Michael Keaton'ın seçildiğini öğrendikleri anda alevlenivermişlerdi). Sürekli hayal kırıklıkları, başarısızlıklar ve hayli büyük risklere rağmen, Guber ve Peters ekibi yine de Batman'i gelmiş geçmiş en başarılı filmlerden biri halinde ortaya koydular ve ilk hafta gişe girdilerinde yeni bir rekor kırdılar. Filmin ve yan ürünlerinin gelirinin bir milyar doları aştığı tahmin edilmektedir.
Guber'in sebatının bir başka örneği de Yağmur Adam filmini çevirirken ortaya çıkmıştır. Aslında bu filmin hiç sağ kalamaması gerekirdi. Üzerinde çalıştıkları süre içinde beş senaryo yazarıyla üç yönetmen işi terkedip gitmişti. Bunların arasında Steven Spielberg de vardı. Bazıları Peter Guber'in senaryoyu değiştirip biraz eylem katmasını, cinayetlere, en azından biraz sekse yer vermesini istiyorlardı. İki kişiyi arabada ülkeyi dolaşırken gösteren bir filmi hiç kimsenin seyretmeyeceğini, hele içlerinden biri "geri zekâlı" olunca, hiç seyirci bulunamayacağını söylemekteydiler.
Ama Peter, duygunun gücünü anlayan bir insandır, sürekli olarak insan ruhunu harekete geçiren, dokunaklı filmler yapmaktadır. İnsanların ruhuna ulaşabilecek şeyin ne olduğunu bildiği için de, hiç ödün vermemiş, herkese bu filmin ilişkiler hakkında olduğunu, iki kardeşin birbirini tanımasıyla ilgili olduğunu, daha başka bir eyleme gerek olmadığını, hatta Yağmur Adam'ın Oscar kazanacağını söyleyip durmuştur. En büyük ustalar onu caydırmaya çalışmış, ama kendisi Spielberg'e bile karşı koymuştur. Tabii 1988 yılında film Oscar'a dört yönden aday gösterilmiştir. En İyi Film, En İyi Aktör, En İyi Yönetmen ve En İyi Senaryo. Azmin elinden bir şey kurtulmaz. Guber her yeni filmiyle yeni bir başlangıç yaptığına inanmakta, insanın Hollywood'da ancak en son filmi kadar iyi sayılabileceğini söylemektedir. Sizce bu, büyük korkular yaratabilecek bir inanç mı? Hem de nasıl! Ama Guber, korkuyu ve çevreden gelen stresi kullanabildiğini, bunlar karşısında felç olmayıp, tersine bunların kendisini ileri fırlatmasını sağladığını söylemektedir.
İnsanlar bazen, başarısızlığa uğrama korkusu yüzünden, belli bir amacı izlemeye hiç başlamazlar bile. Hattâ daha da beteri, bir amacı izlemeye başlar, sonra çabucak vazgeçerler. Belki o amaca ulaşmanın doğru yolunu seçmişlerdir, ama sabır ve sebat gösterememişlerdir. Çabucak feedback alamayınca, gereğinden erken pes etmişlerdir. Şampiyonlarda, en yüksek dileklerine ulaşanlarda hep gördüğüm bir belirgin nitelik varsa, o da o inanılmaz sebatlarıdır. Gerektiğinde yaklaşımlarını değiştirirler, ama nihaî amacı asla gözden kaçırmazlar. | Offline
| |
23-04-2011, 12:39 AM
|
#146 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar AMAÇLARINIZI ELDE ETMEK İÇİN O GİRİFT AKTİVASYON SİSTEMİNİZİN GÜCÜNÜ SERBEST BIRAKIN
Peter Guber'ın ya da Michael Landon'ın kullandığı güç nedir? Amaçlarıyla ilgili olabilecek ya da isteklerine ulaşmalarına katkıda bulunabilecek şeyleri hemen görüp fark edebilmelerini sağlayan o doğaüstü sezgileri nereden gelmektedir? Bence her iki olayda da bu insanlar, beyinlerindeki Girift Aktivasyon Sistemi (Reticular Aktivation System)'nin mekanizmasını kullanmayı öğrenmişlerdir.
Kulağa biraz fazla karmaşık gibi geliyor, sürecin kendisi gerçekten de öyledir, ama aslında GAS sisteminizin çalışma biçimi hem basit, hem de derindir diyebiliriz. Neyi fark edip neye dikkat edeceğinizi saptar. Zihninizin süzgecidir o. Unutmayın ki bilinç düzeyinde zihniniz belli bir anda ancak belli sayıda şeye odaklanabilir, bu nedenle de beyniniz bir yığın şeyi, dikkat edilmesi gerekmeyen şeyler olarak tasfiye etmek zorunda kalır. Şu anda bir yığın uyaran, üzerinize bombardıman halinde yağıyor, ama beyniniz bunun çoğunu eliyor siz neyi önemli buluyorsanız, onların üzerine odaklanıyor. İşte bunu başarmanın mekanizmasına GAS (orijinali RAS) deniyor. Sizin GAS'ınız, gerçeklerin ne kadarını bilinçli olarak algıladığınızdan sorumlu olan mekanizmadır.
Bir örnek vereyim. Hiç kendinize yeni bir giysi ya da bir araba alıp da, nereye baksanız hep o giysiyi, o arabayı fark ettiğiniz oldu mu? Nedendir o? Daha önce yok muydu onlar? Tabii vardı, ama sizin şimdi farkına varmanızın nedeni ondan bir tane satın almış olmanızın GAS'ınıza onun sizin için önemli olduğu mesajını vermesi. Hep çevrenizde var olan bir şeye karşı yükselmiş bir bilinçlenme düzeyi geliştiriyorsunuz.
Zihinsel tutumunuzdaki bu değişim, sizi amaçlarınızla daha iyi hizalandım. Bir şeyin öncelikli olduğuna bir kere karar verince, ona çok büyük duygusal yoğunluk yüklersiniz, sürekli ona odaklanınca da, o amacın elde edilmesini destekleyen tüm kaynaklar eninde sonunda netleşir, kendini belli eder. Bu nedenle, amaçlarınızı bir kere seçtikten sonra onlara nasıl ulaşabildiğinizi anlamanız o kadar da önemli değildir. Siz GAS'ınıza güvenin, o size yol boyu bilmeniz gereken her şeyi gösterecektir. | Offline
| |
23-04-2011, 12:44 AM
|
#147 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar "Yükseğe tırmanın; uzağa tırmanın. Amacınız gökyüzü; hedefiniz yıldız."
WILLIAMS COLLEGE'DE PANO YAZISI
Sekiz yıl önce, 1983'de, ben öyle bir şey yaptım, kendime öyle güdücü bir gelecek yarattım ki, sonuçta tüm hayatım değişti. Standartlarımı yükseltme genel sürecinin içinde, kendime yepyeni bir dizi amaç seçtim, nelere razı olacağımı upuzun bir liste halinde yazdım, hayatımda neleri sağlamaya adandığımı da yazdım. Sınırlayıcı inançlarımı bir kenara kaldırıp, elimde günlüğümle plajda kumların üzerine yerleştim.
Üç saat boyunca kafamı kaldırmadan yazı yazdım, neler yapabileceğim, neler olabileceğim, neler yaratabileceğim, neleri yaşayabileceğim, ne katkılarda bulunabileceğim konusunda aklıma ne gelirse, bir beyin fırtınası halinde o sayfalara döktüm. Bu amaçları elde etmek için kendime verdiğim süre, yarından başlayıp yirmi yıl sonra sona eriyordu. Bu amaçları acaba elde edebilir miyim, edemez miyim, diye düşünmeye hiç zaman ayırmadım. Yalnızca bana ilham veren her olanağı yakalayıp oraya yazdım.
O başlangıçtan hareketle, süreci altı ay sonra daha bir rafine ettim. O sıralarda bir grup parapsikologla birlikte SSCB'ye davet edilmiştim. Rusya'nın her yanındaki üniversite uzmanlarıyla birlikte, psişik olguları doğrudan inceleyecektik.
Grubumla birlikte yola çıktığımızda, Moskova'dan Sibirya'ya ve sonra da Leningrad'a doğru giderken zamanımızın çoğu trenlerde geçiyordu. Elimde yazı yazacak kâğıt yoktu. Bir tek, eski bir Rusya haritasının arka yüzü vardı. Oraya bütün uzun vadeli amaçlarımı yazdım. Hem ruhsal, hem zihinsel, hem duygusal, hem fiziksel, hem de finansal yazgılarımı kâğıda döküp sonra da her biri için, sondan başlayıp başa doğru, kilometre taşlarını, durak yerlerini işaretleyip zamanlama yapmaya çalıştım.
Örneğin, en başta gelen ruhsal amacımı on yıl sonra elde etmek için, nasıl bir insan olmalıydım, şu andan başlayarak dokuz yıl içinde neleri yapmış olmalıydım, sekiz yıl içinde neleri yapmış olmalıydım, yedi yıl ... Bu böylece geriliyor, bugüne kadar varıyordu. Ben bugün ne yapmalıydım ki beni seçtiğim amaca doğru götürsün?
O gün, hayatımı değiştiren belirli amaçları benimsedim. Hayallerimin kadınının tanımını yaptım, zihinsel, duygusal, fiziksel, ruhsal bakımdan nasıl biri olmasını istediğimi yazdım. Çocuklarımın nasıl olacağını tarif ettim, tadını çıkaracak o büyük gelirimi yazdım, içinde oturacağım evi hattâ üçüncü katta olacak okyanus manzaralı çalışma odamı bile kaydettim. Bir buçuk yıl sonra Life dergisi evime gelmiş, hayatımda bütün bu büyük değişiklikleri nasıl sağladığım konusunda benimle röportaj yapıyordu. Haritamı çıkarıp onlara not ettiğim amaçları gösterdiğimde, bunlardan ne kadar çoğunu elde etmiş olduğuma şaşmamak elde değildi. Tarif ettiğim kadınla tanışmış, onunla evlenmiştim. Hayalimde canlandırdığım evi bulup satın almıştım. En ince ayrıntısına kadar, hattâ üçüncü kattaki okyanus manzaralı çalışma odasına kadar. Başlangıçta bunları yazarken, bu amaçların yerine gelebilecek şeyler olduğu konusunda hiçbir garantim yoktu. Ama onlara ulaşabilmek için, kısa bir süre için yargı yeteneğimi askıya almaya razı olmuştum. | Offline
| |
23-04-2011, 12:48 AM
|
#148 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar İLK ADIMINIZI ŞİMDİ ATIN!
Şimdi yapacağımız şey, görünmezi görünür kılmak, yani rüyalarınızı gerçekleştirmek yolunda ilk adımı atmak. Bu işi bitirdiğinizde, kendinize öyle büyük beklentiler, öyle güdücü bir gelecek yaratmış olacaksınız ki, ilk adımları hemen bugün atmamak elinizden gelmeyecek. Dört alanı kapsayacağız:
1) Kişisel gelişme amaçları,
2) Kariyer/iş/ekonomik amaçlar,
3) Oyuncak/serüven amaçları,
4) Katkı amaçları.
Bunların her biri için, kendinize bir beyin fırtınası süresi ayırmanız gerekmektedir. Hızla yazın. Kaleminiz sürekli hareket etsin. Kendinize sansür uygulamayın. Yalnızca her şeyi kâğıda dökmeye bakın. Sürekli olarak kendinize, eğer istediklerimin olacağını bilsem, hayatta ne olmak isterdim? diye sorun. Hiç başarısızlığa uğramayacağımı bilsem, nelerin peşine düşerdim? Bunları nasıl yapacağınızı bilme ihtiyacını şu an için hiç düşünmeyin. Yalnızca, aslında ne istediğinizi keşfedin. Bunu yaparken de yeteneğinizi sorgulamayın, ondan hiç kuşku duymayın.
Unutmayın, yeterince ilham bulursanız, içinizden serbest bırakacağınız güç isteğinizi gerçekleştirmenin bir yolunu bulacaktır. Ayrıca, başlangıçta konulara spesifik olarak girmeye de pek zaman ayırmayın. Yani örneğin, "San Francisco'nun Nob Hill semtinde, salonu basamaklı bir ev istiyorum, beyaza boyanmış olsun, çağdaş mobilyalarla döşensin, arada sırada çarpıcı renkler atılmış olsun - ha, bir de Victoria tipi gül bahçesini unutma" demeyin. Yalnızca şöyle yazın, "Rüya ev. Büyük bahçe. San Francisco." Ayrıntıları sonra doldurursunuz.
Şimdi, şu anda, kendinizi tam bir inanç durumuna, tam bir beklenti durumuna sokun, istediğiniz her şeyi yaratabileceğinize güvenmiş olun. Kendinizi yeniden çocukmuş gibi düşünmenizi istiyorum. Noel Baba'nın gelmesini bekleyen bir çocuk! Noel Baba sizi kucağına oturtmak üzere. Nasıl bir duyguydu, hatırlıyor musunuz? Yılbaşı öncesinde çocuklarla konuşursanız, çok keyifli, olmadık bir liste çıkarabileceklerini görürsünüz. Örneğin derler ki, "Söyleyeyim ne istediğimi. Yüzme havuzu istiyorum. Hattâ iki tane yüzme havuzu istiyorum. Biri senin için, biri de benim için!" Herhalde yanında duran bir büyük, o anda çocuğa döner, "Ne?" diye sorar. "Arka bahçeye bir banyo küveti koyabilsek kendini şanslı sayman gerekir!" Eh, pratik olmaya daha sonra başlarız. Mesele çocuk olabilmekte. Kendinize hayat olanaklarını sınırsız yoklama özgürlüğü tanıyım. | Offline
| |
23-04-2011, 12:52 AM
|
#149 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar 1. Kişisel Gelişme Amaçları Birinci Adım: Bu kitapta verilen şema üzerinde (ya da daha çok yazma yerine ihtiyaç duyuyorsanız, başka kâğıtlar üzerinde), kişisel büyümenize dönük olarak hayatınızda geliştirmeyi ve iyileştirmeyi düşünebileceğiniz her şeyi yazın.
Fiziksel vücudunuzu nasıl daha iyileştirmek istersiniz? Zihinsel ve sosyal gelişmeniz için amaçlarınız nelerdir? Örneğin, bir yabancı dil öğrenmek ister misiniz? Hızlı Okuma ustası olmak ister misiniz? Shakespeare'in tüm eserlerini okumak sizin için değerli bir şey mi? Duygusal olarak, neleri yaşamak, başarmak, nelerin ustası olmak istersiniz? Belki paternleri bir anda kırmak, hırslanma ve reddedilme duygularından kurtulmak istersiniz. Belki öfke duyduğunuz insanlara karşı merhamet duymak istersiniz. Ruhsal amaçlarınız nelerdir? Yaratıcınızla daha büyük bir yakınlık duygusu hissetmek mi istiyorsunuz? Yoksa komşularınıza yönelik daha büyük bir sevgi ve merhamet duygusu mu geliştirmek istiyorsunuz?
Bu amaçları yazmanın anahtarı, zihninize durak tanımaksızın her şeyi hemen kâğıda yazmaktır. Bunların bazıları kısa vadeli amaçlar olabilir. Bu hafta yapacağınız, bu yıl yapacağınız şeyler olabilir, bazıları da uzun vadeli amaçlar olacaktır. Şimdi başlayıp yirmi yıl sonra tamamlamayı düşüneceğiniz şeyler olacaktır. Beyin fırtınasını en az beş dakika sürdürün. Bu arada bir an bile yazmayı kesmeyin.
Saçmalamaktan korkmayın. Saçmalayın, çılgınlasın, çocuk olun. Bazen acayip bir fikir, harikulade bir kadere giden yolu açar! Başlamadan önce şöyle bir düşünmek isteyebileceğiniz birkaç soruyu size aşağıda vereyim. Ama onları gözden geçirdikten sonra, hemen işe koyulun, amaç seçme sürecini çabucak başlatın!
Neler öğrenmek istersiniz?
Hayatınız süresince edinmek istediğiniz bazı beceriler nelerdir?
Geliştirmek istediğiniz bazı karakter özellikleri nelerdir?
Dostlarınızın kimler olmasını istiyorsunuz?
Kendiniz kim olmak istiyorsunuz?
Fiziksel sağlığınız için neler yapabilirsiniz?
Haftada bir masaj yaptırmak mı? Yoksa her gün mü?
Rüyalarınızdaki vücudu yaratmak mı?
Bir spor salonuna kaydolup orayı gerçekten kullanmak mı?
Vejetaryen bir aşçı tutmak mı?
Honolulu'daki Demir Adam Triatlon'unu tamamlamak mı?
Uçuş korkunuzu yenmek ister misiniz?
Ya topluluk karşısında konuşma korkunuzu?
Ya yüzme korkunuzu?
Ne öğrenmek istersiniz?
Fransızca mı?
Ölü Deniz canlılarını incelemek mi?
Dans edip şarkı söylemek mi?
Keman virtüözü Itzhak Perlman'dan ders almak mı?
Başka kimden ders almak istersiniz?
Evinize başka ülkeden bir mübadele öğrencisi almak ister misiniz? | Offline
| |
23-04-2011, 12:55 AM
|
#150 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar İkinci Adım: Artık elinizde kişisel gelişme amaçlarınız bulunduğuna ve bunlar size heyecan verdiğine göre bir dakika ayırıp bunların her birine süre de koyun. Bu aşamada, bu amaçları nasıl elde edeceğinizi bilmeniz önemli değildir. Yalnızca kendinize bir zaman süresi koyun. Unutmayın, amaç dediğimiz şey bitiş tarihi verilmiş bir rüya demektir. Bir amacı ne zaman elde edeceğinize karar vermek, o amacı gerçekleştirme yolunda bilinçli ve bilinçsiz güçlerinizi harekete geçireceKtır. Yani eğer bir amacı bir yılda ya da daha kısa sürede elde etmeye adanacaksanız, o satırın yanına "l" diye yazın. Üç yılda bitirmeye adanacaklarınızın yanına "3" yazın, böylece listeye "5", "7", "10", "20" şeklinde sayılar verin. Üçüncü adım: Şimdi de bu kategorinin içinden bir yıllık amaçlarınızın en önemlisini seçin. Eğer bu yıl içinde elde ederseniz size çok büyük heyecan getirecek olan, yılın iyi bir yatırıma gittiğine inanmanıza yol açacak olan bir amaç olsun. İki dakika ayırıp bu amacı neden bir yıl içinde istediğinizle ilgili bir paragraf yazın. Bu size neden dürtü sağlıyor? Bunu başarmakla neler elde edeceksiniz? Elde edemezseniz neleri kaçıracaksınız? Bu nedenler, sizi yolunuzda sebat ettirecek kadar güçlü mü? Eğer değilse, daha iyi bir amaç ya da daha iyi nedenler seçin.
Benim amaçlarla ilgili olarak yıllar önce görebildiğim en önemli nokta şuydu: eğer bir şeyi yapmak için yeterince büyük bir neden bulursam, ya da nedenler listem yeterince güçlüyse, o şeyi yapmanın bir yolunu nasılsa bulurdum. Amaçlar tek başına, ancak ilham verir, ama daha başlangıçta onları neden istediğiniz konusunda en derin nedenleri keşfederseniz, o zaman kendinize çok uzun süreli bir dürtü sağlayabilir, amacı elde edebilecek sebat düzeyine ulaşabilirsiniz. | Offline
| | | |
Yetkileriniz
| Konu Acma Yetkiniz Yok Cevap Yazma Yetkiniz Yok Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok HTML-Kodu Kapalı | | | İçindeki Devi Uyandır Kitabından AlıntılarHedef Ön Hazırlık ve Hedefler Makaleler İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız DÜN, BUGÜN, YARIN
Bazen daha şimdiden nerelere kadar gelmiş olduğumuzu gözden kaybediveririz, ya da hayatta daha nerelere gitmemiz gerektiği gözümüzden kaçıverir. Şu sayfaları kullanarak, beş yıl önce bu kritik alanlarda nerede durmakta olduğunuzu bir ölçün. Özellikle de her kategorinin yanındaki ... ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Hedefler Makaleler telkin cd indir izle İstanbul Hedefler Makaleler nerededir kimdir Hedefler Makaleler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Hedefler Makaleler hipnoz Hedefler Makaleler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Hedefler Makaleler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Hedefler Makaleler kuantum düşünce kitap haberi WEZ Format +3. Şuan Saat: 12:20 PM.
|